Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/15032 Esas 2022/9378 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava ve birleştirilen dava, taşınmazların tapu kaydına özel orman şerhi konulmasından ve 4659 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün düzeltilerek azalmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ... parsel sayılı, 350 m² yüzölçümlü ve 4660 parsel sayılı, 300 m² yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazları davacının 17/07/1980 tarihinde satın aldığı, 4659 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünde ve davacının satım işlemine konu resmi akitte taşınmazın yüzölçümünün 350 m² olarak yazılı olmasına rağmen tapu kütüğüne el yazısı ile yazılan “3” rakamının “9” rakamına benzer şekilde yazılması nedeniyle taşınmazın yüzölçümünün TAKBİS’e 950 m² olarak aktarıldığı, taşınmazların tapu kaydına 17/03/1993 tarihinde özel orman şerhinin konulduğu, eldeki davanın 28/09/2015 tarihinde, birleştirilen davanın 16/11/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; davacının dava konusu 4659 parsel sayılı taşınmazı, resmi akitte de yazılı olduğu hâli ile 350 m² yüzölçümü olduğunu bilerek satın aldığı; özel orman niteliğindeki taşınmazların maliklerinin mülkiyet ve tasarrufunda bulunduğu, Yargıtayın yerleşik uygulamaları gereğince; mülkiyet hakkının zarara uğradığından söz edilebilmesi için tapu kaydının iptali sonucunda doğmuş bir zararın olması gerektiği, somut olayda böyle bir zararın söz konusu olmadığı, davacının halen kayden maliki olduğu taşınmazların tapu kaydına, 6831 sayılı Kanun'un 52 ve devamı maddeleriyle ilgili idari bir kısıtlama niteliğinde bulunan özel orman şerhi konulmuş olmasının tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan ve Devletin sorumluluğunu gerektiren bir eylem olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Asıl ve birleştirilen dava, tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davacı aleyhine toplam bedel üzerinden ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4. maddesine aykırı şekilde vekalet ücretine hükmolunması,
Doğru değilse de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin 5. paragrafının hükümden çıkarılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 26/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.