Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4799 Esas 2018/925 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4799
Karar No: 2018/925
Karar Tarihi: 06.02.2018

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4799 Esas 2018/925 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık hırsızlık şüphelisi olarak yakalandığında polis memurlarına kendisini başka bir isimle tanıttığı suçlamasıyla yargılanmıştır. Ancak, sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması suçunun unsurları oluşmadığı gibi, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu da gerçekleşmemiştir. Bu nedenle, sanık hakkında kabahatler kanununun kimliği gizleme maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine gerek olmadığı kararına varılmıştır. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmaktadır: TCK 206. madde (resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu), TCK 268. madde (başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu), TCK 267/1. madde (iftira suçu), ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi (kimliğini gizleme kabahati).
11. Ceza Dairesi         2017/4799 E.  ,  2018/925 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    TCK"nun 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir.
    TCK"nun 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nun 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir.
    Sanığın, hırsızlık suçunun şüphelisi olarak yakalandığında hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla polis memurlarına kendisini gerçekte var olan ... ismiyle tanıttığı, adli işlemlerin yürütülebilmesi için sanığın Asayiş Büroya götürülmesi sırasında yapılan sözlü görüşme sırasında gerçek kimlik bilgilerinin öğrenildiği, hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı olayda, 5237 sayılı TCK"nun 268/1. maddesi delaletiyle 267/1. maddesinde öngörülen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurları oluşmadığı gibi ... adına düzenlenmiş bir belge bulunmaması nedeniyle TCK"nun 206/1. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun da gerçekleşmediği, ancak eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen “kimliğini gizleme” kabahatini oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 29.05.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK.nun 322 ve Kabahatler Kanununun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 06.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.