Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/243
Karar No: 2017/80

Yağma - Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2015/243 Esas 2017/80 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2015/243 E.  ,  2017/80 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
    HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/03/2014 ve 29/12/2014 tarihli tebliğnameleri ile Dairemize gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    I-Sanık ... savunmanı ile O yer Cumhuriyet Savcısının sanık ... hakkında, yakınanlar ... ve ..."e yönelik temyiz incelemesinde;

    Sanık ... savunmanının temyizi ‘beraat’ kararının gerekçesine yönelik olmadığı ve kararı temyiz etmesinde de hukuki yarar bulunmadığından; sanık ... hakkında yakınanlar ... ve ..."e yönelik açılmış bir dava ve kurulmuş bir hüküm bulunmadığından, O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz davasına konu olmayan vaki taleplerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince temyiz talebinin isteme uygun olarak REDDİNE,
    II-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, yakınan ..."ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma;
    sanıklar ... ve ... hakkında, mağdur ... "a yönelik yağma; sanıklar ... ve ...hakkında, yakınan ..."ya
    yönelik yağma; sanıklar ... ve ... hakkında, yakınan ... "e yönelik yağma; sanıklar ... ve ...
    hakkında, mağdurlar ... ve ..."ye yönelik yağma; sanıklar ..., ... ve ... hakkında, yakınan ..."e yönelik yağma; sanıklar ... ve ... hakkında, yakınan ..."ye yönelik yağma suçlarından kurulan mahkumiyet; sanık ... hakkında, yakınan ..."a yönelik yağma; sanık ... hakkında, mağdurlar ... ve ..."ye yönelik yağma; sanık ... hakkında, mağdur ..."a yönelik yağma; sanık ... hakkında, yakınan ..."ye yönelik yağma; sanık ... hakkında, mağdur ..."a yönelik yağma suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelemesinde;
    Yakınan ..."nın kız arkadaşı olan ...ve ona ait ziynet eşyalarını, yakınan ile birlikte yaşadığı evden sanıklar ...ve ..."ın silah zoruyla alıp yakınanı alıkoydukları eve getirdiklerinin anlaşılması karşısında; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında ..."e yönelik yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından zamanaşımı içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
    Yakınan ..."ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun, silahla işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 109/3.maddesinin (a) bendinin de uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi; sanıklar ... ve ... hakkında yakınan ..."ya; sanıklar ..., ... ve ... hakkında yakınan ..."e yönelik eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK"nın 499/1; 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 149 ve 109. maddeleri kapsamında olduğundan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hüküm kurulmaması; sanıklar ... ve ..."un mağdurlar ... ve ... ve ..."ye; sanıklar ..., ... ve ..."un yakınan ..."e yönelik eylemlerinde maske kullandıklarının anlaşılması karşısında; 149/1-b maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, O yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ..., ..., ..., ... savunmanları ile sanıklar ...,
    ..., ... ve ..."un temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
    III-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, katılan ... ve yakınan ..."ya yönelik yağma suçundan kurulan mahkumiyet; sanık ... hakkında, yakınanlar ... ve..."a yönelik yağma; sanıklar ... ve ... hakkında, yakınan ..."e yönelik yağma; sanıklar ... ve ... hakkında, mağdur ..."e yönelik yağma; sanıklar ..., ... ve ... hakkında, mağdurlar ..., ... ve ..."ya yönelik yağma; sanık ... hakkında, mağdurlar ... ve ..."ye yönelik yağma; sanık ... hakkında, mağdur ..."a yönelik yağmaya teşebbüs suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelemesine gelince;
    Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    Ancak;

    1-Sanıkların, katılan ..."ı silahla etkisiz hale getirip el ve ayaklarını bağlamak suretiyle suça konu para ve eşyaları almaları eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK"nın 499/1; 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 149/1-a-c-d, 109/2-3-a,b. maddeleri kapsamında olduğundan, anılan maddeler karşılaştırılıp lehe yasanın belirlenerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
    2-Yakınan ..."ya yönelik yağma suçunun, silahla ve konutta işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 149/1. maddesinin (c) ve (h) bendlerinin yanı sıra (a) ve (d) bendlerinin de uygulanması ve TCK’nın 61.maddesi gereğince hüküm kurulurken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-Cep telefonu ve kartları yağmalanan yakınan ..."nün olaydan sonra ... Koçbank Şubasi"nden 240.-TL ... Garanti Şubesi"nden 600.-TL para çekildiğini öğrendiği, HTS kayıtlarından yakınanın telefonunu satın alan tanık ..."a ulaşıldığı, tanığın da telefonu satın aldığı ... adına düzenlenmiş kimlik fotokopisini polise teslim ettiğinin anlaşılması karşısında; yakınanın beyanında belirttiği banka şubelerine ait kamera kayıtları incelenmeden, tanık ..."a kendisine telefonu satan kişi ile kimlik fotokopisi bırakan
    kişinin aynı olup olmadığı ve sanık ..."yı teşhisi sağlanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    4-Sanık ... 02.09.2004 tarihli kolluk beyanında yakınan ..."a yönelik gerçekleştirdiği yağma eylemini ayrıntıları da içerecek şekilde anlattığının anlaşılması karşısında; sanık ..."nın beyanına niçin itibar edilmediğinin gerekçeleri gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    5-Sanık ... 02.09.2004 tarihli kolluk beyanında, mağdur ..."e yönelik gerçekleştirdikleri yağma eylemini yakınanın beyanını tamamen doğrular şekilde ve sanık ... ile eylem sırasındaki görevlerini belirtip somutlaştırarak anlattığı, mağdur ..."ın da soruşturma aşamasında sanık ..."yı fotoğrafından teşhis ettiğinin anlaşılması karşısında; sanık ..."nın beyanına ve mağdurun teşhisine niçin itibar edilmediğinin gerekçeleri gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    6-Mağdurlar ..., ... ve ...’nun beyanlarında; kendilerine yönelik yağma eylemini yazıhane kısmına gelen silahlı iki kişi ile kapıda yine silahı ile bekleyen üçüncü kişinin gerçekleştirdiğini söyledikleri, sanık ..."nın da 02.09.2004 tarihinde kollukta, sanıklar ...ve ... ile bu eylemi gerçekleştirdiklerini belirtip herkesin eylem sırasındaki görevini de ayrıntılı beyan ettiği, mağdur ..."un da soruşturma aşamasında sanık ..."yı fotoğraftan da canlı olarak da teşhis ettiğinin anlaşılması karşısında; sanık ..."nın beyanına ve mağdur ..."un teşhisine niçin itibar edilmediğinin gerekçeleri gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    7-Sanıklar ...ve ...’ın, 10.12.2003 günü saat 23.30 sıralarında taksi şoförü olan yakınan ...’ı yağmaladıkları, yakınan ...’ın da sanıkları teşhis ettiği ve bu yakınana karşı her iki sanığın mahkumiyetine karar verildiği, yakınan ...’in beyanına göre ise kendisine karşı işlenen yağma suçunun aynı gün saat 22.30 sıralarında gerçekleştiğini söylediği, sanık ...’nın da 02.09.2004 tarihli kolluktaki savunmasında, yakınan ...’e yönelik eylemi sanık ... ile birlikte gerçekleştirdiğini belirtip ayrıntılı bir şekilde eylemi anlattığı, yakınan ...’e yönelik eylemin hemen akabinde olay yerinden biraz uzaklaşınca yolda geçmekte olan yakınan ...’ın kullandığı taksiyi durdurduklarını söylediğinin anlaşılması karşısında; sanık ..."nın beyanına niçin itibar edilmediğinin gerekçeleri gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    8-Sanık ... 02.09.2004 tarihli kolluk beyanında, mağdurlar ... ve ..."ye yönelik yağma eylemini sanıklar ... ve... ile gerçekleştirdiklerini, olay yerine gittikleri aracın şoför koltuğunda beklediği sırada
    sanıklar... ve ..."in işyeri içerisine silahlarla girdiklerini, sanık ..."ın 1 el ateş ettiğini, 50.-TL parayı aldığını söyleyip mağdurların ifadelerini de tamamen doğrular şekilde ayrıntılı beyanda bulunarak sanık ..."ın olay sırasındaki
    pozisyonunu da belirtilmesi karşısında; sanık ..."nın beyanına niçin itibar edilmediğinin gerekçeleri gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    9-Kardeşi ... ile birlikte kokoreç dükkanı işleten mağdur ..."ın 2003 yılında sanık ... ve hakkında beraat kararı verilen sanık ..."a istedikleri zaman düşük miktarlarda para verdiği, bir müddet sonra vermeyeceğini belirtmesi üzerine sanık ..."nın 2004 yılı Ağustos ayında mağduru arayıp 1000 dolar vermesini,”vermezseniz birbirimizi üzeriz” şeklinde tehdit ettiği, bunun üzerine mağdurun bir süreliğine Tekirdağ"a gittiği, işyerinde kardeşi ve oğlu olan ..."ın kaldığı, sanık ..."nın aramaya devam ettiği ve..."e “3.000 dolar hazırlayın yoksa sonu kötü olacak” dediği, sanık ..."nın 02.09.2004 tarihli kolluk beyanında, mağdurun oğlu ile görüştüğünü doğrulayıp 3.000 doları borç istediğini söylemesi karşısında; sanık ... hakkında mağdura yönelik işlediği yağmaya teşebbüs suçundan mahkumiyeti yerine beraatine hükmedilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan ... ve sanıklar ..., ... ile savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 19.01.2017 tarihinde Üye ..."un genel usule ilişkin muhalefetine karşın oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY:

    6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 105/6. maddesi ile yürürlükten kaldırılan; ancak, aynı Kanunun geçici 2/4. maddesi uyarınca, bu mahkemelerde açılmış olan davalara, kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bakmakla görevlendirilen, CMK’nın yürürlükten kaldırılan 250/1. maddesine göre görevli mahkemeler, 6 Mart 2014 tarihli, mükerrer 28933 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesi ile 3713 sayılı Terörle
    Mücadele Kanununa eklenen geçici 14/1. maddesi gereğince kaldırılmışsa da, anılan maddenin 4. fıkrasına, “Bu mahkemelerce verilip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında veya Yargıtay"ın dairelerinde bulunan dosyaların incelenmesine
    devam olunur.” hükmü konulmuştur. Türkiye Cumhuriyetinin, konumu gereği; başta terör olmak üzere, örgütlü suçlarla mücadele edebilmesi için; Kanun Koyucunun özel yetkili mahkemeleri kaldırırken; kaldırma gerekçesinde ortaya koyduğu sakıncaları taşımayan; evrensel hukuk kurallarına uygun; yetki ve görev sınırları iyi çizilmiş; alt yapısı iyi oluşturulmuş; ihtisas mahkemelerine ihtiyaç olduğu, inancını taşıyorum. Düşüncem bu olmakla birlikte, benim muhalefetim; bu mahkemeler kaldırılırken; dosyası henüz sonuçlanmamış sanıklarla; dosyası karara bağlanıp, Yargıtay"a gönderilmiş olan sanıklar arasında ayrım yapan yukarıda açıklandığı şekilde bir hükme yer verilmesinin, kaldırma nedenleriyle örtüşmediği ve çeliştiği noktasına ilişkindir.
    Çünkü;
    5271 sayılı Kanunun 2/f maddesi "kovuşturma: iddianamenin kabulü ile başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi" ifade eder, şeklinde tanımlanmış olup, bu tanıma göre, temyiz aşamasındaki dosyalar kovuşturması devam eden derdest dosyalardır. Bu tanım karşısında, henüz kovuşturma süreci tamamlanmamış dosyalardan; özel yetkili mahkemelerce karar verilmemiş olanların genel (normal) ağır ceza mahkemelerine gönderilmesi; temyiz aşamasındakilerin ise Yargıtay tarafından incelenmesi yolunda düzenleme yapılmak suretiyle ayrıma gidilmesinin doğru bir çözüm şekli olmadığını düşünüyorum. Sebeblerini aşağıda açıklayacağım üzere, bu Kanun hükmüne rağmen; Yargıtay"da bulunan dosyalarında, aynen, karar verilmemiş dosyalarda olduğu gibi; hiçbir incelemeye tâbi tutulmadan salt, söz konusu mahkemelerin kaldırıldığı gerekçesi ile genel bir kanun bozması yapılıp, mahalline iade edilmeleri ve muhakemelerinin; genel (normal) mahkemelerde yapılmasının sağlanması görüşündeyim. Aksi bir çözüm, yani esasa girilerek bu dosyaların inceleneceği kuralına uyulması 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine ve 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olur.
    Şöyle ki;
    1-Özel Yetkili Mahkemeler, "Adil Yargılanma Hakkı" ve "Ağır Ceza Mahkemeleri" arasındaki ayrıma son vermek amacıyla kaldırılmış olup, bu husus anılan Kanunun genel ve sözü geçen madde gerekçesinde belirtilmiş; böylece, bütün Ağır Ceza Mahkemelerinin aynı usul kurallarına tâbi olması sağlanarak, adil yargılanma hakkı için gerekli olan özel soruşturma ve kovuşturma usullerine son verilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda baktığımızda; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında ve Yargıtay"ın dairelerinde bulunan dosyaların incelenmesine devam olunacağına ilişkin düzenlenme yapılması; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 10. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerine uygun düşmez.
    Zira, Kanun Koyucu, bizzat kendisi, özel yetkili mahkemeleri adil yargılanma hakkını temin etmek amacıyla kaldırıldığını, Kanun gerekçesinde yer vermesine ve bu mahkemelerin normal ağır ceza mahkemelerine göre, daha güvencesiz olduğunu kabul etmesine rağmen; bu mahkemelerce kurulan hükümlerin, normal ağır ceza mahkemelerinden verilen kararlar gibi incelenmesini öngörmesi; kaldırma gerekçesi ve amacıyla çelişen bir sonuç yaratır.
    2-Mahkemeler, bütün işlemlerinde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar. 6526 sayılı Kanunla delil toplama yöntemleri değiştirilmiş; önceden CMK"nın 250. maddesi kapsamında kalan soruşturma ve kovuşturmalarda şüpheli ve sanıklar yönünden kısıtlayıcı hükümler kaldırılarak, hukukî güvenlik ile yargılama eşitliği sağlanmıştır. Ancak Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması sonucu, bu mahkemelerce karara bağlanmayan ve diğer ağır ceza mahkemelerine gönderilen davaların sanıkları ile; kararları Yargıtay"da temyiz incelemesinde bulunan dosyaların sanıkları arasında ayrım yapılarak, fark yaratılması; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 7. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin, sözleşmede yer alan hak ve özgürlüklerden ayrım gözetilmeksizin, herkesin yararlanmasını hüküm altına alan 14. maddesine ve iç hukukumuz yönünden de, Anayasamızın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10; "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36; "Kanunî Hâkim Güvencesi" başlıklı 37; "Suç ve Cezalar" başlıklı 38. maddelerine aykırılık oluşturur.
    Görüldüğü üzere;
    Söz konusu Kanunî düzenleme, bu hâliyle, hem Anayasamıza aykırıdır, hemde tarafı olduğumuz ve usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalarla çatışmaktadır.
    Şimdi, burada sorun, Anayasamıza ve yukarıda açıkladığımız milletlerarası antlaşmalara aykırılık oluşturan, anılan Kanun hükmünü aşıp aşamayacağımız; aşabilecek isek, bunu nasıl yapabileceğimiz noktasında toplanmaktadır.
    Aslında, bu konu, bir sorun iken, Anayasamızın 90/5. maddesinde 07.05.2014 tarih ve 5170 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikle, milletlerarası antlaşma hükümlerine üstünlük tanınarak, temelinden çözülmüş olup, bu gün için tartışma kalmamıştır.
    Şöyle ki;
    Anayasamızın 90/5. maddesi ile; bir kanun hükmüyle usulüne uygun olarak yürürlüğe girmiş, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen bir antlaşma kuralının çatışması hâlinde, antlaşma hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir.
    Bu hükümden hareketle somut olayımızı değerlendirecek olursak, 6526 sayılı Kanunun 1. maddesi ile Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14. maddenin 4. fıkrası son cümlesinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Ülkemizin kabul ettiği milletlerarası antlaşmalar ile çeliştiği açıkça görülmekte olup, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin yukarıda açıklanan hükümlerine üstünlük tanınması suretiyle sorunun çözülmesi ve özel yetkili mahkemelerce verilen hükümlerin; başka yönleri incelenmeksizin, kanun önünde eşitlik ilkesi ve adil yargılanma hakkı gereğince, bütünüyle bozularak, genel (normal) ağır ceza mahkemelerinde; muhakemelerinin yapılması ve sonucuna göre, hüküm kurulması için bozulması gerekmektedir. Aksi bir düşüncenin kabul edilmesi; kanun koyucunun bu mahkemeleri kaldırma gerekçesi ve amacıyla çelişen sonuçlar doğuracağı gibi hukukun; adalet, yerindelik ve hukukî güvenlik başlıkları altında toplanabilecek temel değerlerine de aykırı olur, kanaatindeyim.
    Bu nedenlerle söz konusu dosyada; yüksek çoğunluğun esasa girerek inceleme yapma görüşüne ve bu görüşe bağlı olarak verdiği karara katılmıyorum.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi