Esas No: 2021/6032
Karar No: 2022/2738
Karar Tarihi: 25.05.2022
Danıştay 10. Daire 2021/6032 Esas 2022/2738 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/6032 E. , 2022/2738 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/6032
Karar No : 2022/2738
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. V. …
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
4- ...
5- ...
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_ÖZETİ : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaparken 18/08/2016 tarihinde Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü hizmet binasına bombalı araçla yapılan terör saldırısında ağır yaralanması sonucu vazife malulü olarak emekliye ayrılan ve idari polis olarak görevine devam eden davacı ... ile eşi ve çocukları olan diğer davacılar tarafından, yaşanan olay nedeniyle uzun bir tedavi süreci geçirildiği, tedavinin Ankara'da devam etmek zorunda olması nedeniyle evlerinden uzak kaldıkları, çocukların eğitim hayatlarının olumsuz etkilendiği, aile düzenlerinin bozulduğu, yüzde ve gözde oluşan kalıcı izler nedeniyle aile olarak manevi yönden zarara uğradıkları ileri sürülerek ... için 250.000,00 TL, eş ... için 100.000,00 TL, çocuklar ..., ... ve ... için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … (Kapatılan) … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacılardan ...'un görev sırasında meydana gelen terör saldırısı nedeni ile ağır yaralandığı, uzun süreli bir tedavi süreci geçirdiği, yüzünde kalıcı izler kaldığı, vücudunda %15 oranında fonksiyon kaybı oluştuğu, yaşanan olaydan ötürü vazife malulü olup, maluliyetinin sürekli olduğu hususları dikkate alındığında, davacının yaşanan olay nedeniyle gerek bedensel gerekse de ruhsal anlamda acı, üzüntü ve ızdırap duyduğu açık olduğundan, kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde davacının yaşamış olduğu elem ve üzüntünün giderilebilmesi amacıyla 125.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı ...'a ödenmesi, diğer davacılar ..., ... ... ve ...'un da olayın oluş şekli ve niteliği de dikkate alındığında, yaşanan terör saldırısından etkilendikleri, davacıların eşi ve babalarının ölüm tehlikesi geçirmesi, kalıcı şekilde vücut fonksiyon kaybı yaşaması ve aylarca hastanede tedavi görmesi, tedavi sürecinde evlerinden ayrılarak Ankara ilinde konaklamak zorunda kalmaları karşısında yaşadıkları acı ve üzüntünün giderilebilmesi amacıyla davacı ... için 25.000,00 TL, ..., ... ve ... için ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Bölge Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi ve davacıların istinaf başvurusunun reddi ile davacıların uğradıkları manevi zararların kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacıların tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacılardan ... için 20.000,00 TL ... için 10.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL ve ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, takdir edilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu; davalı idare tarafından davacıların zararlarının karşılandığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacıların temyiz isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden, davacılardan ...'un eşi, ..., ... ve ...'un babaları ...'un, Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaparken 18/08/2016 tarihinde Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü binasına bombalı araçla yapılan terör saldırısında yaralandığı, Ankara ilinde süren tedavisinin ardından Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu'nca düzenlenen … tarihli ve … sayılı sağlık kurulu raporunda bedensel gücünün %15'ini kaybettiğinin tespit edildiği, 15/05/2017 tarihli karar ile 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesi uyarınca görevinden ilişiği kesilmeden vazife malulü olarak emekliye ayrıldığı, davacılar tarafından yaşanan olay nedeniyle uzun bir tedavi süreci geçirildiği, tedavinin Ankara'da devam etmek zorunda olması nedeniyle evlerinden uzak kaldıkları, çocukların eğitim hayatlarının olumsuz etkilendiği, aile düzenlerinin bozulduğu, yüzde ve gözde oluşan kalıcı izler nedeniyle aile olarak manevi yönden zarara uğradıkları ileri sürülerek 07/08/2017 tarihinde davalı idareye başvurularak olay nedeniyle uğranılan zararlar karşılığında toplam 450.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesinin talep edildiği, yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davaları olup, idarenin hukuki (mali/tazmin) sorumluluğunun yargı aracılığıyla yerine getirilmesini sağlamaktadır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Kusursuz (objektif) sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, hukuka uygun olarak yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, istisnai bir risk sonucu oluşan, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazmin etmekle yükümlüdür.
Kusursuz sorumluluk sebepleri arasında yer alan risk ilkesi, idarenin hiçbir kusuru olmasa bile, yürüttüğü tehlikeli faaliyetler veya kullandığı tehlikeli araçlar nedeniyle ortaya çıkan zararı tazmin etmekle yükümlü olmasını ifade etmektedir. İdari faaliyetin bizatihi kendisinin veya faaliyetin yürütülmesinde kullanılan araç ve gereçlerin bünyesinde taşıdığı tehlike nedeniyle hizmeti yürüten kamu görevlilerinin, hizmetten yararlanan kişilerin veya yürütülen hizmetle bağlantısı olmayan üçüncü kişilerin zarara uğraması halinde risk ilkesi uygulama alanı bulmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve varsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idari faaliyetin niteliği ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli ve makul bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, yaşanan saldırı neticesinde davacılardan ...'un yüzünden yaralandığı, bu durumun kendisi ve diğer davacılar üzerinde yarattığı etki ile ...'un tedavisi süresince ailece yaşadıkları sıkıntılar göz önünde bulundurulduğunda; Bölge İdare Mahkemesince davacılar için takdir edilen manevi tazminat miktarının, duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa giderecek düzeyde olmadığı görülmektedir.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince, manevi tazminatın, amaç ve niteliği dikkate alınarak yeniden belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davacıların temyiz istemlerinin kabulü ile … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davanın kısmen reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/05/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.