13. Hukuk Dairesi 2015/29845 E. , 2017/9283 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, kızının Edirne Üniversitesi Uzunköprü ilçesinde okul kazandığını, kalacak yer temini için bu ilçeye gittiğini, devlet yurtlarında kalacak yer bulamadığını, bunun üzerinde davalının hizmet sunduğu yurda gittiğini, davalının hazırladığı kâğıda imza attırdığını, 10 adet 325,00-TL‘lik bono yaptığını, ilk taksit olarak 325,00-TL aldığını, kızının 5 gün davalının yurdunda kaldığını, 5 gün sora devlet yurdunda yer açıldığını, cayma hakkını kullanarak devlet yurduna yerleştiğini, davalının 325,00-TL’lik bononun ödenmesini istediğini, davalının kendisine hizmet sunmadığını, kızına 5 günlük hizmet sunduğunu, sözleşmenin tek nüsha olarak hazırlandığını ileri sürerek, sözleşmenin feshine, davalıya ödediği ilk taksit tutarı 325,00-TL’nin iadesine, davalıya verilen 325,00-TL bedelinde 9 adet bononun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında 07.11.2013 tarihinde imzalanan sözleşmenin iptali ile ilk ay için ödenen bedelin iadesi talebinin reddine, davacının imzalayarak davalıya vermiş olduğu sıralı; 29.11.2013 tarihli 325,00-TL bedelli, 29.12.2013 tarihli 325,00-TL bedelli, 29.01.2014 tarihli 325,00-TL bedelli, 29.02.2014 tarihli 325,00-TL bedelli, 29.03.2014 tarihli 325,00-TL bedelli, 29.04.2014 tarihli 325,00-TL bedelli, 29.05.2014 tarihli 325,00-TL bedelli, 29.06.2014 tarihli 325,00-TL bedelli, 29.07.2014 tarihli 325,00-TL bedelli 9 adet senedin de iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile davalıyla imzalamış oldukları sözleşmenin iptalini, 325,00-TL"nin davalıdan tahsilini ve 9 adet 325,00-TL bedelli senetlerin iptalini istemiştir. Dava dilekçesi, davalının dava dilekçesinde bildirilen adresine tebliğe çıkarılmış, bu adreste tebliğ edilememesi üzerine Mahkemece davacı tarafından bildirilen başka bir adrese doğrudan Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligat çıkarılmış, yargılama aşamasındaki tüm tebligatlar anılan maddeye göre yapılmış, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; Tebligat Kanunun 35. maddesinin 1. fıkrasında kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı, 2. fıkrasında ise adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, söz konusu hüküm ile davalıya öncelikle Tebligat Kanunun öngördüğü olağan usullere göre tebligat çıkarılması, bundan sonra eğer bu adreste tebligat yapılamazsa Tebligat Kanunu 35. maddesi hükmüne uygun olarak tebligat yapılabileceği düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, davalıya, davacı tarafından bildirilen adrese doğrudan Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebligat çıkarılmış olması karşısında, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğinin sağlanması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanan deliller ve dosya kapsamına göre sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden, yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.