11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8007 Karar No: 2018/900
Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8007 Esas 2018/900 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2016/8007 E. , 2018/900 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık hakkında 2006 ve 2007 takvim yıllarında, sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın şirketle bir ilgisi olmadığını, çocukluk arkadaşı olan ... isimli kişinin ricası üzerine şirkette ortak olmayı kabul ettiğini,şirketin işlerini kendisinin idare etmediği ve fatura düzenlemediğini savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; sanığın işletmenin faaliyetleriyle ilgili beyanname, işletmeye ait bir belge düzenleyip düzenlemediğinin, müdür veya ortak sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadığının araştırılması, vergi dairesi ve ilgili kurumlara sunulan tüm belge asılları ile faturalardaki imza ve yazıların sanığa aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, 2006 ve 2007 yılına ait fatura ayrıntılarının Vergi Dairesi"nden sorularak kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin istenerek dosya arasında bulundurulması gerektiği de göz önüne alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 2- Kabule göre ise; a) Sanık hakkında "2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçundan kamu davası açılmasına, her bir takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçlarının birbirinden bağımsız ve kendi içerisinde teselsül eden ayrı suçlar olmasına göre, 2006 ve 2007 yıllarında işlediği ve her biri kendi içinde zincirleme suç oluşturan iki ayrı suçtan cezalandırılması gerekirken hangi yıl için olduğu belirtilmeden tek suçtan hüküm kurulması b)Hüküm fıkrasında 359/b-1 maddesi gereğince temel ceza tayin edilirken alt sınırdan cezalandırıldığı belirtilmiş olmasına rağmen, suç tarihi itibari ile atılı suçun cezasının alt sınırının hükmedilen 3 yıl değil, 18 ay hapis cezası olduğunun gözetilmemesi yasaya aykırı, c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, d) Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesine rağmen katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, katılan vekilinin temyizinin ücreti vekaletle sınırlı olduğu anlaşıldığından sonuç ceza miktarı itibari ile kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 06.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.