14. Hukuk Dairesi 2015/9163 E. , 2018/1527 K.
"İçtihat Metni"....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.01.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve diğer davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı 593 parsel sayılı taşınmaz yararına, davalılara ait 1083 ve 1084 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 593 parsel lehine 1084 sayılı parsel aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
TMK"nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; aleyhine geçit kurulan 1084 parsel bitişiğindeki 1083 parselin de davalılara ait olduğu bir bütün halinde kullanıldığı iddia edilmiştir. Tapu kayıtlarından bu iki taşınmazın gerçekten de aynı davalılara ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu tür davalarda davacı taşınmazı yararına genel yola ulaşmak için en kısa ve ekonomik yerden, ayrıca aleyhine geçit kurulacak parseller bölünmeden geçit kurulması gerekir. Mahkemece, bu kurala uyulmadan aleyhine geçit kurulan aynı kişilere ait 1083 ve 1084 sayılı parseller ikiye bölünerek ekonomik kullanım bütünlükleri bozulmuştur.
Diğer tarftan hükme esas alınan bilirkişi raporunda geçit kurulan seçenek dışında alternatif güzergahlar da belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak, yeterli görülmediği takdirde mahallinde yeniden keşif yapılarak, 1084 parsel sayılı taşınmaz sınırından A harfi ile gösterilen kısım, 1083 parselin kuzeyinden 1083 ve 608 parsel sayılı taşınmaz sınırlarından veya başka bir alternatiften geçit tesis edilip edilmeyeceği belirlenmelidir. Davalılara ait taşınmazlar dışında başkaca geçit güzergahının belirlenmesi halinde bu güzergah üzerindeki taşınmazların malikleri davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra tüm alternatifler birlikte değerlendirilerek sonucuna bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; yargılama giderlerinin davanın niteliği gereği davacı üzerinde bırakılması gerekirken davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.