Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/14972
Karar No: 2014/3228
Karar Tarihi: 19.03.2014

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/14972 Esas 2014/3228 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme suçlarından mahkum edilmiştir. Ancak, sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçundan kurulan hüküm bozulmuştur çünkü eylemin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu kabul edilmediği için, kovuşturmanın ertelenmesi gerektiği gözetilmediği için Kanuna aykırı bir hüküm verilmiştir. Detaylı açıklama:
- TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 62, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
- 2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet (iki kez)
- 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
- 2911 sayılı Kanunun 32/2. maddesi delaletiyle TCK’nın 265/1-3, 62, 50/1-a, 52/2-4, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
- 3713 sayılı Kanunun 7/2-a, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeler
9. Ceza Dairesi         2013/14972 E.  ,  2014/3228 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme
    Hüküm : 1- TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 62, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2- 2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet (iki kez)
    3- 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    4- 2911 sayılı Kanunun 32/2. maddesi delaletiyle TCK’nın 265/1-3, 62, 50/1-a, 52/2-4, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    5- 3713 sayılı Kanunun 7/2-a, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet (iki kez)

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık hakkında 21.04.2011 tarihli 2911 sayılı yasanın 32/1. maddesine aykırılık suçundan dolayı açılan kamu davası nedeni ile her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
    1- Silahlı terör örgütü adına suç işleme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, görevi yaptırmamak için direnme ve 30.10.2012 ile 17.11.2012 tarihli 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
    21.04.2011 ve 14.05.2011 tarihli olaylarda kimliğin gizlenmesi amacıyla yüzün kapatılması şeklinde işlenen silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçu için gereken saik de nazara alındığında 3713 sayılı Kanunun 7. maddesinin 2. fıkrasına 6459 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle örgüt propagandası ile oluşacak tehlikeyi somutlaştırmak amacıyla getirilen unsurun, aynı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen suç için öngörülmediği belirlenmiş 2911 sayılı Kanuna muhalefet unsurlarının, suç tarihi itibariyle 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında olmadığı görülmüştür.
    Görevi yaptırmamak için direnme suçunun TCK’nın 6/1-f maddesi anlamında silahtan sayılan taşla işlenmesi nedeniyle hükmolunan cezaların aynı Kanunun 265/4. maddesi ile arttırılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2- 21.04.2011 tarihli 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme gelince;
    2911 sayılı Kanuna aykırılık suçları yönünden; Kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
    Kanun koyucunun yukarıdaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
    Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
    6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasından tercih edilen “düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger-Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich-Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır. Buna göre, sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eylemlerinin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu kabul edildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hüküm tarihinde yürürlükte olan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan açılan davalara ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



















    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi