Esas No: 2014/8130
Karar No: 2015/7010
Karar Tarihi: 15.10.2015
Danıştay Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2014/8130 Esas 2015/7010 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2014/8130
Karar No : 2015/7010
Kararın Düzeltilmesini İsteyen :
Vekili :
Karşı Taraf :
İstemin Özeti : Davacının defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle 2002 yılının Aralık dönemi için adına re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; Mahkemelerince verilen ara kararıyla, 19.9.2007 günlü dilekçede ibraz edilebileceği belirtilen defter ve belgelerin ibrazı istendiği halde, dava konusu dönemde davacıya katma değer vergisi indirim hakkını sağlayan alış faturaları ile yevmiye defterinin bir mücbir bulunmaksızın ibraz edilmediği anlaşıldığından, katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle davacı adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden ..Vergi Mahkemesinin ... gün ve E:..., K:...sayılı kararına karşı yapılan temyiz istemini aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle reddeden Danıştay Üçüncü Dairesinin 11.2.2104 gün ve E:2013/3389, K:2014/503 sayılı kararının; defter ve belgelerini sunamamasının mücbir sebebe dayandığı, defter ve belgelerin şirketten zorla alındığı dikkate almaksızın tarhiyatın yapıldığı, vergi mahkemesince bozma kararındaki eksik inceleme yapıldığı hususunu göz ardı ederek karar verdiği ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında vergi dairesinin mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden daire olduğu, ikinci fıkrasında ise mükelleflerin vergi uygulaması bakımından hangi Vergi Dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği öngörülmüştür. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 43'üncü maddesinde ise katma değer vergisinin, mükellefin iş yerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh edileceği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 365'inci maddesinde de vergi cezalarının olayların ilgili bulunduğu vergi bakımından mükellefin bağlı olduğu vergi dairesince kesileceği belirtilmiştir.
Uyuşmazlık konusu dönemin 2002 yılının Aralık ayı olduğu, bu dönemde de davacının Şehitkamil Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi olduğundan yukarıda aktarılan muvzuat hükümleri uyarınca tarh işlemlerinin Şehitkamil Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından yapılması gerekirken, yetkili olmayan tarafından yapılan tarhiyatta yasaya uygunluk bulunmadığından, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (c) işaretli bendi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesinin 11.2.2104 gün ve E:2013/3389, K:2014/503 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra davacının temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasında vergi dairesinin mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden daire olduğu; ikinci fıkrasında ise mükelleflerin vergi uygulaması bakımından hangi vergi dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği kurala bağlanmıştır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 43'üncü maddesinde katma değer vergisinin, mükellefin iş yerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh olunacağı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 365'inci maddesinde de vergi cezalarının olayların ilgili bulunduğu vergi bakımından mükellefin bağlı olduğu vergi dairesince kesileceği hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.
İdarenin görevlerini yerine getirirken tek yanlı olarak yaptığı irade açıklaması ile hukuksal sonuç yaratan, hukuk düzeninde değişiklik yapan işlemleri yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden hukuka uygun olmak zorundadır. Bu öğelerden herhangi birinde hukuka aykırılık bulunduğunun idari yargı yerlerince saptanması halinde, bunun bir iptal nedeni olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Vergi idarelerinin, idari işlevleriyle ilgili olarak tesis ettikleri uygulanabilir nitelikte, yükümlünün hukukunu doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik ve yenilik yaratan irade açıklamalarının idari davaya konu teşkil edeceği kuşkusuzdur.
Dosyasının incelenmesinden, 22.1.2003 tarihine kadar Şehitkamil Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi iken, 23.1.2003 tarihinden itibaren mükellefi olan davacı şirket adına defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle katma değer vergisi indirimleri reddedilerek dava konusu tarhiyatın tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, uyuşmazlık konusu 2002 yılının Aralık ayında Şehitkamil Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi olduğundan yukarıda kuralına yer verilen hükümler uyarınca tarhiyatın Şehitkamil Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından yapılması gerekirken, bu konuda yetkili olmayan tarafından yapılmasında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendi uyarınca yetki unsuru bakımından yasaya uygunluk bulunmadığından, davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 15.10.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y :
Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinde yazılı sebeplerden hiçbirine uymadığından, karar düzeltme isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.