23. Hukuk Dairesi 2015/647 E. , 2016/1064 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, dayanak gösterilen senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, İcra Hukuk Mahkemesi"ne imza itirazında bulunduğunu, mahkemece davanın usulden reddine karar verildiğinden esas hakkında incelemeye geçilemediğini ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava dışı Cemal Yılmaz"ın müvekkili kooperatiften kullandığı krediye kefil olduğunu, İcra Hukuk Mahkemesi"nde davacı tarafından açılan davanın kesin olarak reddine karar verildiğini savunarak, davanın reddini ve %40 tazminatın tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine , Dairemizin 05.06.2013 tarih ve 3355 E., 3824 K. sayılı ilamıyla; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle HUMK"nın 389/1. maddesinde yer alan tanık dinlenme olanağına, dava tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 218. maddesinde yer verilmemiş bulunmasına göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde olmadığı, somut olayda, mahkemece, davacı hakkında başlatılan icra takibine konu 24.03.2008 tanzim, 24.12.2008 vade tarihli 3.125,00 TL bedelli senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmış ve bu raporda “senetteki imzanın teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermediği, karalama tarzında çizgilerden ibaret basit tersimli bir imza olduğu, bu nedenle davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği” belirtilmiş ve buna göre mahkemece senetteki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilememiş olması sebebiyle davalı alacaklının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu sonuca götürecek yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurduğu, bu durumda, mahkemece fizik ve grafoloji incelemelerinde Adli Tıp İhtisas Dairesi"nin nihai merci olmadığı göz önünde bulundurularak öncelikle davacının huzurda HMK"nın 211. maddesi hükmüne uygun olarak imzaları alındıktan sonra grafoloji ve kriminal alanlarında uzman başka bir kuruma (Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuarı, Güzel Sanatlar Akademisi gibi) grafolojik metotlar ve optik aletler ile inceleme yaptırılarak denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Söke Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği raporu ile İ...öğretim görevlilerinden oluşan bilirkişi heyeti raporunda, imzanın davacının elinin ürünü olabileceğinin kuvvetle muhtemel olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.