3. Hukuk Dairesi 2019/2645 E. , 2019/9540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAH. 36. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren ana dağıtım şirketlerinden biri olduğunu, dava dışı Sereflikoçhisar Belediyesi’nin yaptığı ihale sonrası tarafına 5 yıl süreyle kiralanan akaryakıt istasyonunu aynı süre ve şartlarla davalıya kiraya verdiğini, bu kapsamda davalı ile arasında kira sözleşmesi, bayilik sözleşmesi ve protokol imzalandığını, davalının peşin ödemesi gereken 2012-2013 kira dönemine ait kira bedelini ödemediğini, ödenmeyen kira bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ve davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacı ile arasında ariyet sözleşmesi de yapıldığını, 30.09.2012 tarihinde ariyete konu malzemelerin geri alındığını, bayilik sözleşmesi, kira sözleşmesi ve ariyet sözleşmesinin bir bütünlük oluşturduğunu ve ariyete konu malzemelerin geri alınmasıyla kira sözleşmesinin feshinin de zımnen kabul edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar taraflarca istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının alt kira sözleşmesinden doğan başlıca borcunun taşınmazı kullanmaya elverişli bir şekilde teslim etmek olduğu, ancak istasyonun kullanılabilmesi için gerekli ruhsat ve izinlerin alınamadığı, davalının 21/06/2012 tarihinde ihtarname ile sözleşmeyi ilk kira yılının sonunda geçerli ve haklı olarak feshettiği, ikinci kira yılı kira bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davacının ; davalı tarafından yargılama aşamasında kötü niyet tazminatı talep edilmediği ve davalı tarafça davacının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle de davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 14.06.2011 tarihli, 5 yıl süreli aylık KDV hariç 5000 TL bedelli kira sözleşmesi imzalanmış olup bu sözleşme ile davacının dava dışı belediyeden ihale yoluyla 5 yıllığına kiraladığı akaryakıt istasyonu davalıya kiraya verilmiştir. Kira sözleşmesinin dördüncü paragrafında Kadoil’in belediye ile imzaladığı kira sözleşmesinin sona ermesi, davacı ile davalı arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi ve sona ermesi, protokol ve sözleşmelere aykırılık sebebiyle sona ermesi halinde kira sözleşmesinin de sona ereceği; beşinci paragrafında ise davacının dava dışı belediye ile yaptığı kira sözleşmesi ve özel şartname ile , davacı ve davalı arasında imzalanan protokol ile bayilik sözleşmesinin işbu kira sözleşmesinin eki ve ayrılmaz parçası olduğu düzenlenmiştir.
Davacı tarafça davalı aleyhine 22.02.2013 tarihinde İstanbul 34. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3972 E sayılı dosyası ile 66.000 TL tutarında bir yıllık kira bedeli alacağının tahsili için takip başlatılmıştır.
Taraflar arasında sözleşme konusunda bir uyuşmazlık bulunmayıp; somut uyuşmazlık, kira sözleşmesinin ne zaman sona erdiği, kiralananın ne zaman tahliye edildiği ve davacının davalıdan icra takibine konu edilen tutar bakımından kira alacağı bulunup bulunmadığı noktalarındadır.
Davalı kiracı tarafından davacı aleyhine kiralananın amacına uygun teslim edilmemesi nedenine dayalı olarak sözleşmenin feshi, ödenen kira bedellerinin iadesi ve zararın tazmini amacıyla 30.04.2013 tarihinde açılan davada İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/390 E 20144/133 K sayılı kararı ile dosyamız davacısının belediye ile yaptığı sözleşmeye ekli şartnamenin 21. maddesi gereğince kira bedelini peşin olarak ödememesi nedeniyle belediye tarafından kira sözleşmesinin feshedildiği, alt kiracılık ilişkisinin de bu fesihle ve 30.09.2011 tarihli tutanakla gerçekleşen teslim işlemiyle tahliye edildiği ve dolayısıyla alt kiracılık ilişkinin hükümsüz kaldığı belirlenmiş olup buna dair karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 11.03.2014 gün, 2014/7324 E 2014/10980 K sayılı ilmıyla onanmış ve karar düzeltme isteğinin reddi ile kesinleşmiştir.
Taraflar arasında aynı yada benzer konuda kesinleşmiş olan bir hüküm ve burada saptanan maddi olgular, daha sonra ortaya çıkan uyuşmazlıklarda kesin hüküm oluşturmadığı takdirde güçlü delil oluşturur.
Somut olayda; Taraflar arasında görülen ve kesinleşen İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/390 E 20144/133 K sayılı ilamı uyuşmazlık bakımından güçlü delil niteliğindedir. Bu karar ile taşınmazın 30.09.2012 tarihinde tahliye edildiği ve kira ilişkisinin sona erdiği belirlenmiştir. Buna göre mahkemece, takibe konu kira döneminin başlangıç tarihinin 20.06.2012 tarihi olduğu, davalı kiracının tahliye tarihi olan 30.09.2012 tarihine kadar olan dönem bakımından kira bedelinden sorumlu olduğu gözetilerek bu dönem bakımından işleyen kira bedeli hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 02/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.