20. Hukuk Dairesi 2015/11239 E. , 2017/871 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... mirasçısı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili 27/03/20002 havale tarihli dilekçesi ile ... ilçesi ... 23 pafta ... ada ... parsel sayılı taşınmazın orman tahdit sınırları içerisinde kalmasına rağmen davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu ve taşınmazın halen orman vasfında olduğunu belirterek taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili ile davalının müdahalesinin meni ile taşınmaz üzerindeki tesislerin yıkılmasını talep etmiş, mahkemece davanın sübutuna, ... merkez 23 pafta ... ada ... parsel sayılı taşınmaz orman sınırları içerisinde kaldığından tapu kaydının iptali Hazine adına orman vasıflı olarak tapuya kayıt ve tesciline, vaki müdahalenin menine, yıkıma yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... mirasçısı ... ve ..... vekili tarafından eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunulmuştur.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1979 yılında 4785 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Davalı ... mirasçısı ... ve ... vekilinin davacıların murislerinin dava tarihinden önce öldüğü, mahkeme kararının davacıların murisine tebliğinin usulüne aykırı şekilde yapıldığı ve bu sebeple mahkeme kararına 01/04/2015 tarihinde vakıf olduklarını belirten eski hale getirme talebinin Kanuna uygun olması sebebiyle kabulü ile yapılan temyiz incelemesinde;
Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki hak ehliyetinin usül hukukunda büründüğü şekildir. Medeni Hukuktaki haklara ve borçlara sahip olma ehliyeti hak ehliyetini oluşturmakta, gerçek ve tüzel kişiler bakımından geçerli olmaktadır. Bu maddede, gerçek ve tüzel kişi ayrımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı ifade edilmiştir. Buna göre, hak (medeni haklardan istifade) ehliyeti bulunan her gerçek (MK. m. 8) ve tüzel kişi (MK. m. 48), davada taraf ehliyetine de sahiptir.
Tarafların, davada taraf ehliyetlerinin bulunması dava şartıdır. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Gerçek kişiler, yaşadıkları süre içerisinde taraf ehliyetine sahiptirler. Taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar (MK. m. 8; 28/1) ve ölümle sona erer (MK m.28/1).
Taraf ehliyeti ölümle sona ereceğinden, dava tarihinden önce ölmüş olan kişi adına dava açılamaz; açılmışsa reddedilir.
04.05.1978 gün, 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere; davadan önce ölen kişiye karşı dava açıldıktan sonra; ölü kişinin mirasçılarına davayı yöneltmek suretiyle davanın yürütülmesi veya ıslah yolu ile dahi davaya devam edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Eldeki davada davalı ..."ın 22/10/1962 tarihinde vefat ettiği dosya arasında bulunan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/160 - 150 numaralı veraset ilamından anlaşılmakla, dava tarihinden önce öldüğü belirlenen davalı aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davaya devamla ölü kişi aleyhine hüküm kurulması uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... mirasçısı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/02/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.