Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18053
Karar No: 2014/4682
Karar Tarihi: 26.02.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/18053 Esas 2014/4682 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2013/18053 E.  ,  2014/4682 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana 3. İş Mahkemesi
    Tarihi : 28/03/2013
    Numarası : 2011/920-2013/189

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı A.. S.. vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı A.. S..in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2- Davacı vekili müvekkilinin 1985 yılında Adana 2. Noterliğinde işe başladığını, Noter tayin olup yerine yeni Noter geldiğinde çalışmaya ara vermeden devam ettiğini, 2005 yılında Noter olan A.. S.. yanında çalışmaya devam ederken davacının işten emeklilik sebebiyle ayrıldığı kağıt üzerinde gösterilip ertesi gün emekli statüsünde çalıştırılmaya devam ettiğini, ödenen kıdem tazminatının avans niteliğinde olduğunu, emeklilik işleminin hizmet akdini sona erdirdiğinin düşünülmemesi gerektiğini, davalı A.. S..’in 2008 yılı Temmuz ayında müvekkilini çıktı-girdi yaptırarak ve davacının ücretinde düşüklük yaparak davacıyı çalıştırmaya devam ettiğini, ikinci işe girişinin de yeni bir hizmet akdi olmadığını, A. S..’in emekli olması üzerine 04.11.2008 tarihinde diğer davalı G.. T..’in Adana .. Noteri olduğunu, davacı ile 28.04.2009 tarihinde yeni bir sözleşme imzalattığını, işsiz kalma korkusu ile davacının bu sözleşmeyi imzaladığını, davalı G.. T..’in Adana ...Noterliğinin 28.04.2011 tarih 6660 yevmiye sayılı ihtarını göndererek davacının iş akdini feshederek yerine yeni işçi aldığını, kanuni hakları olduğu belirtilen bir miktar ödeme yapıldığını fakat diğer davalı tarafından 2008 yılında yapılan çıktı-girdi işlemini gerekçe göstererek kıdem tazminatına hak kazanmadığı gerekçesiyle ödemediğini, oysa ihbarlı bir fesihte ihbar tazminatı ödenirken kıdem tazminatı ödenmemesinin usulsüz olduğunu, davacının Noterler Birliğine müracaat ederek kıdem tazminatını talep ettiğini, Birliğin 1.235,39 TL kıdem tazminatı hesapladığını müvekkilinin bu parayı almadığını, hizmet süresinin 1985 yılından itibaren hesaplanması gerektiğini, 04.08.2008 tarihinden önceki kıdem tazminatının ödendiğinin düşünülmesinin hatalı olduğunu, her iki davalının da Adana .... Noteri olması ve işyeri devri söz konusu olması sebebiyle müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu, ileri sürerek kıdem tazminatı alacağına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı G.. T.. vekili, davacının müvekkilinden önce Adana ... Noteri olarak görev yapan noterden haklarını aldığını, hem Adana ... Noterini hem de Noterler Birliğini ibra ettiğini, müvekkilinin davacıya karşı sorumluluğunun taraflar arasındaki sözleşme kapsamında birlikte çalıştıkları süre dahilinde olduğunu, davacının tüm çalışmasından müvekkilinin müteselsil sorumlu olmayacağını, davacının müvekkili yanında çalışması karşılığı kıdem tazminatının hesaplanıp ödeme yapılmak istendiğini ancak davacının ödemeyi almadığını, bu sebeple müvekkilinin temerrüdünün söz konusu olmadığını, müvekkilinin 2. Noter olarak atanmasından önceki olayların müvekkilinin bilgisi dışında olduğunu davalı A.. S.. vekili, davacının çalışması sürerken davacının da isteği ile iş akdi sonlandırılıp davacıya kıdem tazminatı ödenmesinin sağlandığını, müvekkilinin Adana .... Noterliğinden emeklilik nedeniyle değil .... Noterliğe tayin sebebiyle ayrıldığını, davacının kıdem tazminatının Noterler Birliği tarafından ödendiğini, sorumluluğun Birliğe ait olduğunu, müvekkilinden sonra gelen noter G.. T..’in müteselsil sorumluluğu olmayacağını, her noterin çalıştırmış olduğu işçiler ve yapılacak ödemeler ile ilgili işlemler için Noterler Birliği ve Noter Odasına karşı sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, “davacı S.. A..’in davalı işyerinde 01.06.1985 tarihinden 12.09.2005 tarihine kadar Adana ....Noterliğinde katip olarak çalıştığı, bu tarihte yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunup işyerinden fiilen ayrılmadan çalışmaya devam ettiği, davacıya çalıştığı dönem için kıdem tazminatı ödendiği,davacının iş akdinin A. S..tarafından 31.07.2008 tarihinde 2.kez feshedildiği, davacının son kez 04.08.2008 (04.11.2008 olmalı) tarihinden itibaren davalı Noter G.. T.. yanında çalışmak için sözleşme imzaladığı ve iş akdinin 30.04.2011 tarihinde feshedildiği, bilirkişinin 11.10.2012 tarihli ek raporunun (B) ve (C) bentlerine itibar edilerek davalı A.. S.."in sorumlu olduğu 2 yıllık kıdem tazminatının 3.604,79 TL.olduğu,davalı G.. T.."in 04.08.2008-30.04.2011 tarihleri arasındaki çalışma nedeni ile sorumlu olduğu kıdem tazminatının 1.334,92 TL.olduğu” gerekçesi ile isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının Adana ..Noteri olarak görev yapan A.. S..’e ait dönemde 31.07.2008 tarihinde iş akdi feshedildikten sonra yeniden işe başladığı 04.08.2008 tarihi ile 04.11.2008 tarihinde devralan Noter olan diğer davalı G.. T.. döneminde 30.04.2011 tarihinde yapılan fesih nedeni ile devreden Noter olan davalı A. S..’in sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı yasanın 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
    4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi hükmüne göre 1475 sayılı yasanın 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından işyeri devirlerinde belirtilen hüküm uygulanmalıdır. Anılan hükme göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
    İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı zamanda işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkanı vermez.
    Genel olarak yapılan bu açıklamaların ardından İş Hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
    Somut olayda davacının iş akdi 31.07.2008 tarihinde davalılardan A.. S.. tarafından feshedildikten sonra 04.08.2008 tarihinde yeniden işe başlatılmış, adı geçen davalı 04.11.2008 tarihinde Adana .. Noterliğini diğer davalı G.. T..’e devretmiş, bu işveren tarafından da iş akdi 30.04.2001 tarihinde feshedilmiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama Noterler Birliği Kıdem Tazminatı Yönetmeliği 5. Maddesi uyarınca “"(a) ve (e) bentleri gereğince Kıdem Tazminatı Türkiye Noterler Birliğince ödenen personel 6 ay geçmeden tekrar aynı Noterlikte veya aynı Noterin görev ifa ettiği diğer bir Noterlikte çalıştırıldığı takdirde; yeniden işleyecek kıdemine göre hak edeceği kıdem tazminatının iki yıllık bölümünü o Noter ödeyip, iki yıldan sonra devam eden hizmetine tekabül eden kıdem tazminatını Türkiye Noterler Birliği öder” hükmüne dayanılarak 2 yıl 8 ay 27 gün olan çalışmanın 2 yıllık kısmından devreden davalı A. S.. sorumlu tutulmuş ise de, bu sorumluluğun olabilmesi için en az 2 yıl çalıştırması gerekmektedir.Davacı bu davalının nezdinde 04.08.2008-04.11.2008 arası çalışmış olup, sorumluluğu çalıştırdığı süre ile sınırlıdır.
    Davalı A. S..’in kıdem tazminatından sorumluluğunun çalıştırdığı dönem ve ücret miktarı ile sınırlı olarak hesaplanarak sonuca gidilmesi gerekirken davacıyı çalıştırmadığı dönemi de kapsayacak şekilde 2 yıllık süre için kıdem tazminatından sorumlu olacak şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    O halde davalı A..S.."in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı A.. S.."e iadesine, 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi