Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/7869
Karar No: 2017/105
Karar Tarihi: 17.01.2017

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2015/7869 Esas 2017/105 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2015/7869 E.  ,  2017/105 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yağmaya kalkışma, uyuşturucu madde ticareti yapmak, izinsiz hint keneviri ekmek, suçluyu kayırma, tehdit
    HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Suç tarihlerinin karar başlığında 06.08.2008 olarak gösterilmesi, kendisine yönelik nitelikli yağma suçundan kurulan hükümde mağdur ...’nun soyadının “Doruk” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür.
    İddianame ve görevsizlik kararı içeriğine göre, sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan kamu davası açılmış olmasına karşın bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de; dava zamanaşımı süresi içerisinde her zaman mahkemesinden bir karar alınması olanaklı görüldüğünden bu yöndeki o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Sanık ...’un yokluğunda verilen hükmün, usulüne uygun olarak 15/08/2013 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın hükmü 02/10/2013 tarihinde, yasal süresinde temyiz etmediği anlaşıldığından, CMUK. 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
    I-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan kurulan beraat; sanıklar ... ve ... hakkında, suçluyu kayırma suçundan kurulan beraat; sanık ... hakkında mağdur ...’a yönelik, sanık ... hakkında katılan ...’e yönelik, sanık ... hakkında ise mağdur ...’ya yönelik yağmaya kalkışma suçundan kurulan beraat hükümlerine karşı o yer Cumhuriyet Savcısının; sanıklar ... ve ... hakkında, izinsiz hint keneviri ekmek suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine karşı o yer Cumhuriyet Savcısı ile sanık ...’in; sanık ... hakkında, uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne karşı sanık ... savunmanının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu"nun takdirine göre, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık ... ile sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye kısmen aykırı olarak ONANMASINA,
    II-Sanıklar ..., ..., ... ve ..., hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak suçundan kurulan beraat, sanıklar ... ve ... hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçundan kurulan mahkumiyet; sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, mağdur ...’a yönelik yağmaya kalkışma suçundan kurulan mahkumiyet, sanık ... hakkında, mağdur ...’ya yönelik yağmaya kalkışma suçundan kurulan mahkumiyet; sanıklar ... ve ... hakkında, mağdur ...’e yönelik yağmaya kalkışma suçundan kurulan mahkumiyet; sanık ... hakkında, katılan ...’e yönelik yağmaya kalkışma suçundan kurulan mahkumiyet; sanık ... hakkında mağdur ...’e yönelik tehdit suçundan kurulan mahkumiyet; sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    Ancak;

    1- Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, organik ve hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt mensupları üzerinde hakimiyet teşkil eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmalıdır. Örgütün varlığı için suç işleme amacıyla etrafındaki fiili birleşme ve niteliği itibariyle devamlılık aranmalıdır. Üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olmalıdır
    Bir suç örgütünün varlığında hiyerarşik ve komplike yapılanma içinde bulunan örgütten ayrılamama ve örgütün istediği şekilde hareket etme ve yaşama zorunluluğu tespit edilmelidir.
    Tam bir işbirliği ve eylem paylaşımı anlayışı çerçevesinde en az üç kişi tarafından kurulan ve bünyesinde hiyerarşik ilişki taşıyan süreklilik ve devamlılık gösterecek şekilde yapılanan baskı, yıldırma, sindirme ve zorlama yöntemlerini kullanarak korkutucu topluluk olarak tanımlanabilir.
    Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak en az üç kişinin kendi aralarında soyut değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacıyla fiili birleşmenin olması niteliği ile devamlılık arz etmesi gereken kararlı bir yapılanmadır.
    Suç örgütünün kurucusu, örgüt yöneticisi ve örgütün üyeleri net, tartışmasız belirlenip, yapılanmanın içinde ne şekilde yer aldığı, soyut değil, somut şekilde saptanmalıdır.
    Ayrıca işlenen suç ve/veya suçların örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda ve/veya örgüt yönetici veya örgüt üyesi tarafından şahsi nedenle olsa bile suç örgütünün gücünden ve imkanlarından yararlanarak mı işlendiği belirlenmelidir.
    Hal böyle olunca; suç örgütü kavramının ne olduğu unsurlarının ve tespiti önemli olduğu kadar hangi suçların suç örgütünün amacı ve faaliyeti kabul edileceği veya edilemeyeceğinin belirlenmesi gerekir.
    Cumhuriyet Savcısı soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasına ya da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin iki karardan birini verir.
    Kovuşturmaya yer olmadığına kararları kesin hüküm niteliğinde değillerdir.
    Kovuşturmama kararına karşı;
    a) Suçtan zarar gören, kovuşturmasızlık kararının kendisine bildirilmesinden başlayarak 15 gün içinde bu karara itiraz eder ve itirazı inceleyen makam itiraz dilekçesinde kamu davasını haklı gösterecek olaylar ve deliller görür ise kamu davasının açılmasına karar verir. Cumhuriyet Savcısı bu halde kamu davası açar.
    Hakimin Cumhuriyet Savcısının yerine geçerek dava açması dahi söz konusu olamaz. (Kovuşturmaya yer olmadığına dair Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz CMK"nın 173. maddesinde düzenlenmiştir.)
    b) Cumhuriyet Savcısı, şüpheli ve/veya şüphelilere karşı yeni delillerin çıkması durumunda da yeniden değerlendirme yaparak daha önce kovuşturmasızlık verdiği konuda dava açabilir. (CMK. 172/2)
    Ancak; kovuşturmama kararı sanık ve/veya sanıklar için bir baskı aracı da olamaz, o halde gelişi güzel bu karar kaldırılıp dava açılamaz.
    Ayrıca sanık ve/veya sanıkların, haklarında her aşamada suçları oluşturan hangi eylemlerden usulüne uygun bir yargılama yapıldığını bilme hakkına sahip olduğu da önemsenmelidir.
    CMK"nın 171. maddesinde Cumhuriyet Savcısının kamu davasını açıp açmayabileceği hususuna yer verilmiştir. Yani her durumda dava açma yetkisi Cumhuriyet Savcısında bulunmaktadır.
    CMK"nın 174. maddesine göre, “soruşturma, kovuşturma ve hüküm, yalnız iddianamede beyan olunan suç ve zan altına alınan şahıslara yöneliktir. Hükmün konusu, duruşma sonucuna göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
    İddianamede anlatılan olay hükmün konusudur. Dava konusu yapılmayan bir eylem nedeniyle yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
    Yukarıda yer alan açıklamalar karşısında somut olaya gelince,
    ... Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile yanındaki 20 kişi hakkında suç işlemek için örgüt kurmak, bu örgüte üye olmak, suç örgütüne yardım yanında örgütlü bir biçimde uyuşturucu madde ticareti yapmak, örgütlü olarak yağma suçlarından ötürü soruşturma yürütüldüğü, yapılan tahkikat sonunda evrakın fezlekeye bağlanarak söz konusu suçlara bakmakla görevli mahkemeye dava açılmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen 08/04/2010 tarih ve 2010/748 soruşturma no’lu Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar ile özetle; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in de arasında yer aldığı sanıklar hakkında, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç örgütüne üye olmak, örgüte yardım suçlarından (suç tarihi:2009 ve öncesi)” kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara karşı herhangi bir itiraz yoluna gidilip gidilmediğinin ve/veya bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin dosyadan anlaşılamadığı,
    ... Cumhuriyet Başsavcılığının 08/04/2010 tarih ve 2010/748 soruşturma, 2010/179 karar no’lu kararı ile de özetle; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in de arasında yer aldığı sanıklar hakkında “Bireysel-iştiraki olarak uyuşturucu madde ticareti yapmak, uyuşturucu madde kullanmak, 2313 sayılı Yasaya muhalefet, birden fazla kez yağma suçuna kalkışmak, tehdit, ihaleye fesat karıştırmak, bu suçlara yardım (suç tarihi 2009 ve öncesi)” görevsizlik kararı verilerek evrakın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği,
    ... Cumhuriyet Başsavcılığının görevsizlik kararı üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen fezlekenin ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve 22/12/2010 tarih, 2010/292 sayılı iddianame ile ... Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılarak sanık ...’in TCK"nın 149/1-c,f, 35, 53/1 (dört kez); 188/3, 53/1, 63, 2313 sayılı Yasanın 23/son, TCK"nun 53/1. maddeleri, sanık ...’in TCK"nın 149/1-c,f, 35, 53/1, 58, 63 (dört kez); 188/3, 53/1, 58; 148/1, 53/1, 58; 106/2-a, 53/1, 58. maddeleri, sanık ...’ün TCK"nın 149/c,f, 35, 53/1, 63 (iki kez), sanık ...’in TCK"nın 38/1. maddesi delaletiyle TCK"nun 149/1-c,f, 35, 53/1. maddeleri, sanık ...’in TCK"nın 149/1-c,f, 35, 53/1, 63 (iki kez); 188/3, 53/1, 63, sanık ...’ün TCK"nın 149/1-c,f, 35, 53/1; 188/3, 53/1, 63, 2313 sayılı yasanın 23/son, TCK"nun 53/1. maddeleri, sanık ...’ün TCK"nun 149/1-c,f, 35, 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarının talep edildiği, ... Ağır Ceza Mahkemesince tensiple verilen 08/02/2011 tarih ve 2011/77 Esas, 2011/25 Karar sayılı görevsizlik kararı ile de özetle; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in de arasında yer aldığı sanıkların eylemlerini var olan örgüt kapsamında ve örgütsel güç kullanmak suretiyle, üzerlerine atılı suçları işlemiş olmaları ihtimaline binaen dosyanın ... Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği,
    .. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08/02/2011 tarih ve 2011/77 Esas, 2011/25 Karar sayılı görevsizlik kararını mevcut haliyle benimseyen mahkemenin yargılamaya devamla temyiz konusu hükmü kurduğu anlaşılmaktadır.
    ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 22/12/2010 tarih ve 2010/292 sayılı iddianamesi ile ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08/02/2011 tarih ve 2011/77 Esas, 2011/25 Karar sayılı görevsizlik kararında yukarıda belirtilen takipsizlik kararının CMK"nın 172-173. maddelerine göre ortadan kaldırıldığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği gibi bu yönde hukuki bir sürecin başladığı da açıklanmamıştır.
    Usulüne uygun olarak tanzim edilen iddianame ile açılan kamu davası, bir suç için yargılamanın başlayabilmesini sağlayan dava şartıdır. Şayet şahıslar hakkında kesinleşmiş takipsizlik kararı varsa, yeni delil ortaya çıkmadıkça ve/veya takipsizlik kararı kaldırılmadıkça aynı konu ile ilgili bir kamu davası açılamayacağından bu yönde şahısların baskı altında tutulmamaları gerekir.
    Hal böyle olunca öncelikle takipsizlik kararı akıbeti araştırılıp, kesinleştiğinin belirlenmesi halinde yukarıda belirtilen daha önceden verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Yasa"nın 172/2. maddesi uyarınca yeni delillerin ortaya çıkması halinde ve/veya olağanüstü kanun yolu ile kaldırılmadıkça aynı konuda adı geçen sanıklar hakkında kamu davası açılmasının mümkün olmadığı dikkate alınmadan ve/veya bu usulü hataların giderilip giderilmediği ise duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmadan yargılamaya devamla sanıklar ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak suçundan hüküm kurulması,
    2-Mağdur ...’a karşı yağma suçuyla ilgili, yüklenen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı bakımından hükmün tefhim edildiği son oturumda, sanık ...’in savunmanı bulundurulmaksızın karar verilmek suretiyle; 5271 sayılı CMK"nın 150/3, 188/1, 289/3-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması, sanık ...’ün savunmasının alındığı 12.04.2012 tarihli oturumda ve hükmün tefhim olunduğu son oturumda sanığa yüklenen yağma suçunun gerektirdiği cezanın alt sınırı bakımından 5271 sayılı CMK’nın 150/3. ve 188/1.maddeleri gereğince zorunlu olarak savunman bulundurulması gerektiği gözetilmeyerek, savunmanın yokluğunda sorgu ve savunmasının alınması ve karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
    3-(1) numaralı bozma nedenleri gözetilip sonucuna göre, mağdurlar ..., ..., ... ve katılan ...’e karşı yağmaya kalkışma suçundan kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK"nın 149/1. madde ve fıkrasının (f) bendinin uygulama koşullarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    4-Sanık ... hakkında mağdur ...’e yönelik tehdit suçuyla ilgili, 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 3. alt bendi ile TCK"nın 106/1. maddesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    5- ...’nın 17/12/2008 günü esrar ile yakalanması olayında; dosya içeriğine göre, kararda dayanılan ...’un müdafi eşliğinde alınan 02/07/2009 tarihli ek savcılık ifadesinde olaya ilişkin esrarı ...’dan istediğini ve esrarın Expres kargonun ... Şubesi aracılığı ile ... Şubesine geldiğini beyan ettiği, sanık ...’ın üzerine atılı suçu kabul etmediği dikkate alındığında,
    Sanık ...’ın mahkumiyetine esas olacak kesin, inandırıcı, somut deliller açıklanıp, denetime olanak verecek şekilde gösterilmeden, bazı tapelere farklı anlamlar yüklenerek geçişli beyanlarla yazılı şekilde karar verilmesi,
    6-Kabule göre de;
    a-)Mağdur ...’e karşı yağmaya kalkışma suçuyla ilgili, iddianamede, görevsizlik kararında ve esas hakkındaki mütalaada yer verilmemesine karşın, ek savunma hakkı da tanınmadan sanıklar ... ve ... hakkında TCK’nın 149/1-d maddesinin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
    b-) katılan ...’e ve mağdur ...’ya karşı yağmaya kalkışma suçunun işyerinde işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanık ... hakkında TCK’nın 149/1. maddesinin d bendine,
    c-) mağdur ...’e karşı yağmaya kalkışma suçunun gece vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar ... ve ... hakkında TCK’nın 149/1.maddesinin h bendine göre uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden; yazılı şekilde uygulamalar yapılması,
    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ile sanıklar ..., ... ve savunmanları, sanık ... savunmanı, sanık ... savunmanı ve sanık ...’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... ve ...’ün yağma suçundan ise diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin, açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinde ceza süresi bakımından kazanılmış haklarının korunmasına, 17.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi