13. Hukuk Dairesi 2015/14672 E. , 2017/1814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket, emlakçılık işi ile uğraştığını, davalıya ait evin satışı için davalı ile aralarında 11.03.2011 tarihli komisyon sözleşmesi imzalandığını, kendisi tüm edimlerini ifa ettiği halde davalının kendisinden habersiz olarak evini dava dışı şahsa sözleşme süresi içinde sattığını buna göre sözleşmenin ilgili maddesindeki % 6+KDV tutarını ödemekle yükümlü olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalıya karşı başlatmış olduğu icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile aralarında komisyon sözleşmesi imzalandığını, davalının evini kendisinden habersiz olarak dava dışı 3. kişiye sattığını, sözleşmenin 3. maddesi gereği davalının ödemek zorunda olduğu komisyon ücretinin tahsili için icra takibi başlattığını, takibe itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, davalı ise davacının üstüne düşen edimleri yerine getirmediğinden bahisle davanın reddini dilemiştir. Her ne kadar mahkemece, davacının edimlerini yerine getirdiği ve sözleşmenin geçerli olduğu dönemde davacı emlakçının devre dışı bırakılarak taşınmazın satılması nedeniyle % 6 komisyon bedelinin tahsiline karar verilmiş ise de; taraflar arasında Türk Borçlar Kanununun 520. maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapılmış olan 11.03.2011 tarihli sözleşme gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin % 3’ü+KDV oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Davalının, davacı komisyoncuyu devre dışı bırakarak taşınmazı satmış olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 6’ü + KDV oranında tellallık ücretinin % 3’ü, davalı alıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının satıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğunda duraksama olmamalıdır. Bunun dışında satış bedelinin geri kalan % 3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğunun kabulü gereklidir. Davalı tacir olmadığından, TBK"nun 182/son (eski BK 161/son) maddesine göre hakim fahiş gördüğü cezai şartları tenkis ile mükelleftir. Bu hükmü hakimin resen gözetmesi gerekir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmelidir. Dava konusu olayda, tüm bu olgular dikkate alındığında, cezai şartın fahiş olduğunun kabulü gerekir. O halde, davalının, davacı komisyoncuyu devre dışı bırakarak taşınmazı satması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 6’sı+KDV oranındaki ücretinden davalı tarafından ödenmesi gereken % 3 tellallık ücreti dışında kalan cezai şart niteliğinde % 3’ü oranındaki miktardan BK".nun 161/son maddesi gereğince indirim yapılarak kalan miktardan davalının sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece az yukarıda açıklandığı gibi yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 302,27 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.