Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11410 Esas 2017/6325 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11410
Karar No: 2017/6325
Karar Tarihi: 27.09.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11410 Esas 2017/6325 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı müvekkilin, kendisi adına icra takibine konu edilen senedin imzalatıldığı kişinin kimliği hakkında bir bilgiye sahip olmadığı ve senedin hile ile imzalandığı iddiasıyla davalıya karşı menfi tespit davası açtığı belirtilmiştir. Davalı ise senedin illetten mücerret olduğunu ve davacının iddiasını yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda, davalının suçlu bulunan bir kişi olduğu, ancak söz konusu senedin hile ile imzalandığına dair yazılı delil bulunmadığı ve davalının savunmasında senet metnini talil etmediği ve aleyhine sonuç doğuracak bir beyanda bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kararda geçen kanun maddeleri:
-Türk Ticaret Kanunu madde 657
-Türk Medeni Kanunu madde 2 ve 59

19. Hukuk Dairesi 2016/11410 E. , 2017/6325 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, müvekkili hakkında icra takibine konu edilen senedin, müvekkiline kargo geldiğini söyleyen bir şahıs tarafından kargo evrakı sanılarak hile ile imzalattırıldığını, suç duyurusu üzerine davalı ve kızkardeşinin Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak dolandırıcılık suçundan cezalandırıldıklarını ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, senedin illetten mücerret olduğunu, davacının iddiasını yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve yapılan yargılama uyarınca, davalının ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nda ve ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/121 esas sayılı dosyasındaki beyanları yazılı delil başlangıcı kabul edilerek tanık dinlenilmesine karar verildiği, tanık anlatımları ile davacının hile ile dava konusu senet altındaki imzasının alındığı ve davalının kızkardeşi ... ile işbirliği içerisinde söz konusu eylemi işlediği dolayısı ile kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, bononun hile ile alındığı iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, davalı hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve dolandırıcılık suçu sebebiyle açılan ceza davasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan bu davadaki karar menfi tespit davasında kesin delil olarak değerlendirilemez. Diğer yandan, hem ceza yargılaması hem de menfi tespit davasındaki savunmasında davalı taraf senet metnini talil etmemiş olduğu gibi aleyhine sonuç doğuracak bir beyanda da bulunmamıştır. Bu durumda, ceza davasında alınan tanık ve davalı ifadeleri yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilip yorumlanamayacağı gibi bu ifadelerden davacının hile iddiasını kanıtlayıcı bir sonuca ulaşılamaz. Hal böyle olunca davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.