17. Ceza Dairesi 2018/7754 E. , 2019/9119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nun 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyi niyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya el konulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya el konulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
Somut olayda, satın alan hakkında TCK"nun 165. maddesinden işlem yapılıp yapılmadığı araştırılmadığı ve sanıkların, satın alana iyi niyetliyse onun zararını karşılamadan, kötü niyetliyse elde ettikleri kazancı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmeden ve müştekinin çalındığını beyan ettiği parasının teslim edilmemesi karşısında; müştekiye kısmi iadeye rızası olup olmadığı sorulmadan TCK"nun 168/1. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden ve sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, suç tarihinin 30/09/2014 olduğu, 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun"un 63. maddesiyle, 5237 sayılı Kanun"un 143. maddesindeki artırım oranının ""üçte birine kadar"" yerine “yarı oranında” şeklinde değiştirildiği, dolayısıyla söz konusu düzenlemenin suç tarihinden sonra yürürlüğe girdiğinin anlaşılması karşısında, aynı Kanun"un 7/2. maddesinde düzenlenen ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" şeklindeki hüküm de göz önüne alındığında; sanıklar hakkında belirlenen temel ceza üzerinden TCK"nun 143. maddesine göre 1/2 oranında artırım yapılabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde 1/4 oranında arttırım yapılarak eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından ve Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/ 85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar ..., ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiriler dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 17/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.