6. Ceza Dairesi 2017/54 E. , 2017/90 K.
"İçtihat Metni"Mağdur ...’a yönelik eylemleri nedeniyle sanıklar ..., ... ve ... hakkında ayrı ayrı TCK"nın 157/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis 4.000 TL APC, sanık ... hakkında TCK"nın 142/2-a, 143/1, 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 10 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve yoksunluğa ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30.01.2009 gün, 2007/2 Esas ve 2009/10 Karar sayılı hükmün sanıklar ..., ... ve ... savunmanları ile o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 03.12.2013 gün 2011/2274 esas ve 2013/25173 karar sayı ile;
“Sanıkların birlikte hareket ederek yakınıcı Hüseyin"in kahvesine koydukları madde ile uyumasını sağladıktan sonra evde bulunan altınları, 3000 TL nakit parayı ve cep telefonunu aldıkları ve üzerinden kapıyı kilitlemek suretiyle kaçtıklarının anlaşılması karşısında; eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 149/c, h, d maddesi gereğince yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık, sanık ... hakkında dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından hüküm kurulması,” şeklinde bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.
Bozma sonrası ... Ağır Ceza Mahkemesinin 16.07.2014 gün 2014/16- 2014/135 sayılı kararı ile;
“Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunun raporuna göre adli rapordaki sedasyon halinin tek başına kişide tespit edilen 0,15 promil alkol düzeyi ile açıklanamayacağı, başka bir unsurun eklenmesi halinde sedasyon meydana gelebileceği, sedasyon haline neden olabilecek maddenin belirlenebilmesi için kişiden kan ve idrar alınıp kimyasal analiz yapılması gerektiği, ancak dosyada buna dair bir veriye rastlanmadığından bu hususta yorum yapılamadığı belirtilmiştir. Bu rapordaki tespitler dikkate alındığında sedasyon-uyku halinin şikayetçinin kahvesine katılan bir maddeden kaynaklandığı her türlü şüpheden uzak kesin bir delille tespit edilemediği gibi katılmış olsa dahi bunun sanıklar tarafından aynı bilinç ve irade ile fikir ve eylem birliği içinde gerçekleştirildiği şüpheli kalmaktadır. Şikayetçinin kahvesine uyku verici bir madde katıldığı kabul edilse bile bunu sanık ..."in yanındaki kimliği meçhul bayanın bu üç sanıktan habersiz yapmış olma ihtimali de bulunmaktadır. Bu durum bile sanıklar açısından bozma kararındaki sübutu sakatlamakta/şüpheli kılmaktadır. Kaldı ki dosya kapsamına göre olay gecesi sanıklar ... ve..."in saat 20.00"den sonra evden ayrıldıkları şikayetçi ile evde kalan kişinin sanık ... ve kimliği meçhul kadın olduğu, katılanın beyanına göre de bayılma anına kadar ... ve..."in eve gelmedikleri, bu anlamda bu iki sanığın sedasyon hali ve öncesinde evde olup diğer sanık ... ve meçhul kadın ile bu planı kurarak iştirak iradesi ile yani yakınıcıyı bayıltarak/uyutarak/sarhoş ederek onun mal ve paralarını alma amacında birleşip birleşmedikleri, bu amaçla şikayetçiyi sedasyon haline sokup sokmadıkları her türlü şüpheden uzak delillerle belirlenebilir değildir. Tüm bu nedenle şüpheden sanık yararlanır ilkesi dikkate alınmış, sanıkların baştan itibaren kasıtlarının müştekiyi dolandırmak olduğu, bu amaçla bir araya geldikleri değerlendirilmiş, eylemin son aşamasında sanık ... ve sanık ..."in evden ayrılmasından sonra sanık ... ve meçhul kadın birlikte müştekinin uyku halinden yararlanarak bir kısım para ve malları hırsızlamışlardır. Bu hırsızlık eylemine sanıklar ... ve..."in katıldığı, birlikte planlayıp dışarda gözcülük yaptıkları sabit değildir. Mevcut sedasyon halinin bu üç sanık tarafından birlikte kararlaştırılarak İsmail ve meçhul kadın tarafından icra edildiği ve bunun sonucunda para ve malların alındığı hususu da şüpheli kaldığından şüpheden arınmış ve kesin olarak tespit edilebilir hali itibariyle mahkememizin önceki kararındaki sübut, kabul ve hukuki nitelendirmenin doğru olduğu kanaatiyle direnme kararı vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün sanıklar ..., ... ve ... savunmanları tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istekli 12.11.2014 gün ve 2014/331355 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya;
5271 sayılı CMK"nın 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesini değiştiren ve geçici 10. maddesini düzenleyen, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesi uyarınca; "Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gelen ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların, öncelikle kararına direnilen Daire tarafından incelenmesinin zorunlu kılınması karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 14/12/2016 gün, 2014/732 Esas ve 2016/1245 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
Oluş ve dosya kapsamına göre, sanıkların eylemlerinin yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık, sanık ... hakkında dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından
TÜRK MİLLETİ ADINA
verilen mahkumiyet kararının, gerekçe ve sonuçları itibariyle yerinde görülmediğinden bozulmasına dair,
Dairemizin 03.12.2013 gün 2011/2274 esas ve 2013/25173 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 16.07.2014 gün, 2014/16- 2014/135 sayılı ilamındaki direnme kararı yerinde görülmediğinden,
CMK"nın 307/3.maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 24.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.