Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1305
Karar No: 2022/1873
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1305 Esas 2022/1873 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1305 E.  ,  2022/1873 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/1305
    Karar No : 2022/1873

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 29/12/2020 tarih ve E:2014/4934, K:2020/4006 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 23/09/2014 tarih ve 29128 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kullanıcı Tarafından Dağıtım Varlıklarının Tesis Edilme Metodolojisi'nin 4. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde yer alan, "Dağıtım şirketi (a) bendi kapsamında belirlenen sürenin başvuru sahibi tarafından uzun bulunması hâlinde, söz konusu talep için gerekli dağıtım varlıklarının başvuru sahibince tesis edilebileceğini veya finanse edilebileceğini ve bu yöntemin tercihi hâlinde gerçekleşecek yatırıma ilişkin bu metodoloji uyarınca hesaplanan bedelin (a) bendine göre belirlenen tarihteki yıl içerisinde en fazla on iki aylık eşit taksitle başvuru sahibine ödeneceğini bildirir." cümlesindeki "veya finanse edilebileceğini" ibaresinin; 5. maddesinin 1. fıkrasında yer alan, "Dağıtım varlıklarının tesisinin başvuru sahibi tarafından üstlenilmesi hâlinde, başvuru sahibi bu varlıkları bizzat tesis etme ya da bunları finanse etme yolunu tercih edebilir." cümlesindeki "ya da bunları finanse etme" ibaresinin; 5. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının; 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan, "Dağıtım şirketi, bu metodoloji uyarınca geri ödemeye esas bedelleri, bağlantı/güç artışı görüşünde verilen talebin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla 12 aylık eşit taksitte, yatırımı yapan veya finanse eden başvuru sahibine; muhataba ulaşılamaması hâlinde ise tesis edilen dağıtım varlığının bulunduğu yerdeki en yakın banka ya da PTT şubesine, hak sahip veya sahipleri adına yatırarak öder." cümlesindeki "veya finanse eden" ibaresinin iptali ile 28/01/2014 tarih ve 28896 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği'nin 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan, "Üretim ve tüketim tesislerinin dağıtım sistemine bağlanabilmesi için, sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle, genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hâllerde, söz konusu yatırım dağıtım şirketi adına, bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabilir veya finanse edilebilir." cümlesindeki "veya finanse edilebilir" ibaresinin; 3. fıkrasında yer alan, "Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait bedel, dağıtım şirketi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla on iki aylık taksitte, yatırımı yapan veya finanse eden gerçek veya tüzel kişiye, muhataba ulaşılamaması hâlinde tesisin bulunduğu yerdeki en yakın banka ya da PTT şubesine, hak sahip veya sahipleri adına yatırılarak ödenir." cümlesindeki "veya finanse eden" ibaresinin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 29/12/2020 tarih ve E:2014/4934, K:2020/4006 sayılı kararıyla;
    6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (f) bentleri, 9. maddesinin ikinci fıkrası ile beşinci fıkrasına yer verilerek,
    İdarenin, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahip olduğu; "kural işlemler"in (ya da diğer adıyla genel düzenleyici işlemler), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemler olduğu; düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar getirmiş olması gerektiği, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesinin zorunlu olduğu,
    6446 sayılı Kanun'un, dağıtım şirketlerinin lisanslarında belirtilen bölgelerdeki tesislerde yenileme, ikame ve kapasite artırım yatırımlarını yapma, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak olan tüm sistem kullanıcılarına eşit, taraflar arasında ayrım gözetmeksizin elektrik enerjisi dağıtımı ve bağlantı hizmeti sunma yükümlülüğü getirdiği; Kanunda ve ilgili yönetmeliklerde, dağıtım faaliyetini yerine getirecek işletmelerin uyması gereken yükümlülüklerin açıkça düzenlendiği, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin doğrudan hizmetin aksamasına yol açacak nitelikte olduğu; bu nedenle, dağıtım faaliyetinin kamu hizmeti niteliği taşıdığı zira, kamu yararı içermesi ve özel faaliyet olarak gereği gibi sunulmasının mümkün olmaması nedeniyle, yasama organı tarafından özel faaliyetler için söz konusu olmayacak bir ayrıcalıklar ve yükümlülükler rejimine tâbi tutulan ve sorumluluğu ile denetimi sonucu itibarıyla bir kamu otoritesi tarafından üstlenilen faaliyetlerin, kamu hizmeti olarak kabul edildiği,
    Dağıtım faaliyetinin yürütülebilmesi için, bir tesisin varlığının zorunlu olduğu ve buna göre, dağıtım tesisinin yatırımlarının finansmanına yönelik üç farklı yöntemden söz edilebileceği; dağıtım şirketinin yatırımı kendisi yapabileceği; üretim ve tüketim tesislerinin dağıtım sistemine bağlanabilmesi için başvuru sahibinin dağıtım şirketi adına yatırımı kendisinin yapabileceği ya da başvuru sahibinin dağıtım şirketi adına yatırımı finanse edebileceği,
    Dava konusu uyuşmazlığın ise, başvuru sahibinin dağıtım şirketi adına yatırımın finansmanını karşılaması durumunda, elektrik mühendislerinin piyasa faaliyetinin engellenip engellenmediğine ilişkin olduğu,
    İşletme hakkı devri sonrası elektrik dağıtım tesislerinin iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve genişletilmesi için yapılan yatırımların mülkiyetinin kamuya ait olduğunun açık olduğu; dağıtım tesisi yatırımlarının dağıtım şirketi adına başvuru sahibi tarafından finansmanının, kamu hizmeti niteliğindeki dağıtım faaliyetini yürüten dağıtım şirketlerinin salt ticarî bir faaliyeti olarak nitelendirilemeyeceği; yatırımın finansmanının dağıtım şirketleri adına karşılanması ve bu kapsamda dağıtım tesisinin proje onayından geçici kabulüne kadar olan süreci dağıtım şirketlerinin kendi uhdelerinde yürütmesi kişisel yararı değil, kamu yararını gerçekleştirmeye matuf olduğu; aksinin kabulü hâlinde, yalnız özel çıkarlar için veya belli kişilerin yararına olarak düzenleyici işlem tesis edilebileceği sonucuna ulaşılacağı, bu hususun dağıtım faaliyetinin niteliği ile bağdaşmayacağı,
    Davacı tarafından, dağıtım şirketlerinin fiilen yatırım ve geçici kabul hususlarında karar verici durumunda olmasının, proje hazırlayan, teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen elektrik mühendislerinin piyasa faaliyet alanını ortadan kaldırdığı ileri sürülmüş ise de, kamusal nitelikteki bir yatırımın finansman yöntemine yönelik olarak ilgililere tercih hakkı tanındığı anlaşıldığından, davacının bu iddiasına itibar edilmediği,
    Bu itibarla, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu düzenlemelerin Anayasa'nın 167. maddesine aykırı olduğu; davacı oda üyeleri arasında olan serbest müşavir mühendislerin, kendi adlarına, bürolarında, serbest müşavir mühendislik faaliyeti yürüttüğü, ağırlıklı olarak üçüncü kişilere proje hazırlama, teknik uygulama sorumluluğunu üstlenme, üçüncü kişilere ait tesislerin işletme sorumluluğunu üstlenme ve bu tesislerle ilgili ölçü ve kontrol işlemlerini yaptığı; dağıtım şirketlerinin ise, hukuken dağıtım hattının maliki ve yatırımların karar vericisi değilse de, yapılan işi fiilen ve yönetmeliklere göre kontrol eden, kabul eden durumunda olduğu ve bu nedenle, söz konusu düzenlemenin, piyasada proje hazırlayan, teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen, hatta kurduğu taahhüt firması yolu ile işini yapan serbest müşavir mühendis olarak adlandırılan serbest meslek mensuplarının faaliyet gösterme ve iş yapma imkanını tamamen ortadan kaldırdığı, eğilim olarak aynı işi hem yapan hem de kabul eden bir şirkete vermek ile “dışarıya” yaptırıp bir de o işi kabul ettirmek vb. gibi işlerle “uğraşmak” durumunda kalan vatandaşın kimi seçeceğinin belli olduğu; dağıtım şirketlerinin dağıtım hatlarının yapılması programlarının bu güne kadar kamuya açık ve aleni olmadığı görüldüğünden dağıtım şirketlerinin “yatırım programında yok” söylemi ile kendisine finansman sağladığının da düşünülebileceği; bu kapsamda, düzenlemenin her ne kadar tercih hakkı tanıyormuş gibi görünse de "finanse edebilme" ibaresinin eklenmesinin, dağıtım faaliyetinin niteliği ile bağdaşmayarak dağıtım şirketleri yararına olarak düzenleyici işlem tesis edilmesine neden olduğu, söz konusu düzenleme ile işi yapan ile kamu adına işi denetleyen ve kabul edenin aynı olması durumunun ortaya çıktığı ve serbest müşavir mühendis tarafından iş yapıldığında dağıtım şirketlerinin yapılan işe ilişkin yıllık programlarında yer almadıklarını iddia ettiklerinde kendisi için finansman seçeneğinin zorlanmasının gündeme geldiği; dava konusu düzenlemelerin dağıtım şirketi ile serbest müşavir mühendisler arasında haksız rekabet ortamı yarattığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 29/12/2020 tarih ve E:2014/4934, K:2020/4006 sayılı kararının ONANMASINA,
    3.Kesin olarak, 25/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi