Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1179
Karar No: 2010/4334
Karar Tarihi: 27.09.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1179 Esas 2010/4334 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/1179 E.  ,  2010/4334 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine ve dahili davalı ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 08.12.2009 gün ve 88/219 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, kadastro çalışmalarında 107 ada 95 parsel olarak Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazı kadastrodan önce 14.11.1983 tarihinde düzenlenen harici satış senediyle vekil edeninin dava dışı kişiden satın aldığını, eklemeli zilyetliğin 20 yılı aştığını açıklayarak iptal ve tescil istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, kadastro tesbitinin doğru olduğunu, dava konusu yerin ham toprak niteliğinde olması nedeniyle zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının davasının kabulüne davalı Hazine adına olan 107 ada 95 parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, ayrıca, keşiften sonra davacının ev ve müştemilatının bulunduğu yerin kadastroda yol boşluğu olarak bırakılan yerde belirlendiği ve bu kısmın krokide A harfi ile özgülenerek 743,57 m2 olduğu saptanmakla bu kısmın da davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; davacının tutunduğu 14.11.1983 tarihli haricen düzenlenen satış senedi fotokopisi dosya içerisindedir. Davacının dava dışı Ziya Türk isimli şahıstan sınırları ve mevkii yazılı olan tahmini 10 dönüm tarlayı satın ve devraldığı anlaşılmıştır. Dava konusu 107 ada 95 parsele ilişkin kadastro tutanağı getirilmiştir. Ham toprak niteliğiyle, 5106.95 m2 olarak, senetsizden, 07.02.2006 tarihinde, Hazine adına tespitinin yapıldığı ve itirazsız olarak 17.05.2006 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Mahallinde keşif yapılmıştır. Dinlenen yerel bilirkişi ve tesbit bilirkişileri ile davacı tanıkları birbirini doğrulayan beyanlarıyla dava konusu taşınmazın önceden Ziya Türk isimli şahsa ait iken satışıyla davacıya geçtiğini zilyetliğin aralıksız devam ettiğini açıklamışlardır. Keşifte görevlendirilen fenni bilirkişi ölçekli kroki ve raporunu sunmuştur. Buna göre davacının ev olarak kullandığı yerin kadastroda yol boşluğu olarak belirlenen yerde kaldığı ve krokide A harfiyle özgülendiği miktarının 743.57 m2 olduğu rapor edilmiştir. Ziraatçı bilirkişi dava konusu yerin tarım arazisi niteliğinde olduğunu, fen bilirkişisi raporunda A harfiyle gösterilen yerde davacıya ait ev ve ahırın bulunduğunu rapor etmiştir. Keşiften sonra davacı taraf krokide A harfiyle gösterilen ve kadastroda yol olarak belirlenen yerde kalan kısım için taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişiliğini davaya dahil etmiş ve husumeti bu şekilde tamamlamaya çalışmıştır. Dahili davalı tebligata rağmen oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir. Açıklanan olgular yanların ve mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık dava konusu olarak özgülenen parsel dışında kalan yerin de tescile konu edilmesi nedeniyle TMK.nun 713/3.maddesi uyarınca köy tüzel kişiliğinin dahili dava yoluyla davaya dahil edilerek husumet noksanlığının tamamlanıp tamamlanmadığında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere ve kural olarak tescil talep edilen yerler kadastro görmüş ise tescil harici bırakılan ve zilyetlikle kazanılması olanaklı olan yerler içindir. Kadastro görmemiş yerlerde ise böyle bir ayrıma gerek yoktur. Bu durumda, taşınmazın bulunduğu köy ya da kasaba ve Hazine ile ilgisi bulunan öteki kamu tüzel kişileri yasal hasım durumundadır. Ancak, dahili dava yoluyla bu tür davalarda husumetin tamamlanması olanaklı değildir. Ne var ki; dava konusu 107 ada 95 parsel sayılı taşınmaz 7.2.2006 tarihinde tespit görmüştür. Yine dahili davaya konu olan yer ise paftasında aynı tarihte kadastral yol olarak belirlenmiştir. Eldeki dava 28.05.2009 tarihinde açılmıştır. Dairenin kararlılık kazanmış uygulamalarına göre paftasında yol olarak bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3 yılı aşkın bir süre geçmiş olduğundan sürenin makul süre olarak kabul edilmesi olanaklı değildir. Kaldı ki, kazanma için paftasında yol olarak belirtildiği tarihten itibaren 20 yıllık süre de geçmemiştir.
    Hal böyle olunca, dava konusu 107 ada 95 parsele yönelik olarak davacının davası kanıtlanmış olmakla yerel mahkeme hükmünün buna ilişkin bölümünde usul ve yasaya aykırılık olmamakla Hazine temsilcisinin bu parsele yönelik temyiz itirazları yerinde olmamakla hükmün bu bölümüyle ilgili karar usul ve kanuna uygun olmakla ONANMASINA,
    Ancak, kadastroda yol boşluğu ya da yol olarak belirlenen ve karara esas alınan krokide A harfiyle özgülenen 743,57 m2"lik yerle ilgili olarak makul süre geçirildikten sonra davanın açılması ve paftasında yol olarak bırakıldıktan sonra da 20 yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle bu kısımla ilgili olarak açılan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile A ile işaretli yerin kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Hazine temsilcisinin bu yere yönelik temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün bu bölümüyle ilgili kararın HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi