![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2020/5724
Karar No: 2022/2049
Karar Tarihi: 24.05.2022
Danıştay 9. Daire 2020/5724 Esas 2022/2049 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2020/5724 E. , 2022/2049 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/5724
Karar No : 2022/2049
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, ... Petrol Nak. Oto. Ltd. Şti'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... -... sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; dava dosyasının incelenmesinden, davacının asıl amme borçlusu ... Petrol Nak. Oto. Ltd. Şti'nin 14/02/2008-06/04/2010 tarihleri arasında %95 hisseli ortağı ve müdürü olduğu, asıl borçlu şirket hakkında 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait hesap ve işlemlerin sınırlı olarak incelenmesi üzerine yapılan tarhiyatlara ve kesilen cezalara karşı şirket tarafından ... Vergi Mahkemesinin E:...-..., E:..., ...,...,..., E:..-... sayılı dosyalar üzerinden davalar açıldığı, açılan bu davalardan E:...,..., E:...,...,...,... sayılı dosyaların 17/01/2012 ve 01/06/2012 tarihlerinde verilen kararlara göre kabul ile sonuçlanarak cezalı tarhiyatların kaldırıldığı, E:... -...sayılı dosyalarda açılan davaların ise 20/11/2014 tarihinde verilen kararlar ile reddedildiği, bütün kararların aleyhine çıkan taraflarca temyiz edildiği, temyiz incelemesi devam ederken şirket yetkilisinin 25/10/2016 tarihinde 6736 Sayılı Yasa'dan yararlanmak üzere davalı idareye başvurduğu ve açmış olduğu ve halen temyiz incelemesi devam eden bütün davalardan feragat ettiği, 6736 sayılı Yasa kapsamında yapılan yapılandırma işleminin asıl borçlu şirket tarafından ihlal edilmesi ve yapılandırılan borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket hakkında ödeme emirlerinin düzenlendiği ve şirkete tebliğ edildiği, yine asıl borçlu şirket yetkilisinin 21/06/2018 tarihinde 7143 Sayılı Yasa'dan yararlanmak üzere davalı idareye başvuruda bulunduğu, bu Yasa'ya göre de yapılandırılan borcun ödenmediği, yapılan mal varlığı araştırması sonucuna göre şirket adına kayıtlı ve daha önce haciz konulan 1999 Model ... Marka ... plaka sayılı araçtan başka bir mal varlığının bulunmaması nedeniyle 6183 sayılı Kanunun 35'nci maddesi hükmüne istinaden davacı adına şirket ortağı sıfatıyla hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinin tebliği üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35'nci maddesinde, limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı hüküm altına alındığı, dava konusu olayda; ödeme emri içeriği amme alacağının, davacının şirket ortağı olduğu dönemlere ait olduğu, yapılan tarhiyat ve kesilen cezalara karşı 2010 2011 ve 2014 yıllarında davalar açıldığı, bu davaların 2012 ve 2014 yıllarında sonuçlandırıldığı, davacı şirket adına kayıtlı ... plaka sayılı araç üzerine 02/11/2010, 28/02/2013, 26/02/2015 tarihlerinde haciz işlemleri tesis edildiği ve 25/10/2016 tarihinde 6736 Sayılı Yasa'dan yararlanmak üzere davalı idareye başvuruda bulunulması nedeniyle vade tarihleri bakımından tahsil zamanaşımı sürelerinin kesildiği, ödeme emri içeriği borç miktarı toplamının 4.162.152,32-TL olması karşısında haciz konulan ve henüz yakalanamayan aracın borcun tahsil edilmesine herhangi bir katkısının olmayacağının ve borcun şirket mal varlığından tahsil edilemeyeceğinin açık olduğu, şartlarının ihlal edilmesi ve hiç ödeme yapılmaması nedeniyle idarece iptal edilmiş bulunan yapılandırma başvurularının borcun nevi ve mahiyetini değiştirir nitelikte olmadığı ve yapılandırma başvuruları sonucundaki yapılandırma işleminin kusursuz sorumlu şirket ortaklarının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı sonucuna ulaşıldığından, şirket ortağı sıfatıyla davacının hissesi oranında düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 14/02/2008-06/04/2010 tarihleri arasında şirket ortağı olduğu, şirket hakkında düzenlenen vergi inceleme raporları uyarınca yapılan cezalı tarhiyatlara ve kesilen cezalara karşı açılan davaların temyiz incelemesi aşamasında 6736 sayılı Yasa'dan yararlanıldığı, yapılandırmanın ihlal edilmesi üzerine şirkete ödeme emirleri düzenlenerek tebliğ edildiği, dava konusu ödeme emirleri içeriğinde yer alan borçlara ilişkin olarak şirket yetkilisi tarafından 21/06/2018 tarihinde 7143 sayılı Yasa'dan yararlanılmak için başvuruda bulunulduğu, borcun yapılandırıldığı, yapılandırılan borcun ödenmemesi üzerine yapılan mal varlığı araştırmasında şirket adına kayıtlı ... plakalı bir adet araca haciz uygulandığı, aracın değerinin ödeme emri içeriği borcu karşılamaya yetmeyeceğinden hareketle amme alacağının şirketten tahsil edilmeyeceğinden bahisle şirketin ortağı sıfatıyla davacı adına dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiğini anlaşıldığı, 7143 sayılı Yasa uyarınca yapılan yapılandırma işlemi sonucunda, asıl borçlu şirkete ait kamu alacaklarına ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olduğundan, yapılandırma döneminde borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutulmasında ve şirket ortağı sıfatıyla adına ödeme emirleri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne; Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne ve dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanun'un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarından hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olduklarının belirtildiği, 7143 sayılı Yasa'da ortak ve kanuni temsilcilerin sorumlulukların tespitine yönelik hükümler olmadığı, yapılandırma kanunlarının ihlal edilmesi durumunda yapılandırılan borcun eski haline döneceği ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre takip ve tahsil edileceği, dava konusu ödeme emirlerinin 7143 sayılı Yasa kapsamında oluşturulan tecil dosyasının iptal edilmesinin ardından düzenlendiği, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Dairelerinin 2575 sayılı Danıştay Kanunu'na 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek-1 maddesi uyarınca birlikte yaptığı toplantıda gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik davacı istinaf başvurusunun kabulü, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulü yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinin 1. fıkrasında, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları; 5766 sayılı Kanunun 3. maddesiyle değiştirilen ve 6.6.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 2. fıkrasında, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacakları; 5766 sayılı Kanunun 3. maddesiyle değiştirilen ve 6.6.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 3. fıkrasında, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükümlerine göre müteselsilen sorumlu olacakları hükme bağlanmıştır.
Bu düzenleme uyarınca, kamu alacağı borçlu şirketten tahsil edilemediği takdirde tahsili amacıyla, borcun ait olduğu dönemde şirket ortağı olan kişi ve kişiler adına ödeme emri düzenleneceği tartışmasızdır.
Bununla birlikte; 7143 sayılı Kanun kapsamında borcun yapılandırılmasının verginin doğduğu ve ödenmesi gerektiği dönemlerde şirket ortağı olanların sorumluluğu açısından bir değişikliğe neden olmayacağı açık olduğundan, asıl borçlu şirkete ait vergi borçlarının yapılandırıldıktan sonra ödenmemesi halinde, verginin doğduğu ve ödenmesi gerektiği olduğu dönemlerdeki şirket ortaklarının sorumluluğuna gidilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu şirket tarafından 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borçların ödenmemesi nedeniyle söz konusu yapılandırmanın iptal edildiği, şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırması sonucuna göre şirket adına kayıtlı ve daha önce haciz konulmuş olan 1999 Model ... Marka ... plakalı araçtan başka bir malvarlığının bulunmaması nedeniyle davacı adına, şirket ortağı sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Olayda, 7143 sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilen yapılandırmanın iptal edilmesi nedeniyle yapılandırılan borcun eski haline döndüğü, yeni bir hukuki durum ortaya çıkmadığı, dolayısıyla amme alacağının doğduğu dönemde şirket ortağı olan davacının hissesi oranında sorumluluğunun devam ettiği görüldüğünden ve davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davanın kabulüne ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.