Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/3049
Karar No: 2022/3245
Karar Tarihi: 24.05.2022

Danıştay 4. Daire 2018/3049 Esas 2022/3245 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/3049 E.  ,  2022/3245 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/3049
    Karar No : 2022/3245

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    İSTEMİN KONUSU :... Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:...., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ... Tekstil İnşaat Gıda Metal San ve Tic. Ltd. Şti ile .... Metal Nakliyat İnşaat San ve Tic. Ltd. Şti.'nin ödenmeyen muhtelif vergi borçlarının tahsili için düzenlenen ... tarihli ve ... ile ... tarih ve ... takip no'lu ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı adına gönderilen .... numaralı ödeme emirlerine konu vergi ve cezalara ilişkin şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin asıl borçlu şirketin bilinen adresine posta eliyle usulüne uygun olarak tebliğ edilemediği anlaşıldığından, davacı adına düzenlenen söz konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık, davacı adına gönderilen ... numaralı ödeme emirlerine konu vergi ve cezalara ilişkin şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ise esas borçlu şirkete/şirket müdürüne usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinden davacı adına düzenlenen söz konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinden ... takip numaralı ödeme emri içeriği vergi borçları için asıl borçlu ... Metal Nakliyat İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenen ... numaralı ödeme emrinin; 26/09/2011 tarihinde davacı ...'a tebliğinin yapıldığı, davacının hisse devrine ve şirket müdürlüğünün iptaline ilişkin 13/09/2011 tarihli ortaklar kurulu kararının 19/12/2011 tarihinde tescil edildiği, tescil tarihine göre davacıya 26/09/2011 tarihinde yapılan tebliğ işleminin geçerli bir tebliğ işleminin hüküm ve sonuçlarını doğurduğu ve vadesinde ödenmeyen borçların bu itibarla kesinleştiği görülmekle birlikte, dosyada mevcut ... Vergi Mahkemesi'nin 21/07/2016 tarihli ara kararı ile getirtilen şirket hakkındaki mal varlığı araştırmasına ilişkin evraklar incelendiğinde, şirket hakkındaki mal varlığı araştırmasının deniz taşıtları, motorlu taşıtlar, TAKBİS (Tapu ve Kadastro Bilgileri Sorgulama) nezdinde elektronik ortamda ... tarihinde yapıldığı, şirketin vergi borcunu kısmen veya tamamen karşılayacak herhangi bir mal varlığı bulunmadığının tespiti üzerine de amme alacağının takip ve tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emri düzenlenmiş ise de; dava dosyasının incelenmesinden, asıl borçlu şirket hakkındaki mal varlığı araştırmasının ülke çapında bankalardan yapılmadığı anlaşılmış olup, asıl borçlu şirket yönünden kesinleşmiş ve takip süreci tamamlanmış bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, kesinleşmeyen amme alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen söz konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacı istinaf isteminin kabulüne, davalı idare istinaf isteminin reddine, mahkeme kararının redde ilişkin kısmının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemin hukuka uygun olduğu, aksi yönde verilen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : ....
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Temyiz dilekçesinde kararın ... tarihli ve .... ile ... tarih ve ... sayılı ödeme emirleri kısmına yönelik iddialar kararın bu kısmın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yazılı olanlarca bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı düzenlenmiştir.
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un “Terimler” başlıklı 3. maddesinde, amme borçlusu veya borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği belirtilmiş, tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi ise, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacakları şeklinde tanımlanmıştır.
    Bu çerçevede, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi hükmüne göre kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, asıl borçlu şirket nezdinde vergi borcunun usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek kesinleştirilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut biçimde ortaya konulması, bir başka ifadeyle, asıl borçlu hakkında 6183 sayılı Kanun ile belirlenen takip ve tahsil yollarının tüketilmesi gerekmektedir.
    Dosyanın incelenmesinden; dava konusu 2018/8 sayılı ödeme emri içeriği amme alacakları için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edildiği, asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonucunda amme alacaklarının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlendiği, amme alacaklarının ait olduğu dönemlerde davacının kanuni temsilcilik sıfatını haiz olduğu, öte yandan davacı tarafından söz konusu amme alacaklarının asıl borçlu şirketten tahsil edilebileceğine, diğer bir ifadeyle şirketin vergi borçlarını karşılayacak yeterli mal varlığının bulunduğuna dair somut bir itiraz ileri sürülmediği anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği açık olan amme alacaklarının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen .... tarih ve ... sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığından Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
    2. ... Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının... tarihli ve ... ile ... tarih ve ... sayılı ödeme emirlerine ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının ... tarih ve ... sayılı ödeme emrine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi