Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7759
Karar No: 2014/4777
Karar Tarihi: 27.02.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2012/7759 Esas 2014/4777 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı bir şirket, davalı bir basımevi şirketinin kırtasiye ürünlerini yetkisiz olarak sattığını iddia ederek mahkemeye başvurdu ve manevi tazminat alacağı talep etti. Mahkeme, davalının anayasal şikayet hakkı kapsamında mahkemece tespit işlemi yapıtırdığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verdi. Ancak yapılan araştırma ve soruşturma yetersiz olduğu için Yargıtay tarafından bozuldu. Manevi tazminata karar verilebilmesi için kişilik haklarına saldırı olması ve hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması gerektiği belirtildi. Anayasanın 36. maddesi hükmüne göre herkes, yasal vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu hak ihbar ve şikayet hakkıyla sınırlıdır ve kötüye kullanılması durumunda manevi tazminat hakkı doğar. Dosyada yeterli delil olmadığı için davalı tarafın göstereceği deliller toplanmalı, tanıklar dinlenmeli ve sonuçuna göre bir karar verilmelidir. Kanun maddeleri: 4721 sayılı TMK. nun 24.maddesi, 1982 ANAYASASI (2709) Madde 36.
7. Hukuk Dairesi         2012/7759 E.  ,  2014/4777 K.
  • HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN MANEVİ TAZMİNAT ALACAĞI
  • ANAYASAL ŞİKAYET HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASI
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 24
  • 1982 ANAYASASI (2709) Madde 36

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davalının anayasal şikayet hakkı kapsamında mahkemece tespit işlemi yapıtırdığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller de hüküm vermeye yeterli değildir.
Manevi tazminata karar verilebilmesi için; 4721 sayılı TMK. nun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, kişilik hakkı zedelenen kişinin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması gibi eylemi haklı kılan ve manevi tazminat sorumluluğunu ortadan kaldıran bir hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması zorunludur. Anayasanın 36. maddesi hükmüne göre herkes, yasal vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu madde ile tanınmış olan hak arama, bir başka deyişle ihbar ve şikayet hakkının kullanılması nedeniyle kişilik hakları zarara uğrasa bile, hak arama özgürlüğü üstün bir hak olarak hukuka uygunluk nedeni sayıldığından bundan zarar gören kişilerin tazminat hakkının doğmayacağı kuşkusuzdur. Ancak bu özgürlük sınırsız olmayıp, ihbar ve şikayet hakkının kasten ve zarar verme amacı ile veya keyfi olarak ya da uzak ihtimallere göre, herhangi bir delil ve emare bulunmadan, yeteri kadar araştırma yapılmaksızın kullanılmaması gerekir. Aksi halde hak arama özgürlüğünün kötüye kullanılmış olması nedeniyle hukuka uygunluk nedeni ortadan kalkacağından manevi tazminata karar verilmesi gerekeceğinde de kuşku duyulmamalıdır.
Dosya içeriğinde toplanan ve değerlendirilen delillerden kitap-kırtasiye işiyle iştigal eden davacı şirketin, davalı basımevi şirketine ait kırtasiye çeşitlerini yetkisiz olarak pazarlayıp satışa sunduğu öne sürülerek davacıya ait işyerinde mahkemece tespit yapılmasının istenildiği, yerel mahkemenin de talebi uygun görmesi üzerine mahallinde tespit yapıldığı, ne var ki yapılan aramada davacının işyerinde davalıya ait basılı bir eserin bulunamadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirketin istemi, istem üzerine yapılan tespit ve aramanın davacı tarafın ticari saygınlığını zedeleyecek ve kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte bir fiil olduğu kuşkusuzdur.
Davalı şirketin şikayeti üzerine usulüne uygun olarak tespit kararı verilmesi ve işyerinde delil tespiti yapılması mahkeme hükmünün gerekçesinde belirtildiği gibi hak arama özgürlüğünün kötüye kullanılmadığını kabule yeterli olmadığı gibi, davanın reddine karar verilmesini de gerektirmez. Az yukarıda da açıklandığı gibi, davanın reddine karar verilebilmesi için, ihbar ve şikayet hakkının kötüye kullanılmadığının belirlenmesi gerekir. Bu durumda şikayetin ve tespit isteminin haklı olduğunu, yeterli delil ve emare bulunduğunu, davacı tarafın işyerinde davalıya ait ürünlerin haksız satışı yapıldığına ilişkin bilgi ve belge bulunduğunu kanıtlama yükü davalı tarafın üzerindedir. Anılan hususların tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkün olup, davalı taraf cevap dilekçesinde tanık deliline de dayanmıştır. Ne var ki, mahkemece usül hükümlerine aykırı olarak taraflardan delilleri sorulup saptanmamış, özellikle kanıt yükü üzerinde olan davalı tarafın göstereceği deliller toplanıp, tanıkları dinlenmemiş, kanıt yükü ve deliller hatalı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, az yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak mahkemece taraflardan ve özellikle kanıtlama yükü üzerinde olan davalı taraftan delilleri sorulup saptanmalı, gösterilecek taraf delilleri toplanmalı, tanıklar dinlenmeli, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalı şirketin anayasal hakkını kötüye kullanıp kullanmadığı duraksamasız belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu şekilde bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 27.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi