Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4183 Esas 2016/1111 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4183
Karar No: 2016/1111

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4183 Esas 2016/1111 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sıra cetveline itiraz davasında davalıya ayrılan payın muvazaalı olduğunu ileri süren davacının dava açma süresini kaçırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş. Ancak, sıra cetvelinin davacı vekilinin çalışanına tebliğ edilip vekilin kendisine tebliğ edilmeme sebebi tebliğ mazbatasına yazılmadığı için tebligatın usule uygun olmadığına karar verilmiştir. Bu nedenle, davacı vekilinin sıra cetveline yasal süre içinde itiraz etmemesinin doğru olmadığına karar verilerek hükmün bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi, Tebligat Yönetmeliği'nin 26. ve 29. maddeleri ve usulsüz tebliğ durumunda Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi ile İİK'nun 142. maddesi detaylı ve açıklayıcı bir şekilde ele alınmıştır.
23. Hukuk Dairesi         2015/4183 E.  ,  2016/1111 K.
"İçtihat Metni"



MAHKEMESİ : Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili,... ... esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinin hukuka aykırı ve davalıya ayrılan payın muvazaalı oduğunu ileri sürerek, davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın İİK"nun 142. maddesi gereğince yedi günlük sürede açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Tebligat Kanunu"nun 17, Tebligat Yönetmeliğinin 26. ve 29. maddeleri gereğince tebligat vekile bizzat yapılmalı, vekile bizzat tebliğ edilememesi halinde vekilin adreste bulunmama keyfiyeti tebliğ mazbatasına yazılmalıdır. Aksi halde tebligatın usule uygun olduğundan bahsedilemez. Somut olayda, sıra cetveli, davacı vekilinin çalışanına tebliğ edilip, vekilin kendisine tebliğ edilmeme sebebi tebliğ mazbatasına yazılmadığından, bu işlemin hukuki sonuç doğurması sözkonusu değildir. Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince usulsüz tebliği muhatabı öğrenmiş ise, tebligat artık geçerli ve muhatabın beyan ettiği tarih de tebliğ tarihi sayılır. Bu durumda, tebligatı daha sonra öğrendiğini ileri süren ve bu hususta aksine bilgi bulunmayan davacı için de açıklanan hükmün uygulanması gerekirken, yargılama sırasında da tebligatların aynı kişiye tebliğ edildiği, bu nedenle davacı vekilinin sıra cetvelinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin savunmasının iyiniyetli olmadığı, dolayısıyla sıra cetveline yasal süre içinde itiraz edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere... tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.