Esas No: 2022/5418
Karar No: 2022/9097
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/5418 Esas 2022/9097 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/5418 E. , 2022/9097 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Ankara 13. Asliye Ticaret ile Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacı yüklenicinin edimlerini yerine getirdiği halde, davalı arsa sahibinin, davacıya ait bağımsız bölümleri zamanında devretmediğini ileri sürerek, bu nedenle oluşan zararın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce, konut yapı kooperatifi olan taraf kooperatiflerin tacir sıfatının bulunmadığı, bir davanın ticari bir dava sayılabilmesi için ya taraflarının tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili bulunması veya 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinin 1. bendi uyarınca bu Kanun'dan yahut da bu Kanun'un 4. maddesinin 1. fıkrasının b,c,d,e,f bentlerinde yazılı hükümlerinde düzenlenen hususlardan doğmasının gerektiği, bu koşulları taşımayan fakat bir ticari işten doğan hukuk davasının ticari dava olarak kabul olunamayacağı, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan tazminat isteminin TTK'nın 4. maddesinde sayılan (mutlak ticari) davalardan olmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 1. ve 2. maddesi uyarınca, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın alacak istemine ilişkin uyuşmazlıklara konu olan davaların asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce ise, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 12/11/2021 tarih ve 2020/2 Esas sayılı kararı uyarınca kooperatiflerin tacir olduğuna karar verildiği, davanın TTK'nın 4. maddesi gereğince her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6102 sayılı TTK'nın 16/1. maddesinde bütün ticari şirketler tacir olarak sayılmış, 124/1. maddesinde de 136. maddesi hükmü aynen tekrar edilerek ticari şirketlerin kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu belirtilmiştir. Görüleceği üzere, Kooperatifler Kanunu yürürlükte olmasına karşın yeni Türk Ticaret Kanunu'nda kooperatiflerin ticaret şirketi olduğu açık bir biçimde hüküm altına alınmıştır.
Türk Ticaret Kanunu bakımından ticaret şirketleri arasında sayılan kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Bu Kanun'un 3.
maddesinde kooperatif ve şubelerinin ticaret siciline tescil olunacağı, 7. maddesinde kooperatifin ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı, 98. maddesinde de bu Kanun'da aksine açıklama olmayan hususlarda TTK’daki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle TTK'nın özellikle anonim şirketlere ilişkin hükümleri ile 1163 sayılı Kanun'a aykırı olmayan birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin hükümlerinin kooperatiflere uygulanacağı ve kooperatiflerin de defter tutmak zorunda olduğu açıktır. Ayrıca 99. maddesinde tarafı olduğu hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlendiği gibi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 179. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da gözden kaçırılmamalıdır. Yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir olduğu açıkça görülmektedir. Bu açık kanun hükümleri karşısında ticaret siciline tescili zorunlu olan, ancak bu şekilde tüzel kişilik kazanabilen, ticari defterler tutan, ortaklarının sermaye koyma borcu bulunan, şirketler ile birlikte düzenleme yapılıp birleşme, bölünme ve tür değiştirme şartları düzenlenen ve iflasa tabi olan kooperatifin ticaret şirketi ve tacir sayılmaması mümkün değildir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, kooperatifler tek amacı kâr elde etmek olmamakla birlikte, ortaklarının ekonomik menfaatlerini geliştirmeyi amaçlayan ticari birer ortaklıktır. Kooperatiflerin kârlılık ilkesini büsbütün bir kenara bıraktıkları da söylenemez, aksi takdirde varlıklarını sürdürmeleri beklenemez. Kâr elde edilip bunun ortakları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, diğer bir deyişle ne şekilde tasarruf edildiği kooperatifin amacının ekonomik olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Kooperatif şirketinin TTK'nın 124. maddesinde şahıs ve sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olması da kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticaret şirketinin sayılmasına engel değildir.
Öğretide de, Kooperatifler Kanunu'nun 1. maddesinde 2004 yılında yapılan değişiklik ile kooperatifin tacir olup olmadığı hususundaki tartışmanın noktalandığı ve kooperatifin şirket niteliğinde bulunduğunun vurgulandığı, 6102 sayılı TTK'nın 124/1. maddesi ile de ticaret şirketi niteliğinde olduğunun bir kez daha teyit edildiği, kooperatifin tacir sayılmayacağı yönündeki yorumun kanuna aykırı bir yorum faaliyeti olduğu, 07.11.1945 gün ve 1944/8 E., 1945/14 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararında da tespit edildiği üzere kooperatifin "... ticari işletme işletip işletmediğinden bağımsız olarak (hukuki) şekli (kalıbı) dolayısıyla tacir..." olduğu ifade edilmektedir. Hâl böyle olunca, eldeki davaya bakma görevi 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesi uyarınca ticaret mahkemesine ait olup, davanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.