Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/02/2014 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 25/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı, 2006 yılındaki sulama bedeli için davalı kooperatife vade tarihi yazılmamış bono verdiğini, o tarih için 1.000,00 TL borcunu ödediğini, davalı tarafça bonoya gerçeğe aykırı olarak vade tarihi yazılarak aleyhine takip başlattıklarını ileri sürerek 5.860,00 TL borcunun olmadığının 1.000,00 TL tutarında borçlu olduğunun tespiti isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, gerekçede bilirkişi raporu doğrultusunda davacı (borçlu)nın, davalı () ya kabule bağlı olarak 1.000,00 TL (2006 yılından) borçlu olduğu, davalı (alacaklı) kooperatifçe takibe konu (5.860,00 TL - 1.000,00 TL) = 4.860,00 TL borcun doğduğunun illet ve belgelerinin sunulmadığından bu miktar kadar alacağının bulunmadığı belirtildiği halde hüküm kısmında davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 298/2. maddesi uyarınca "Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz"
Somut olayda; mahkeme kararının gerekçe bölümüyle hüküm kısmı çelişkilidir. Bu durum usul ve yasaya uygun olmayan kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.