10. Ceza Dairesi 2019/1991 E. , 2019/6897 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığının, 19/04/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının düşürülmesine ilişkin İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 ve 2018/214 esas, 2018/411 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 08/05/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 02/01/2008 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda, Karşıyaka 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/07/2009 tarihli ve 2008/764 esas, 2009/942 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Tedbirin infazı sırasında, 18/01/2011 tarihinde İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde yapılan idrar tahlilinde sanığın esrar kullandığının tespit edilmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve yapılan soruşturma sonucunda 07/06/2011 tarihli iddianameyle bu ikinci eylem bakımından kamu davası açıldığı,
3- Yapılan yargılama sonucunda, İzmir 16. Sulh Ceza Mahkemesinin 08/02/2012 tarihli ve 2011/996 esas, 2012/178 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
4- Sanığın erteleme süresinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle erteli cezanın aynen infazı için ihbarda bulunulduğu, ancak İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 ve 2018/214 esas, 2018/411 sayılı kararıyla “yargılama konusu olan 18/01/2011 tarihli suçun, 02/01/2008 tarihli önceki suç nedeniyle uygulanmakta olan denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediği, bu nedenle 6545 sayılı Kanunla değişik TCK"nın 191/5. maddesi gereğince kovuşturma şartının ortadan kalktığı” gerekçesiyle “aynen infaza yer olmadığına” ve “kamu davasının düşürülmesine” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, anılan mahkemesince 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/5. maddesi gereğince kovuşturma şartının ortadan kalkması gerekçesiyle adı geçen sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, 6545 sayılı Kanun ile düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/5. maddesine göre aynı suçun erteleme süresi içerisinde yeniden işlenmesi halinde ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağının hüküm altına alındığı, ancak bu düzenlemeden yararlanabilmek için kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, kişi hakkında deneme süresi içerisinde kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçundan yürütülmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunması gerektiği, 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/3. maddesinin "" Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olupta bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur."" şeklinde düzenlemesi karşısında, somut olayda sanık hakkında Karşıyaka 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/07/2009 tarihli ve 2008/764 esas, 2009/942 sayılı kararı ile aynı suçtan tedavi ve denetimli serbestlik kararı akabinde 08/01/2011 tarihinde sanık tarafından aynı suçun işlenmesi nedeniyle İzmir 16. Sulh Ceza Mahkemesinin 08/02/2012 tarihli ve 2011/996 esas, 2012/178 sayılı kararının verildiği anlaşılmakla, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olması nedeniyle yargılamaya devam ile karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir." denilerek, İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 ve 2018/214 esas, 2018/411 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, "Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. ... Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, sanık hakkında daha önce 02/01/2008 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı Karşıyaka 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/07/2009 tarihli kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve kanun yararına bozma talebine konu olan 18/01/2011 tarihli ikinci suçun da bu tedbirin infazı sırasında işlendiğinin anlaşılması karşısında, hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe girip sanık lehine olan 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca 18/01/2011 tarihli ikinci suçun ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmasına yasal engel bulunmakta ise de,
02/01/2008 tarihli ilk suça ilişkin olarak verilmiş olan Karşıyaka 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/07/2009 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazı sırasında sanığın 18/01/2011 tarihli ikinci suçu işlediği tespit edilmesine rağmen tedbirin infazına devam edildiği ve sanığın tedbirin gereklerine uygun davrandığından bahisle bildirimde bulunulması üzerine Karşıyaka 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/02/2012 tarihli ek kararıyla TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca ilk suça ilişkin davanın düşmesine karar verildiği, bu nedenle artık önceki tedbirin infazı sırasında işlenmiş olan 18/01/2011 tarihli ikinci suç bakımından 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca düşme kararı verilemeyeceği, zira bu maddenin sanık lehine uygulanması suretiyle düşme kararı verilebilmesi için, sanığın ikinci suçu, ilk suç nedeniyle hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olması ve ilk suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, 18/01/2011 tarihli ikinci suç bakımından doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, daha önceki tarihlerde işlediği aynı tür suçtan dolayı verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararları ile adli sicil kaydındaki hükümlülükleri dikkate alınmaksızın, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası çerçevesinde suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesine göre ceza takdir edilip "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına", karar verilmesi gerekirken, 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/5. maddesinin yanlış uygulanması suretiyle düşme kararı verilmesi yasaya aykırı olup, düşme kararı ilk hüküm kesinleştikten sonra infaz aşamasında verilmiş olduğundan kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu yönüyle ve değişik gerekçeyle yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, kamu davasının düşmesine ilişkin İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 ve 2018/214 esas, 2018/411 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 31.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.