Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/6052
Karar No: 2022/3317
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 4. Daire 2019/6052 Esas 2022/3317 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/6052 E.  ,  2022/3317 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/6052
    Karar No : 2022/3317

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2016 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesini matrahsız olarak ihtirazi kayıtla vermesinden sonra açtığı davada, şirket sermayesinin 77.000.000,00 TL'den 83.950.000,00 TL'ye arttırıldığını, arttırılan tutarın 100.564,00 TL'sinin nakden taahhüt edildiğini, bakiye 6.099.436,00TL'nin ise ortaklar tarafından şirkete ödenen tutarları ihtiva eden ortaklar cari hesabından karşılandığını, nakden taahhüt edilen tutara ilişkin 5520 sayılı Kanun'un 10. maddesi hükmü uyarınca yararlanılacak indirimin kurumlar vergisi beyannamesine gelecek yıllarda yararlanılmak üzere şerh düşüldüğünü, ancak, 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde, bilanço kalemlerinin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışlarının nakit sermaye artışı indiriminden yararlanmayacağı belirtildiğinden, ortaklar cari hesabından karşılanan 6.099.436,00TL sermaye artışına ilişkin indiriminden yararlanılamayan 465.577,57 TL'nin gelecek yıllarda yararlanılacak indirim olarak beyannameye şerh edilemediğini, bu nedenle, kurumlar vergisi beyannamesinin ihtirazı kayıtla verildiğini ileri sürerek, 2016 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde söz konusu tutarın gelecek yıllara devredilmesi gereken bir hak olarak gösterilmesi gerektiğine karar verilmesi istenilmiştir
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu olayda davacının 6.200.000,00 TL sermaye arttırımı yaptığı ve arttırılan sermayenin 100.564,00 TL'sinin nakden karşılandığı, 6.099.436,00 TL'sinin ise ortaklar cari hesabından karşılandığı, ortaklar cari hesabından karşılanan 6.099.436,00 TL sermaye artışına ilişkin indirimi yapılamayan 465.577,57 TL'yi beyannamede gelecek yıla devreden indirim olarak gösteremediğinden beyannameyi ihtirazı kayıtla verdiği ve tebliğ düzenlemeleri uyarınca beyannameye şerh edilemeyen 6.099.436,00 TL. sermaye artışına ilişkin 465.577,57 TL. indirimin gelecek yıllarda yararlanılacak hak olduğu ileri sürülmüş ise de, davacının gelecek yıllarda indirim konusu yapmak istediği sermaye artışının nakdi olarak değil, ortaklar cari hesabından karşılandığının açık olduğu, nakdi sermaye artışlarının gelecek yıllarda da indirim konusu yapılabileceği, ancak ortaklar cari hesaplarından karşılanan kısmın gelecek yıllarda kurum kazancından indirim konusu yapılamayacağı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kesin olarak reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    USUL YÖNÜNDEN:
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına göre; mahkemeye erişme hakkı sadece ilk derece mahkemesinde dava açma hakkını değil, eğer iç hukukta itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma imkânı tanınmış ise üst mahkemelere başvurma hakkını da içerir (AİHM Kararı, Bayar ve Gürbüz/Türkiye, B. No: 37569/06, 27/11/2012, § 42).
    Mahkemeye erişme hakkının yasal birtakım şartlara tabi tutulması kabul edilebilir olsa da, mahkemelerin, usûl kurallarını, uyuşmazlığın esasında mündemiç hakkı ihlâl edecek kadar katı ve bu kuralları ortadan kaldıracak kadar da geniş yorumlamaktan kaçınmaları gerekir (AİHM Kararı, Walchli/Fransa, B. No. 35787/03, § 29).
    Usûl kurallarının, hukukî güvenliğin sağlanması ve yargılamanın düzgün bir şekilde yürütülmesi sonucunda adaletin tecellî etmesine hizmet etmek yerine, bir çeşit engel hâline gelmeleri durumunda mahkemeye erişim hakkı ihlâl edilmiş olur (AİHM Kararı, Efstathiou ve Diğerleri/Yunanistan, B. No: 36998/02, § 24).
    Bu itibarla, mahkemeye erişme hakkı, temyiz yoluna başvurma hakkını da kapsadığından, 2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu'nun temyize tâbi davaları düzenleyen 46. maddesinin temyiz yoluna başvuru haklarını daraltan şekilde katı yorumlanmaması gerekir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (6545 sayılı Kanunla değişik) 45. maddesinin altıncı fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu düzenlenmiştir.
    Aynı Kanunun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği belirtilmiş; aynı fıkranın (b) bendinde ise, konusu yüz bin Türk Lirasını (anılan Kanunun Ek 1. maddesine göre 2019 yılı için 144.000,00 TL) aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan davalar hakkında bölge idare mahkemelerinin istinaf yoluyla yapılan başvurular üzerine verdikleri kararlar, temyiz edilebilecek olan kararlar arasında sayılmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin 6.200.000,00 TL sermaye arttırımı yaptığı ve arttırılan sermayenin 100.564,00 TL'sinin nakden karşılandığı, 6.099.436,00 TL'sinin ise ortaklar cari hesabından karşılandığı, davacı şirketin geçmiş yıl zararını mahsup etmesi nedeniyle 2016 yılı kurumlar vergisi beyannamesini matrahsız olarak verdiği ve beyannameye göre kurumlar vergisi tahakkuk etmediği, şirketin kurumlar vergisi beyannamesinde, nakden karşılanan 100.564,00 TL sermaye artışına ilişkin indirimi yapılamayan 7.673,93 TL'yi beyannamede gelecek yıla devreden indirim olarak gösterdiği, (I) Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde yer alan düzenleme nedeniyle ortaklar cari hesabından karşılanan 6.099.436,00 TL sermaye artışına ilişkin indirimi yapılamayan 465.577,57 TL.yi beyannamede gelecek yıla devreden indirim olarak gösteremediğinden beyannameyi ihtirazı kayıtla verdiği ve tebliğ düzenlemeleri uyarınca beyannameye şerh edilemeyen 6.099.436,00 TL sermaye artışına ilişkin 465.577,57 TL indirimin gelecek yıllarda yararlanılacak hak olduğuna karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlıkta, davacı tarafından yapılan başvurunun kabul edilmesi durumunda, ihtilaflı yılda ödenmesi gereken kurumlar vergisi matrahının 465.577,57 TL tutarında azalacağı, diğer bir ifadeyle dava konusu işlemin temyiz sınırının üzerinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından oybirliğiyle esasın incelenmesine geçildi.
    Esas Yönünden:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 25/05/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (6545 sayılı Kanunla değişik) 45. maddesinin altıncı fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu düzenlenmiştir.
    Aynı Kanunun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği belirtilmiş; aynı fıkranın (b) bendinde ise, konusu yüz bin Türk Lirasını (anılan Kanunun Ek 1. maddesine göre 2019 yılı için 144.000 TL) aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan davalar hakkında bölge idare mahkemelerinin istinaf yoluyla yapılan başvurular üzerine verdikleri kararlar, temyiz edilebilecek olan kararlar arasında sayılmıştır.
    İstinaf başvurusunun idari yargılama hukukunda yeni bir kanun yolu olarak getirildiği 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un gerekçesinde; tahdidi olarak sayılan konular dışındaki davaların Bölge İdare Mahkemelerinde istinaf incelemesi neticesinde kesinleşeceği belirtilmiştir.
    Anılan mevzuat hükümleri ve 6545 sayılı Kanunun gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde belirlenen miktarı aşmayan davalar hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine bölge idare mahkemelerince verilen kararların kesin olduğu; dolayısıyla, bu kararların temyiz istemine konu edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
    Bu hukuki durum karşısında; işbu davaya ilişkin olarak verilen Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun Bölge İdare Mahkemesince kesin olarak reddine ilişkin kararının bozulması istemiyle yapılan temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır.


    (XX) KARŞI OY :
    Dava konusu işlemin temyiz sınırı üstünde olmasına rağmen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin temyize konu kararının "kesin" olarak verilmesi, kanun yoluna başvurunun bu nedenle gösterilmemiş olması usul kurallarına uygun düşmemiştir. Ancak bu durum davacının süresinde yaptığı temyiz başvurusunun incelenmesine engel değildir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar dayandığı hukuki ve dayandığı gerekçeler karşısında, temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği görüşüyle, kararın usul yönünden bölümüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi