Esas No: 2015/3387
Karar No: 2015/6269
Karar Tarihi: 19.10.2015
Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/3387 Esas 2015/6269 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3387
Karar No : 2015/6269
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalılar) : 1-
Vekili :
2-
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:...; K:... sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti :...'nca temyize cevap verilmemiş, 'nca mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının UKOME kararına ilişkin kısmının onanması, idari para cezasına ilişkin kısmının lehe düzenleme nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca, Danıştay Onbeşinci ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca, işin gereği görüşüldü:
Dava; ...l Büyükşehir Belediyesi tarafından ... İli, ... İlçesi, ... Sokak No:...... adresinde faaliyet gösteren... Alışveriş Merkezi Otoparkında yapılan denetim sonucunda, 21.10.2013 tarih ve 350/8880 cilt-sıra nolu, 24.10.2013 tarih ve 356/8890 cilt-sıra nolu ve 07.11.2013 tarih ve 358/8948 cilt-sıra nolu tespit tutanaklarına bağlanan; 30.01.2007 tarih ve 2007/1-4 sayılı UKOME kararına aykırı olarak (1-2 saat), (2-3 saat) aralığında otopark ücreti alındığı, bu durumun 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 12.maddesinin 4.fıkrasına aykırı olduğundan bahisle, aynı Kanunun 25.maddesinin 2.fıkrası ve 26.maddesi uyarınca iki ayrı saat diliminde tarifeye uymadıkları için 291x2=582 TL. ve fiil yıl içerisinde tekrarlandığı için tekerrür hükmü (25/11.madde) uygulanmak suretiyle her biri 582x2=1.164-TL. olmak üzere üç ayrı idari para cezası verilmesine ilişkin 'nın 20.10.2013 tarih ve 399 sayılı, 20.10.2013 tarih ve 402 sayılı, 28.11.2013 tarih ve 416 sayılı işlemleri ile bu cezaya dayanak oluşturan Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararının iptali ve ihtirazi kayıtla yatırılan her biri 873-TL.den olmak üzere toplam 2.619-TL.nin iadesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, alışveriş merkezlerine müşteri olarak gelenlerin otopark ihtiyaçlarının, esas itibarıyla ticari amaç güdülmeksizin ve ücretsiz olarak bina içinde veya parselinde karşılanması gerektiği, söz konusu otoparkların zaman kısıtlaması olmaksızın tamamen ücretsiz olmasının ise amacına aykırı kullanımlara yol açarak kısa süreli otopark yerinin giderek azalması sonucunu doğuracağı, bu durumda da trafiğin yine olumsuz olarak etkileneceği dikkate alındığında, bu sakıncayı da göz ardı etmeyecek bir şekilde, İstanbul genelindeki alışveriş, ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise 5393 sayılı Yasa'nın 18/f maddesinden kaynaklanan yetkiye dayalı ve kamu yararına uygun olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tarife komisyonunca belirlenen ücret oranında alınması yönünde tesis edilen işlem ile bu işleme dayalı olarak davacıya idari para cezası kesilmesi işleminde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, söz konusu UKOME kararında İstanbul genelindeki alışveriş merkezi, ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarından gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmamasının karara bağlandığı, davalı idarenin karardaki "müşteri" kavramını yanlış yorumladığı; müşteri adayı ziyaretçiler, alışveriş merkezine alışveriş yapmaya gelmeyenler, alışveriş merkezine sadece ücretsiz otoparktan yararlanmak için gelen ve uzun süreli park ile yoğunluk yaparak gerçek alışveriş müşterilerinin sağlıklı otopark hizmetinden yararlanmasına engel olan araçları ayırt etmek için, alışverişe gelip tiyatro, sinema bileti sunan, bowling fişi, çocuk oyun alanı fişi, alışveriş fişi vs. sunan müşterilerden ilk beş saate kadar otopark ücreti alınmadığı, müşteri sıfatı taşımayan kişilerden ise bir saate kadar otopark ücreti alınmadığı, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Dava konusu işlemin 30.01.2007 tarih ve 2007/1-4 sayılı UKOME kararına ilişkin kısmı yönünden incelenmesinden;
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.maddesinin 1.fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince dava konusu UKOME kararı hakkında verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın bu kısmının onanmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu işlemin davacıya 1.164-TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinden;
08/03/1995 gün ve 22221 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28/11/2013 gün ve 28835 sayılı 6502 sayılı Kanunun 86.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve 87.maddesi ile de bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava konusu işleme dayanak olan, 4077 sayılı Kanun'un "Fiyat Etiketi" başlıklı 12.maddesinin 4.fıkrasında; " Fiyatı; Bakanlar Kurulu, kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları tarafından belirlenen mal veya hizmetlerin, belirlenen bu fiyatın üzerinde bir fiyatla satışa sunulması yasaktır" hükmü yer almış; aynı Kanunun "Ceza Hükümleri" başlıklı 25.maddesinin ikinci fıkrasında ise 12.maddesindeki yükümlülüklerden her birine aykırı hareket edenlere ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verileceği, 25.maddenin 11. fıkrasında da " Yukarıdaki fıkralarda belirtilen para cezaları, fiilin bir yıl içerisinde tekrarı halinde iki misli olarak uygulanır" hükmüne yer verilmiş iken;
4077 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 6502 sayılı Kanun'da fiyat etiketi ile ilgili düzenleme getiren 54.maddesinde "Fiyat Etiketi" başlığı altında ;
"(1) Perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde tüketicinin ödeyeceği tüm vergiler dâhil satış fiyatı ve birim fiyatını gösteren, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması; etiket konulması mümkün olmayan hâllerde aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması zorunludur. Hizmetlerin tarife ve fiyatlarını gösteren listeler de bu madde hükmüne göre düzenlenerek asılır.
(4) Bakanlık, belediyeler ve ilgili odalar, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidirler.
(5) Etiket, tarife ve fiyat listeleri, indirimli satışlara ilişkin süre ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir." hükümleri yer almıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun "Ceza hükümleri" başlıklı 77.maddesinin 1.fıkrasında ise, 54.madde hükümlerine aykırılık halinde, aykırılığı tespit edilen her bir işlem veya sözleşme için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası uygulanır, şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre; 28/05/2014 tarihinden önce 4077 sayılı Kanunun ticari reklam ve ilanlarla ilgili hükümlerine aykırı hareket edenlere uygulanacak müeyyide 2013 tarihi itibariyle uygulanacak idari para cezalarına ilişkin 31.12.2012 tarihli Tebliğ (TGM 2012/1) gereği 291- TL idari para cezası iken; 6502 sayılı Kanunda 2015 tarihi itibariyle uygulanacak idari para cezalarına ilişkin 27.12.2014 tarihli Tebliğ (TGM 2014/1) gereği 220-TL olarak belirlenmiştir. Yine 4077 sayılı Kanun'un 12.maddesindeki aykırılığın yıl içerisinde tekrarı halinde cezanın iki misli olarak uygulanacağı hüküm altına alınmış iken, 6502 sayılı Kanun'da tekerrüre ilişkin bir hüküm getirilmemiştir.
Bu durumda gerek davacıya verilen idari para cezasının miktarı mülga 4077 sayılı Kanunda düzenlendiği haline kıyasla düştüğünden gerekse yeni Kanun'da tekerrüre ilişkin hüküm konulmadığından davacının lehine bir durum ortaya çıkmaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde; Kanun'un, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin ise, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı hükmü yer almıştır.
Aynı Kanun'un 5. maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesinde ise, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanacağı ve infaz olunacağı belirtilmiştir.
Kabahatler Kanunu'nun anılan hükümlerinin gözardı edilerek karar verilmesi mümkün olmadığı gibi, bir çeşit hukuk güvenliği sağlayan ve günümüz temel ceza hukuku ilkelerinden biri olan lehe kanun uygulamasından davacının mahrum edilmesinin de düşünülemeyeceği açıktır.
Bu halde, 4077 sayılı Kanunun 12.maddesine aykırılığı tespit edilen davacıya uygulanan idari yaptırımın yerinde olduğu ancak, davacıya verilen idari para cezasının 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 54.maddesine aykırılık halinde müeyyideyi düzenleyen 77.maddesinin 1.fıkrasının davacı lehine uygulanması gerektiğinden dava konusu işlemde ve temyize konu mahkeme kararında bu yönüyle hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:...; K:... sayılı kararının; davanın idari para cezası yönünden reddine dair kısmının BOZULMASINA oyçokluğuyla, UKOME kararı yönünden reddine dair kısmının ONANMASINA oybirliğiyle, bozulan kısım için yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2015 tarihinde karar verildi.