
Esas No: 2017/1471
Karar No: 2017/3657
Karar Tarihi: 05.06.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/1471 Esas 2017/3657 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/10/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 22/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi adli yardım talepli olarak davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, davacının adli yardım talebinin mahkemece 07/11/2014 tarihli duruşmada kabul edilmiş olduğu ve adli yardımın HMK"nın 335/3. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine kadar devam ettiği görülmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, temizlik şirketi elemanı olarak çalıştığını, aynı santral memuru olarak çalışan davalının kendisine hakaret ettiğini, yumrukla vurmak ve yüzünü tırnakla çizmek suretiyle yaraladığını, olay sırasında gözlüğünün kırıldığını ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının görevi dışında kalan kişisel kusuruna dayanılmadığı, eylemin görev sırasında ve görevle ilgili olmasına ve hizmet kusuru niteliğinde bulunmasına göre husumetin kamu görevlisine değil idareye düştüğü gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Anayasa’nın 129/5 maddesi ile 657 sayılı 13/1. maddesi gereğince, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve şartlara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel kanunlardaki bu güvenceden yaralanma olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda; davacı, davalının kendisine hakaret ettiği, vurmak suretiyle yaraladığı ve bu sırada gözlüğünün de kırılmasına sebep olduğu iddialarına dayandığına göre, davalı kamu görevlisinin bu şekilde hareket etmesi açıkça kişisel kusur oluşturur ve hiçbir biçimde kamu görevi ile ilişkilendirilemez. Bu iddialara dayanan davanın Anayasa 129/5 maddesi kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, davalıya husumet yöneltilmesi doğru olmuştur.
Şu durumda, işin esasının incelenmesi ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.