19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/12098 Karar No: 2017/6385 Karar Tarihi: 28.09.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/12098 Esas 2017/6385 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, kefil imzasının sahte olduğu iddiasıyla müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ve davalının % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesidir. Davacı vekili, takip konusu bonoda kefil imzasının sahte olduğunu belirtmiş, davalı vekili ise müvekkilinin davacıdan hem şahsi hem de ticari olarak alacaklı olduğunu ve davalının senette kefil konumunda olduğunu öne sürmüştür. Mahkeme, davaya konu bonodan kaynaklanan borcun davacının elinden çıktığını, bonodaki her iki imzanın davacının eli ürünü olduğunu, bonoda çift imza varsa birinin şirketi temsilen, diğerinin ise kişisel olarak atıldığının kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kefil kısmına sonradan imzayı atanın adının yazılmasının imza nedeniyle borçlanma sonucunu ortadan kaldırmayacağı, isim yazılı olmasa dahi imzanın bono bedelinden borçluluğu ortadan kaldırmayacağına karar verilmiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ve takibin durdurulmuş olması nedeniyle davacının % 20 oranında kötü niyet tazminatının tahsiline karar vermiştir. Kararda, Türk Ticaret Kanunu’nun kefalet konusundaki hükümleri anılmıştır.
19. Hukuk Dairesi 2016/12098 E. , 2017/6385 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili hakkında ... 15. İcra Müdürlüğü’ nün 2014/2513 E. sayılı dosyasında başlatılan takip konusu bonodaki kefil imzasının sahte olduğunu ileri sürerek, davaya konu bono nedeniyle müvekkilim borçlu olmadığının tespitine ve davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan hem şahsi hem de ticari olarak alacaklı bulunduğunu, davalının senette kefil konumunda olduğunu, borcunu ödemediğini belirterek , davanın reddi ile davacının % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davaya konu bonodaki her iki imzanın davacının eli ürünü olduğu, bonodaki keşidecinin limited şirket olduğu, davacının şirket temsilcisi sıfatıyla iki imzası ile borçlanacağına ilişkin hukuki bir düzenleme bulunmadığı, bonoda çift imzanın bulunması halinde imzalardan birinin şirketi temsilen diğer imzanın da kişisel borçlanma amacıyla atıldığının kabulü gerektiği, kefil kısmına sonradan imzayı atanın isminin yazılmasının imza nedeniyle borçlanma sonucunu ortadan kaldırmayacağı, isim yazılı olmasa dahi imza nedeniyle bono bedelinden borçluluğun ortadan kalkmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine ve takibin durdurulmuş olması nedeniyle nedeniyle % 20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.