20. Hukuk Dairesi 2015/11063 E. , 2017/845 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki me"ra tahsis kararına itiraz, kesinleşen orman sınırları içinde kalan taşınmazın mer"a kaydının iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, ... köyü ... ada ... parsel sayılı 10458 m2 yüzölçümlü taşınmazın, yörede 1969 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 2007 yılında 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 7 ve 9. madde hükümlerine göre yapılan orman kadastro ve fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarında orman sınırları içinde kaldığı halde, 1993 yılında yapılan genel kadastroda mer"a olarak sınırlandırıldığını, daha sonra 2008 yılında 4342 sayılı Mer"a Kanunu uyarınca yapılan tahdit ve tespit çalışmalarında mer"a olarak tespit edilip 24.06.2008-25.07.2008 tarihleri arasında ilan edildiğini ve daha sonra da davalı köye mer"a olarak tahsis edildiğini bildirerek mer"a tespit ve tahsis kararının iptali ile taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, mer"a tespit ve tahsis kararının iptali hakkında davanın ayrılmasına ve yeni bir esasa kaydedilmesine, tescil davası yönünden dava dilekçesinde gösterilen dava değerine göre mahkemenin görev alanı dışında kaldığı ve sulh hukuk mahkemesi görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/14088 E.- 2009/16022 K. sayılı 02/11/2009 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; (Orman Yönetimi dava dilekçesinde "gerçek değerin keşifte belirleneceğini" yazarak dava açıldığı halde mahkemece bu konuda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. Diğer taraftan 4342 sayılı Mer"a Kanununun 13/5. maddesine göre, mer"a tespit ve tahsis işlemlerine karşı 30 günlük askı ilan süresi içinde açılacak davalara bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. Somut olayda mer"a tespit ve tahsis kararının iptali ve sonucuna göre de tescil istenmiştir. Bu iki istekten biri diğerinin sonucuna göre karara bağlanacaktır. Kanunlarımızda bu iki isteğin birlikte aynı dava içinde görülmesini engelleyen hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkemece öncelikle taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde ve orman niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra, mer"a tespit ve tahsis kararı içinde olduğu belirlenirse kesinleşen orman kadastro sınırını değiştirmeye hiç bir merci ve organ yetkili olmadığından mer"a tespit ve tahsis kararı iptal edilerek ve kesinleşen orman kadastrosu 6831 sayılı Kanunun 11/4. maddesi gereğince bu güne kadar tapuya tescil edilmemişse, tescil istemi konusunda karar verilecektir. Anayasanın 141/son ve HUMK"nın 77. maddesi davaların en az giderle ve mümkün olan en hızlı şekilde sonuçlandırılmasını öngörmektedir. Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince mer"a tespit ve tahsis kararına itiraz davası ile tescil davasının birlikte görülmesi usul ekonomisi gereğidir. Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davanın esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir) denmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile çekişmeli ... ada ... parsel sayılı orta malı mer"a niteliğindeki taşınmazın Mer"a Tahsis Komisyonu kararının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava mer"a tespit ve tahsis kararının iptali ile tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede; 1968 yılında kesinleşen orman tahdid çalışması, 1993 yılında 3402 sayılı Kanuna göre yapılan genel arazi kadastrosu, 2008 yılında 6831 sayılı Kanuna göre Orman Kadastrosu ve Orman Kanununun 2/B maddesi uygulama çalışması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, temyize konu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve davacı Orman Yönetiminin davasının kabulü yolunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi karşısında davacı Orman Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak davacı Orman Yönetimi davayı kazandığı halde hükmün 4 numaralı bendi gereğince Orman Yönetiminden harç alınmasına karar verilmesi doğru değilse de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükümde yer alan "4" numaralı bendin çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/02/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.