Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2
Karar No: 2017/57
Karar Tarihi: 24.01.2017

örgütüne yarar sağlamak maksadıyla - - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2017/2 Esas 2017/57 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2017/2 E.  ,  2017/57 K.

    "İçtihat Metni"

    Mağdurlar ... ve ..."a yönelik yağma suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın yağma suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak ve kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ayrı ayrı beraatlerine, sanık ... hakkında ise, eylemin yağma niteliğinde olmayıp iş ve çalışma hürriyetini ihlal niteliğinde olduğu kabul edilerek 5237 sayılı TCK"nın 117/1, 119/1-a-d, 62, 53. maddeleri uyarınca iki kez 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve yoksunluğa ilişkin ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.03.2009 gün, 2004/38 Esas ve 2009/68 Karar sayılı hükmü o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık ... savunmanı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 28.06.2012 gün 2011/4353 esas ve 2012/13112 karar sayı ile;
    " Oluşa ve dosya içeriğine göre;
    1- Yakınanlar ... ve ..."ın, ..."a ait ...Köyü No: 68/ ... adresinde bulunan fabrika binasını kiraladıkları, faaliyetleri devam ettiği sırada yakınanlarca da doğrulandığı üzere nakit sıkıntısı nedeniyle fabrikaya ortak alma ihtiyaçları doğunca sanık ... ile ortaklık konusunda görüşmelere başladıkları, sanığın ortaklık karşılığında ilk etapta 70 milyar sermaye koymayı taahhüt ettiği, ancak aralarında sözleşme yapmadıkları, yakınanlar üzerinde güven telkin edici davranışlarda bulunarak kendisinin ortaklığa kabulünü kolaylaştırdığı, sanığın ortaklık görüşmesi sırasında gelmiş olduğu fabrikada silahla havaya ateş açarak yakınanlara gözdağı vermeye çalıştığı, sürekli olarak yakınanları vaat ettiği sermaye miktarını verme konusunda oyaladığı, taahhüt ettiği sermaye yerine yakınanların beyanlarına göre 2-3 milyar kadar sermaye koyduğu, fabrikaya beraberindeki diğer sanıklar ..., ..., ... ve ... ile beraber gelip gittiği, sanık ..."un yakınan ..."ın fabrikadaki % 30 olan hisse oranının % 10 olması konusunda yakınanı tehdit ettiği,
    Bu olaydan sonra sanık ..."un diğer yakınan ..."nu kendisine ait inşaat şantiyesine çağırdığı, şantiyeye giden yakınana hitaben “ Parasının gelmediğini, bu yüzden yakınana ait olan ...plakalı aracı bırakıp gitmesini, satıp sermaye yapacağını söylediği” yakınanın verdiği olumsuz yanıt üzerine orada bulunan diğer sanıklar ... ve ..."ın yakınanı dövdüğü, aracın satışı konusunda galericiyi aramalarını istediği bunun üzerine yakınanın aracın anahtarını bırakarak oradan ayrıldığı, olaylar sonrası sanık ... kendisini arayarak olanlar hakkında şikayette bulunursa kendisini öldüreceğini söyleyerek tehdit ettiği sanıkların bu baskı ve sindirme eylemleri neticesi yakınanların fabrikadaki faaliyetlerine son vererek bir daha fabrikaya gitmedikleri, fabrikanın çıkarmış olduğu iş karşılığında elde ettiği gelirlere el konulduğunun anlaşılması karşısında, oluşa ve tüm dosya içeriğine göre sanıkların eylemlerinin yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden delillerin taktiri ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,” şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma sonrası ... 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2013 gün 2012/227-2013/61 sayılı kararı ile;
    “Tüm dosya kapsamı incelendiğinde sübuta yönelik deliller, müşteki beyanları ile tanık ... beyanlarına dayanmaktadır.
    Sübuta yönelik beyanlar incelendiğinde; müşteki ... ve ... ile tanık ..."nun beyanlarda bulundukları;
    Bahse konu beyanlar ve tüm dosya kapsamı özellikle müşteki, tanık ve sanık beyanları nazara alındığında müştekiler ve tanık ..."nun nif asansörleri adı altında adi bir ortaklık kurduğu ve asansör işine başladıkları, sermaye olarak müşteki ..."in 3.5 Milyar Lira, tanık ..."in 10 Milyar Lira ve müşteki ..."ın da az bir miktarda sermaye koyduğu ve ortaklığın bu şekilde faaliyetine başladığı, ancak daha sonraları şirketin borca battığı, işçi ücretlerini ödeyemediği, bunun üzerine ortakların kendi aralarında karar alarak ortaklığın kurtarılması için yeni ortak ve sermaye alınması gerektiği kanaatine vardıkları, bu vesileyle sanık ... ile görüştükleri, sanık ..."un şirkete 100 Milyar Lira"ya yakın harcama yapmak sureti ile sermaye koyduğu, şirketin birçok borçlarını bu para içerisinden ödediği, sonrasında adi ortaklığın şirkete dönüştürülmesi yoluna gidildiği, ortaklar arasında hisse oranlarının belirlenmesi konusunda fabrikada görüşmeler yaptıkları, özellikle müşteki ... "ın ortaklığa koyduğu sermayesinin az olmasına rağmen çok hisse istemesi üzerine aralarında ihtilaflar çıktığı ve daha sonra bu ihtilafların kavgaya dönüştüğü, kavga sırasında sanık ..."un havaya ateş ettiği, müşteki ..."ın ısrar etmesi üzerine sanık ... tarafından tehdit edildiği, bu olaydan sonra müştekiler ... ve ..."ın şirketekorktuklarından gelmedikleri, ortaklığın bundan sonra sanık ... tarafından idare edildiği söz konusudur.
    Öncelikle ihtilafsız olan hususun belirlenmesi gerekir.
    Tüm taraflarca kabul edildiği üzere; sanık ..."un ...Asansörleri adi ortaklığına diğer ortaklar , ... ve ..."nun yanında dördüncü bir kişi olarak ortak olduğu ile müştekiler tarafından sanık ..."un bulunduğu ve kendisine ortaklık teklif ettikleri hususudur. Her ne kadar taraflar arasında yazılı bir anlaşma yapılmamış olsa bile hukuki anlamda bir ortaklığın meydana geldiğinden şüphe yoktur.
    İhtilaflı husus ise; sanık ..."un sermaye olarak ne kadar miktar para koyduğu hususudur.
    Dosya kapsamı, özellikle Mahkememizce samimi bulunan Nif asansörleri adi ortaklığının ortaklarından olan ve şirketin iç yüzünü, faaliyetlerini bildiği belli olan tanık ..."nun tüm beyanları nazara alındığında; sanık ..."un ortaklığa gerek borçlarını ödeme yolu ve gerekse nakit olmak üzere toplam 100 Milyar (100 Bin) TL civarında sermaye koyduğu söz konusudur.
    Bu durum karşısında; sanık ..."un bahse konu ortaklığa sermaye de koymak suretiyle ve fiili olarak da ortaklığın içerisine girdiği ve faaliyet gösterdiği, ortaklıkla ve ortaklarla fiili ve hukuki ilişkisinin bulunduğu söz konusudur. Nitekim bu durum Yargıtay 6. Ceza Dairesinin Bozmaya Konu İlamında da kabul edilmiştir.
    Ortaklığın adi bir ortaklık olduğu, ancak bunun şirkete dönüştürülmesi gerektiği söz konusu olduğundan ve tarafların bu durumu istediğinden, şirketin hisselerinin ne oranda olacağı konusunda ihtilafa düştükleri, müşteki ..."ın koyduğu sermayesinin az olduğunu düşünen sanık ..."un fabrikada bu müşteki ile tartıştığı, zira müşteki ..."ın iddiaya göre çok az bir miktarda sermaye koymasına rağmen % 30 gibi bir hisse talebinde bulunduğu, bu duruma sanık ... "un karşı çıktığı, hissesinin %10 olması gerektiğini söylediği, diğer ortakların daha fazla sermaye koymayı taahüt ettikleri halde bunu yerine getirmedikleri, müştekilerin hisse miktarı konusunda ısrarları üzerine sanık ..."un havaya silahla ateş ettiği ve müştekiler ... ve ..."ı tehdit ettiği, çıkan tartışma sonrasında müşteki ..."in, ... ve... tarafından darp edildiği görülmüştür.
    Eylemlerin bu şekilde gerçekleştiği, müştekilerin beyanları, tanıklar beyanları, özellikle müştekilerin ve sanıkların dışında tarafsızlığına inanılan ve samimi bulunulan tanık ..."nun beyanları ile sübuta ermiştir.
    Eylem bu şekilde ortaya konulduktan sonra vasıflandırmanın ne olacağının belirlenmesi gerekir.

    EYLEMİN VASIFLANDIRILMASI;

    Mahkememizce eylem çalışma hürriyetini tahdit olarak değerlendirilmiştir. Oysa Yargıtay 6. Ceza Dairesi Mahkememizin kabulü dışında eylemin gerçekleştiğini, sanık ..."un hiç hakkı olmadığı halde zorla bahse konu şirkete el koyduğu ve eylemi yağma olarak değerlendirmiştir.
    Yağma suçu TCK"nun 148,149 ve 150. maddede düzenlenmiştir. Buna göre;
    MADDE 148. - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet hâline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi hâlinde de aynı ceza verilir.
    (3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hâle getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.
    MADDE 149. - (1) Yağma suçunun;
    a) Silâhla,
    b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
    c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,
    e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
    f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
    g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
    h) Gece vaktinde,
    İşlenmesi hâlinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
    (2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
    MADDE 150. - (1) Kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması hâlinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
    (2) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir hükmünü içermektedir.
    Mahkememizin tüm dosya kapsamına göre kabul ettiği oluşa göre eylemin yağma olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Zira yağma suçu hiç hakkı olmadığı birşeyi cebir veya tehdit kullanarak elde etmek olduğu açıktır.
    Somut olayda taraflar arasında bir hukuki ilişkinin varlığı (ortaklık ilişkisi) inkar edilemeyecek kadar açıktır. Nitekim Yargıtay 6. Ceza Dairesi de bu ortaklıkilişkisinden bahsettiği gibi müştekiler de bu ortaklık ilişkisin varlığını kabul etmektedir.
    Sorun olarak ortaya çıkan husus sanık ..."un bu ortaklığa sermaye koyup koymadığında düğümlenmektedir. Zira eğer sermaye koymadan ve hiçbir hakkı olmadan bu şirketin gelirlerine el koyması durumunda yağma suçunun olabileceği yönündedir.
    Müştekilerin alınan beyanlarında sanığın tarafından 2-3.000 TL bir paranın ödenmiş olduğu, nitekim Yargıtay 6. Ceza Dairesinin de bu kadar bir miktarın ödendiğine ilişkin beyanı ve hükmü söz konusudur. Oysa tüm dosya kapsamı ve özellikle Mahkememizce samimi bulunulan tanık ..."nun beyanından da anlaşılacağı üzere sanık ..."un şirkete 100 Bin TL civarında bir paranın değişik şekillerde ödediği söz konusudur.
    Ayrıca ticaret kanunu anlamında bir şirketleşmeye gidileceğinden hisse miktarı konusunda tarafların ihtilafa düştükleri, tanık ..."nun Mahkememizce samimi bulunulan beyanından da anlaşılacağı üzere ortaklığa az bir miktarda para yatırmasına rağmen yüzde 30 gibi bir hisseyi talep etmesi sebebi ile taraflar arasında tartışma çıkmıştır. Yani olay tamamen kurulacak şirketin hisse oranlarının belirlenmesine yönelik ihtilaftan kaynaklanmaktadır. Nitekim Yargıtay 6. Ceza Dairesinin kararında da ihtilafın bu sebeple ortaya çıktığı ve sanık ..."un müşteki ..."ı tehdit ettiğini bildirmiştir. Bu durum karşısında gerek havaya ateş etme ve gerekse müştekilerin tehdit edilmesi yağmaya yönelik değil şirket hissesinin müştekiler tarafından fazla oranda olmasını istemelerinden kaynaklanmaktadır. Bu havaya silahla ateş etme ve tehdit olayından sonra müştekiler fabrikaya gelmemiş ve sanık ... fabrikanın faaliyetine devam etmiştir.
    Her ne kadar 6. Ceza Dairesi tarafından fabrikanın gelirlerine el koymak suretiyle sanığın yağma suçunu işlediği iddiasında bulunulmuş ise de esasen fabrikanın borca batık olduğu, işçi ücretlerini ödeyemediği ve faaliyetlerine son verme pozisyonunda bulunduğu açık olduğundan sermaye konulmadan işçi ücretlerini ödemeden, ham madde almadan fabrikanın üretim yapması ve dolayısıyla gelir elde etmesi mümkün değildir. Sanık ... bu tarihten sonra da fabrikanın bu giderlerini kendi cebinden ..., fabrikayı faal hale getirmiş ve bir süre üretim yapmıştır. Böyle bir durumda sanığın yağma eyleminde bulunduğunun kabulü hakkaniyete ve hukuka aykırıdır.
    Kaldıki; sanık ..."un yağma kastıyla hareket etme durumu söz konusu olsaydı, müştekilere sormadan diğer birçok kararlarımızda ve Yargıtay kararlarında da ortaya çıkan gerçeklere göre; hiçbir sebep olmadan doğrudan doğruya
    üretim yapan ve para kazanan fabrikaya el koyabilmektedir. Oysa müştekiler, sanık
    ..."u kendileri arayıp bulmuşlardır. Kendisine ortaklık teklifi yapmışlardar. Sanıkta bunu kabul etmiştir. Burada yağmadan söz edebilmek mümkün değildir.
    Nitekim fabrikanın ne kadar iş yaptığı ve ne miktar para kazandığı sonraki dönemde belli olacak ve diğer ortakların fabrikanın bu gelirinin sanık ... tarafından alındığını ve kendilerine ödeme yapılmadığını iddia ederek her zaman dava açarak bu haklarını elde edebileceklerdir.
    Mahkememizce eylem iş ve çalışma hürriyetini tahdit olarak değerlendirilmiştir.
    Bu suç TCK"nun 117. maddesinde düzenlenmiştir.
    Buna göre;
    MADDE 117. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlâl eden kişiye, mağdurun şikâyeti hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
    (2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tâbi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir.
    (3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
    (4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir hükümlerini içermektedir.
    Somut olaya baktığımızda sanık ..."un eyleminin belkide koymuş olduğu sermayeyi kurtarmak düşüncesiyle hareket ederek çalışma hürriyetini tahdite yönelik eylemi olmuştur.
    Müştekiler ... ve ..."na yönelik olarak sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında yağma suçundan cezalandırılmaları için kamu davası açılmış ise de, sanıkların üzerlerine atılı yağma suçunu işlediklerine dair cezalandırmalarına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlar elde edilemediğinden beraatlerine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
    Bu hükmün o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istekli 20.09.2013 gün ve 2013/255116 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilen dosya;
    Dairemizin 23.05.2016 gün 2013/30949 Esas ve 2016/4288 sayılı kararı ile “Dairemizin 28.06.2012 gün ve 2011/4353 Esas sayılı bozma kararına karşı mahkemece direnme kararı verildiğinin anlaşılması karşısında; direnme kararı konusunda değerlendirme yapılması için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,” karar verildikten sonra;
    5271 sayılı CMK"nın 307/3. madde ve fıkrasının 2. cümlesini değiştiren ve geçici 10.maddesini düzenleyen, 02/12/2016 gün, 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesi uyarınca; "Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gelen ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların, öncelikle kararına direnilen Daire tarafından incelenmesinin zorunlu kılınması karşısında;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığının 07/12/2016 gün, 2016/862 Esas ve 2016/938 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
    Oluş ve dosya kapsamına göre, sanıkların üzerine atılı yağma suçu sübut bulduğu halde, sanık ... hakkında suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülmesi ve diğer sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında ise verilen beraat kararlarının gerekçe ve sonuçları itibariyle yerinde görülmediğinden bozulmasına dair;
    Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 28/06/2012 tarih ve 2011/4353 Esas, 2012/13112 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    YARGITAY KARARI

    21/03/2013 gün 2012/227 Esas ve 2013/61 Karar sayılı ilamındaki direnme kararı yerinde görülmediğinden,
    CMK"nın 307/3.maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 24.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi