9. Ceza Dairesi 2020/1925 E. , 2020/711 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : TCK"nın 241/1, 43, 62, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Orhan İletişim isimli iş yerini işleten sanık hakkında 2007/2008 yıllarında POS tefeciliği yaptığı iddiasıyla açılan kamu davasında;
1-Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağı, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması icap ettiği nazara alındığında;
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; sanık hakkında, bu dosya ile birlikte incelenen Gaziantep 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2015 günlü ve 2015/38 Esas, 2015/764 sayılı Kararıyla sanık hakkında mahkumiyet hükmü verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2020/6839 Esasına kaydedildiği, suç tarihinin 28/03/2012, iddianame tarihinin 06/01/2015 olduğu, temyize konu bu kamu davasında ise suç tarihinin 2007/2008 yılları, iddianame tarihinin 13/12/2012 olması karşısında; sanığın hukuki kesinti bulunmayan eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması ve davalar arasında da suçun sübutunun değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi bakımından CMK"nın 8/1. maddesinde yer aldığı şekilde hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle, söz konusu dosyaların birleştirilmesi sonrasında TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, tefecilik eylemlerin gerçekleştirildiği Aralık 2008 yılı olarak gösterilmemesi,
b) Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle yapılan değişiklik gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.