11. Hukuk Dairesi 2019/1520 E. , 2019/8076 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ...1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/02/2019 tarih ve 2017/417-2019/57 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının Mersin ili, ...ilçesi, ... köyü, 242 ve 226 numaralı parsellerin sahibi olduğunu, 242 numaralı parsel üzerinde mevcut muz serasının iyileştirilmesi ve 226 parsel üzerinde yeni muz serası yapmak amacı ile bu parselleri ipotek vererek davalı ...’nın ...Şubesi’nden 18/04/2012 tarihinde kredi kullandığını, doğal afet sigorta primi olarak 1.500,00 TL"ye davalı banka tarafından bloke konulduğunu ve kredi ödenirken bu miktarın kesildiğini, davacıya ait iki parsel üzerindeki muz seraları tesis edilmiş ve içinde muz ağaçları yetişmiş bir durumda iken 10/12/2012 tarihinde Anamur"da meydana gelen kasırga nedeniyle her iki seranın da hasar gördüğünü, seraların kullanılmaz hale geldiğini, ...Sulh Hukuk Mahkemesi 2012/30 D.iş sayılı dosyası ile durumun tespit edildiğini, afet nedeniyle zarar tazmini istendiğinde davalı bankanın seraları sigorta yaptırmadığını bildirdiğini, kredi sözleşmesi ile yetkilenmiş olmasına ve davacıdan sigorta primi kesilmiş olmasına rağmen sigorta yaptırılmamış olmasında davalının kusurlu olduğunu ileri sürerek 248.038,29 TL tazminatın kasırga felaketinin gerçekleştiği tarih olan 10/12/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, sigorta yaptırmak için gerekli belgelerle bankaya bir başvurunun olmadığını, kredi alımında hayat sigortasının mecburi olduğunu, ancak dava konusu sera sigortasının mecburi olmadığını, dava konusu yerde sonradan tekrar kredi kullanıldığını, hasardan sonra borcun bir yıl ertelendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davalı bankanın sigorta yaptırmak üzere 1.500,00 TL prim karşılığı bedele bloke koyduğu ve davacının da 18/04/2012 tarihli taahhütname ile sigorta yaptırmayı taahhüt ettiği, davalı bankanın sözleşmesel sigorta yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği, prim karşılığı bedele konulan blokeye rağmen davalı bankanın sigorta yaptırmaması nedeniyle davacının uğradığı zararın 155.899,05 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 155.899,05 TL’nin dava tarihi olan 21/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, sözleşme gereğince davalı bankaca yaptırılması gereken TARSİM sigortasının yaptırılmaması nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olup, davacı vekili alacağın ticari temerrüd faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkemece alacağın reeskont oranında faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş ve karar davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Bu durumda dava tarihi itibariyle davaya konu alacağa avans oranında faize hükmedilmesi gerektiğinden alacağa avans faiz oranını geçmemek kaydıyla reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de, sözü edilen eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün anılan yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendine yer alan “21/11/2013 tarihinden itibaren” ibaresinden sonra gelmek üzere “avans faiz oranını geçmemek kaydıyla” ibaresinin eklenmek suretiyle kararın davalı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.