Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17837
Karar No: 2017/4440
Karar Tarihi: 25.05.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/17837 Esas 2017/4440 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/17837 E.  ,  2017/4440 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R

    1) Temyiz kapsam ve nedenlerine göre tarafların aşağıdaki bentlerin dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, karar verilmiştir.
    2) Dava, 10/11/2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 25,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hüküm, davalılardan .....Tic. A.Ş (... Market A.Ş) ve ....Ambalalaj Ltd. Şti ile davacı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden;davacı ... vekilince 48.000,00 TL manevi tazminat ve 2,000 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açıldığı, ıslahla talebin hesap raporu doğrultusunda 199.110,11 TL ye yükseltildiği, Mahkemece; “Davacının 199.110,11 TL maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verildiği anlaşılmıştır.
    1983 doğumlu kazazedenin kaza tarihinde 30 yaşında olduğu, alt işveren....Ambalalaj Ltd. Şti. nin kayıtlı işçisi iken ...’nın deposunda iade alan sorumlusu olarak olarak çalıştığı, RT aleti ile raflara uzandığı esnada 10 m. yüksekten düştüğü, vücutta kırık ve böbrekte hasar oluştuğu, yatalak kaldığı dönemde eşinden boşandığı, SGK müfettişi tarafından olayın işkazası olduğu ve işverenin %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, SGK tarafından bağlanan ilk peşin sermaye değerinin 45.210,92 TL. olduğu, 145 günlük istirahati karşılığı 3.479,03 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği, SGK Başkanlığı ... Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin Meslekte Kazanma gücü kaybı oranı (sürekli iş göremezlik derecesi) tesbitine ilişkin Sağlık Kurulu raporuna göre kazazedenin maluliyet oranının % 25,2 olduğu, Mahkemece kusur ve hesap bilirkişi raporları aldırıldığı, ücretin belirlenmesinde davacı beyanının esas alındığı, dosyaya her iki davalı tarafından sunulan ücret bordroları (Sgk ya verilen) ile maaş ödemesine ilişkin dekontlardaki ödemelerin birbiriyle çelişik olduğu, davacı tanığının, ücretin 1200 TL +250 TL prim+ yemek,+Servis olduğunu beyan ettiği, sendika emsal ücret araştırmasına verilen cevapta 2.000 TL bildirildiği ancak sigortalının sendikalı olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan 13/05/2016 tarihli hesap bilirkişi raporunda; sigortalının aylık 1.100 TL ücret aldığının, kabul edildiği, giydirilmiş ücretin 1.489,00 TL olarak hesaplandığı, (155 TL yol (mavi kart) ve yemek (11.70*20 gün=234 TL ) 1.100+ 155+234= 1.489,00 TL) bilinen son dönem giydirilmiş ücretin/ bilinen son dönem asgari ücrete oranı asgari ücretin 2.21 katı olarak hesaplandığı, (1.489,00 /673,31= 2.21 katı ), oysa 2012 yılı ilk yarı net asgari ücretin 701.14 TL- 2. yarı 739.80 TL olduğu, bu durumda ücretin asgari ücretin 2.01 katı olduğu (1489/739.80 =2.01 katı) anlaşılmıştır.
    Aşağıda açıklanan nedenlerle yerel Mahkeme kararı isabetli değildir.
    A) Maddi Tazminat istemi yönünden:
    Mahkemece maddi tazminatın hesabında esas alınan ücretin belirlenmesinde davacı beyanının esas alındığı, olay tarihindeki asgari ücretin 2.21 katı düzeyindeki ücretle davacının tazminatının hesaplandığı 13/05/2016 günlü hesap bilirkişi raporunun hükme esas alındığı görülmektedir.
    Uyuşmazlık, dava konusu olay nedeniyle maddi tazminatın hesaplanmasında esas alınacak ücretin belirlenmesine ilişkindir. İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminatın hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Davacının asgari ücretle çalışmadığının kabulü yerindedir. Ancak davacının olay tarihindeki ücretine ilişkin olarak dava dilekçesinde bildirilen ücretin gerçek ücret olarak kabulü hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, ilgili meslek kuruluşundan, Türkiye İstatistik Kurumundan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırılmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretle işçinin tazminatını yeniden hesaplatmak, hesaplanan bu zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmını indirmek, usuli kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    B) Manevi tazminat istemi yönünden:
    Davacının iş kazası sonucu % 25,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 10 davalı işverenlerin toplam % 90 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
    Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 5.000,00-TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
    Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi