10. Hukuk Dairesi 2019/550 E. , 2019/1170 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile ... adına Av. ... arasındaki dava hakkında .... İş Mahkemesinden verilen 28/11/2013 gün 2013/285-2013/719 sayılı hükmün, Dairemizin 05.12.2014 gün ve 2014/4956-25762 sayılı ilamı ile BOZULMASINA karar verilmiştir. Bozma sonrası, Mahkemenin verdiği 28.04.2015 gün ve 2014/956-2015/182 sayılı karar ile önceki kararında 6100 sayılı HMK’nın 373/(5). maddesi uyarınca direndiği, direnme kararı Dairemizce yerinde görülmediğinden incelenmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.11.2018 gün ve 2015/10-2688-2018/1596 Karar sayılı karar ile direnme kararının yerinde olduğu, ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece işin esası incelenmediğinden davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davalı Kurum tarafından; asıl borçlusu ... Spor Kulubü olan prim ve gecikme zammı borcunun ödenmemesi nedeniyle, kulüp yönetim kurulu üyesi olduğundan bahisle davacı aleyhine, 2011/12-2012/4 dönemleri ve arasına ait prim ve gecikme zammı alacağı talebiyle ödeme emri tebliğ edilmiştir. Davacı tarafından yedi günlük hak düşürücü süre içinde sorumluluk koşullarının oluşmadığı ileri sürülerek, ödeme emrinin iptali isteğiyle dava açılmıştır. Mahkemece, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu ispat edilemediğinden bahisle söz konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Türk sosyal sigortalar sistemi, ağırlıklı olarak primli rejime dayanır. Kurumun sosyal sigorta yardımlarını sağlaması; önemli gelir kaynağı olan sigorta primlerinin zamanında ve eksiksiz ödenmesine bağlıdır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 80’incimaddesi hükmü, primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yöneliktir. Anılan maddenin birinci fıkrası hükmüne göre, işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur. Süresinde ödenmeyen prim ve diğer kamu alacakları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Kurumca tahsil edilecektir. Aynı maddenin onikinci fıkrasına göre de; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmüne ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35"nci maddesinde de "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye"deki mümessilleri hakkında da uygulanır. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz. Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler."hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemelere göre, prim borçluları, primlerin ödenmesi gereken son gün itibariyle de olsa,kanuni temsilci ve üst düzey yönetici oldukları dönemlerde ödenmesi gereken ve tahakkuk eden primlerden sorumlu tutulmalıdırlar.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, davacıdan talep edilen prim ve gecikme zammı alacağının tahakkuk ettiği tarihte davacının derneğin üyesi olduğu ispat edilemediğinden yazılı şekilde karar verilmiş ise de, davacının derneğin borçlarını ödeme konusunda dernek adına temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığı tam olarak belirlenmiş değildir. Bu nedenle mahkemece, ilgili mülki idare amirliğinde dava dışı derneğe (spor kulubüne) ait tüm kayıtlar getirtilip, temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığı yöntemince belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması; usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.