
Esas No: 2021/3574
Karar No: 2022/9762
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/3574 Esas 2022/9762 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/3574 E. , 2022/9762 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, taşınmazın mükerrer olarak tapuya tescil edilmesi nedeniyle uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan delil ve belgelerden; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davacılar murisi tarafından 15.12.1976 tarihinde satın alındığı, bu taşınmazın ilk tesis kadastrosu yapılan ... parsel sayılı taşınmazların 19.07.1974 tarihinde tescil edilen ifraz işlemi ile oluştuğu, dava konusu taşınmaz dışında 2603 adet parsel olduğu ve bu ifraz işlemi neticesinde oluşan bazı parsellerin 52 ve 59 paftalarda yer alan 4135 ile 4152 parsel sayılı taşınmazlar ile kısmen mükerrerlik oluşturduğu, daha sonra 4135 ile 4147 parsel sayılı taşınmazlar için yapılan imar uygulaması ile 837 ada 2 parsel ile aynı
yere mükerrer tapu kaydı oluştuğu, 837 ada 2 parselin Recep Narin ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı olduğu, mükerrerliğin nedeninin 19.07.1974 tarihinde tescil edilen ifraz işlemi sırasında yeterli ortak nokta kullanılmadan sağlıklı bir çakıştırma işlemi yapılmadığından kaynaklandığı, zemindeki sınırlar gerçeğe uygun olmadığından hatalı ifraz işlemine müteakip zemindeki sınırların ve yapılaşmaların bu hatalı duruma göre oluştuğu, mükerrerliğin olduğu alanlar dışında zemin ve paftanın birbirine uyumlu olduğu, kayıklığın bulunduğu paftada halen şahısların kullandığı yaklaşık 150 adet bina bulunduğu, davacılar murisin 5155 parsel sayılı taşınmazın kayden maliki olduğunu, yurtdışında olduğu dönemde 837 ada2 parsel sayılı taşınmaz malikleri tarafından taşınmazına iki katlı bina inşa edildiğini ileri sürerek müdahalenin men'i ve kal davası açtığı ve Kocaeli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen 2009/310 E. - 2014/777 K. sayılı dosyasında "837 ada 2 nolu parsel üzerinde bulunan binanın davacıya ait aynı yer 5155 parsel üzerinde bulunduğu, evin ve zeminde kullandığı yerin önemli bir kısmının davacı parseli içinde kaldığı, davalıya ait parselin bulunduğu paftanın uygulanması durumunda davacı parseline herhangi bir tecavüzün bulunmadığı, teknik yönden bu hususun düzeltilmesi mümkün olmadığından, bu durumun düzeltilebilmesi için davacı parselini kapsayacak şekilde ilgili paftalarda tüm parsellerin 70 metre doğuya doğru ötelenmesi gerektiği, bu nedenle fiili kullanım durumuna değer verilmesi gerektiğinden, davalının 1984 yılından beri bu yeri nizasız ve fasılasız olarak kullandığı gözönüne alındığından davanın reddine'' karar verilmiş, hüküm Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nce fer’i müdahil ... tarafından temyiz edilmiş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 61 ve devamı maddeleri gereğince davada taraf sıfatı bulunmadığından 19.04.2018 tarihinde temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, eldeki dava 31.12.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, zararın tapuda yapılan ifraz işleminden kaynaklandığı ve 4721 sayılı Yasa'nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından arsa niteliğindeki dava konusu 5155 parsel sayılı taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı Hazine'den tahsili ile dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapusunun iptali ile kaydın kapatılmasına ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 31/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.