20. Hukuk Dairesi 2016/11067 E. , 2017/833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 13/05/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 17/11/2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... ve arkadaşları vekili Av. ..., Hazine vekili Av. ... ile ... ve arkadaşları vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Hisarönü köyü ... ada ... parsel sayılı 1770,18 m² yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olması nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespiti yapılması gerekirken ham toprak niteliğiyle Hazine adına; ... ada ... parsel sayılı 1014,29 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise Ekim 1981 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olması nedeniyle tarla niteliğiyle ve malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespiti yapılmıştır.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/217 Esasına kayıtlı dosyada davacı ... tarafından davalı Hazine ve ... köyü tüzel kişiliği aleyhine açılan tescil davasıyla, ... çocukları ..., ..., ..., ... mirasçıları terekesi mümessili ... tarafından davalı Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği ile ... aleyhine, taşınmazın Temmuz 1969 gün ve 63,64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla ve tapu maliki mirasçıları adına tescili istemiyle açtıkları, ... Tur.Yat.İşl.A.Ş., ... ve ...’ın, ...lerin tutunduğu tapu kapsamından satın aldıkları pay oranında adlarına tescil istemiyle katıldığı davalar birleştirildikten sonra, 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri gereğince kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro Mahkemesince; davacı ve müdahil davacıların davalarının reddine, çekişmeli ... ada ... sayılı parselin tespit gibi Hazine adına, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın ise kadastro tutanağındaki vasıf ile davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... mirasçıları ... ve ... vekili Av. ..., ... ve Ark. vekili Av. ... ve davalı Hazine vekili Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; davacılardan ...’nun ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/05/2015 gün ve 2014/594-390 sayılı kararı ile kısıtlandığı ve kendisine oğlu ...’nun vasi atandığı, anılan kararın kesinleştiği, ancak davanın vasiye ihbar edilmediği, vasinin vesayet makamından husumet izni alması suretiyle davaya katılımı sağlanmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin 8. bendinde de, vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir.
Değinilen düzenlemeler karşısında, hüküm tarihinden önce kısıtlanan davacı ...’na tayin edilen vasiye davanın ihbar edilmesi, vasinin de vesayet makamından izin alması halinde taraf sıfatını haiz olacağı açıktır. Dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanuni temsil 6100 sayılı HMK"nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115/2 maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür. Hukuk Genel Kurulunun 03.03.1993 gün 773/82 sayılı kararında da, dava şartlarının davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır.
Mahkeme hakiminin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re"sen) araştırmak zorunda olması yanında, dava şartlarının yargılama sırasında tamamlanması halinde davanın esasına girerek sonuçlandırması gerekeceği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde düzenlenen “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
O halde davanın, davacılardan ..."na vasi atanan ...’na ihbar edilerek husumet izni alması suretiyle davaya katılımının sağlanması, delil ve belgelerinin istenmesi, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken anılan usuli eksiklik giderilmeden, kısıtlının hukuki dinlenilme hakkı ve savunma hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ve arkadaşları ile ... mirasçıları vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle duruşma gününde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.100.-"er TL vekalet ücretinin davacılardan ... ve arkadaşlarından alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazine ve davacılardan ... ve arkadaşlarına, davalı Hazine ve davacılardan ... ve arkadaşlarından alınarak, davacılardan ... ve arkadaşlarına karşılıklı verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.