11. Hukuk Dairesi 2019/1170 E. , 2019/8034 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/09/2018 tarih ve 2017/1086-2018/907 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 03/11/2011 tarihinde işletme ihtiyaç kredisi kullandığını, kredinin ödenmesi sırasında başka bir alacaklının müvekkili hesabına haciz koyması nedeniyle banka yetkililerinin müvekkilini arayarak bir an önce krediyi kapatması gerektiği aksi halde icra yoluna başvuracaklarını ifade ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin krediyi tümüyle kapatmak zorunda kaldığını ve içerisinde bulunduğu zorunluluk nedeniyle kredi tutarı ile erken kapama komisyonu adı altında istenilen meblağı da ödediğini ancak, davalı banka tarafından erken kapama nedeniyle yapılan tahsilatın hiçbir yasal ve hukuki gerekçesi bulunmadığından müvekkiline iadesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 80.454,11 TL"nin avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile talebini 85.247,30 TL"ne yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan tahsilatın taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin 10/2 ve 36/6 maddelerine uygun olduğunu ayrıca, müvekkili ile diğer banka uygulamaları uyarınca kredinin erken kapatılması halinde komisyon alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, bozma ilamı ve tüm dosya taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin 36/6 maddesi kapsamında davacı borçlunun isteği üzerine kredinin erken kapatıldığı, kararlaştırılmış erken kapama komisyon tutarının davalı banka tarafından tahsilinde sözleşmeye aykırılık bulunmadığı, davacının bu oranın sözleşmeye daha sonradan eklendiği ve sözleşmenin anlaşmaya aykırı olarak banka tarafından ilgili yerlerin doldurulması sureti ile tamamlandığı yönündeki iddialarının geçerli belgelerle kanıtlanamadığı gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, erken kapama nedeniyle davalı banka tarafından alınan erken kapama ücretinin istirdadına ilişkin olup, mahkemece sözleşmenin 36/6 maddesinde oran belirtildiği ve bu oran kadar erken kapama komisyonu alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, sözleşmenin 36/6 maddesindeki oran belirtilen kısım “% ….” şeklinde sözleşmede matbu olarak gösterilmiş olup, elle bu oran “5,46959” olarak doldurulmuştur. HMK 207. maddesi gereğince, senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulamaz. Somut olayda, elle yazılan kısım ayrıca davacı tarafından imzası ile onaylanmadığına göre, mahkemece burada yazılı orana itibar edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, mahkemece, davalı bankanın, kredinin erken kapatıldığı tarih itibariyle davaya konu kredi türü için belirleyip ilan ettiği bir erken kapama komisyon oranı bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu oran üzerinden erken kapama komisyonu tahsil edebileceğinin kabul edilmesi, bulunmadığı takdirde ise, alınan komisyon ve masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle bu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.