21. Hukuk Dairesi 2016/19360 E. , 2017/4472 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 08.01.1985-31.12.1986 tarihleri arasında davalı işverene ait inşaat işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 08.01.1985 tarihinde ....sicil numaralı ...İnş. Tic. Koll. Şti. unvanlı işyerinden verilen işe giriş bildirgesinin 09.01.1985 tarihinde davalı Kuruma verildiği, ....sicil numaralı işyerinin 03.10.1984-31.12.1986 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, ancak davacının bildirilen hizmeti bulunmadığı gibi, sadece 1986/1,2,3.dönem bordrolarının verildiği, 1985 yılında bordro düzenlenmediği, ticaret sicili kayıtlarından ...İnş. Tic. Koll. Şti.’nin ... ve ... adına 07.03.1980 de tescil edildiği, gerekçeli kararın tebliğ edildiği ...’ın ibraz ettiği ticaret sicili kayıtlarından şirketin unvan değiştirerek “...İnşaat ve Tic. Koll. Şirketi ... Ve Oğulları” adını aldığı ve “...İnşaat Taahhüt Tic. ve San. AŞ” olarak nev’i değiştirdiği, son olarak tekrar unvan değiştirerek “... Kardeşler İnş. Taahhüt Tic. ve San. AŞ” olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının husumeti “...İnş. Tic. Koll. Şti.-Yön. Kur. Baş. ...”a yönelttiği, ancak şirketin unvan ve nev’i değiştirdiği anlaşılmış olup bu husus araştırılıp işverenin yeni unvanı tespit edilerek husumetin yöneltilmesi sağlanmadan, tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş, öncelikle davalı işverenin tüm ticaret sicili kayıtlarını getirterek son unvanını tespit etmek, davacının usulünce husumeti yöneltmesi için uygun bir mehil vermek, işverenin davaya dahil edilmesi sağlandıktan sonra göstereceği tüm delilleri toplayıp değerlendirmek, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.