8. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/11012 Karar No: 2021/1664 Karar Tarihi: 25.02.2021
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/11012 Esas 2021/1664 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, tapuda kayıtlı maliki görünen kişilerin kimliklerinin anlaşılamadığını belirterek, tapu kaydının iptali ve vekil edenleri adına tescilini talep etmişlerdir. Ancak mahkeme, kadastro tutanağından tapu maliklerinin kim olduğunun anlaşıldığını ve davacıların dayandığı kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacılar vekili tarafından yapılan temyiz başvurusunda, hüküm fıkrasında \"dava şartı yokluğu nedeniyle\" ifadesinin bulunması hatalı olduğu belirtilerek, bu ifadenin çıkarılması talep edilmiştir. Yargıtay, davacıların temyiz itirazlarını kısmen kabul ederek, hüküm fıkrasındaki belirtilen ifadenin çıkarılmasına karar vermiştir. Kararın temel kanun maddeleri ise HUMK'un 438/7. maddesi ve HMK'nin Geçici 3. maddesi'dir.
8. Hukuk Dairesi 2018/11012 E. , 2021/1664 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen dava konusu taşınmazın kadastro tespitinden önce 1971 yılında satın alındığını, taşınmazın bu tarihten beri murisleri ve eklemeli olarak vekil edenlerinin zilyetliğinde olduğunu, tapuda kayıt maliki görünen ... oğlu ... ile ... oğlu ..."in kim olduğunun anlaşılamadığını belirterek, tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kadastro tutanağından tapu maliklerinin kim olduğunun anlaşıldığı, ayrıca davacıların kadastrodan önceki sebebe dayandıkları kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, Mahkemece, gerekçede iki sebebe dayalı olarak yani kadastro tutanağından tapu maliklerinin kim olduğunun anlaşıldığı ve davacıların kadastrodan önceki sebebe de dayandıkları kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, sanki sadece dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş gibi hüküm fıkrasında "dava şartı yokluğundan davanın reddine" yazılması hatalı olmuştur. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden kabulü ile, hükmün 1. bendindeki ""...dava şartı yokluğu nedeniyle..."" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA; davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.