15. Hukuk Dairesi 2019/3354 E. , 2020/1592 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karar, yasal süresi içerisinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ... Kurudal, ... Kurudal, ... Kurudal"ın hissedar olduğu arsa üzerine arsa payı karşılığı inşaat yapılması, maliklere de altı daire verilmesi hususunda davalı ile sözlü olarak anlaşma yapıldığını, davacının ağabeyi olan ... Kurudal"a vekâletname verdiğini, ... Kurudal"ın davalıdan hiçbir evrak almadan söz konusu arsaların tapusunu davalıya satış yoluyla devrettiğini, devrin sözleşmenin gerçekleşmesi için yapıldığını, altı dairenin ... Kurudal, ... ve ... Kurudal arasında taksim edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalının müvekkilinin payına düşen iki daireyi vermediğini ileri sürerek, müvekkilinin hissesine düşen ve teslim edilmeyen iki adet daire için şimdilik 10.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ve diğer hissedarlara ait arsa üzerinde arsa payı karşılığı inşaat yapılması için anlaştıklarını, ... Kurudal tarafından sunulan vekâletnameye istinaden sözkonusu parsellerin tapularını devir aldığını, davacı ve diğer hissedarlarla 5 adet daire vermek üzere anlaşma sağladıklarını, anlaşma şartları gereğince söz konusu dairelerin 2 tanesini ... Kurudal"a, 2 tanesini ... Kurudal"a ve 1 tanesini de vekâlet vererek ..."a devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının, adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden biri olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılması gerekir. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında, kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK"nın 297. maddesine göre, hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özetin,
anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "Yasa"nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur." Bu unsurları taşımayan bir gerekçe, görünüşte gerekçe olup, yasada belirtilen unsurlara uygun yasayolu denetimini mümkün kılan gerçek anlamda bir gerekçe değildir.
Somut olayda, mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 23. Hukuk dairesi’nin 14.02.2014 tarih 2013/6306 E.,2014/1061 K. sayılı bozma ilamında taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçerli hale geldiğinin kabulü ile, taraf delilleri toplanmak suretiyle karar verilmesi gerektiği açıklanarak bozma kararı verilmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu, verilen kararda gerekçe kısmında bilirkişi raporu özeti,tarafların tanık beyanları yazıldıktan sonra hangi delile,hangi gerekçe ile itibar edildiği açıklanmaksızın, gerekçesiz olarak karar verilmesi doğru olmamış. kararın bozulması uygun görülmüştür
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.