Abaküs Yazılım
9. Daire
Esas No: 2019/3943
Karar No: 2022/2082
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 9. Daire 2019/3943 Esas 2022/2082 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2019/3943 E.  ,  2022/2082 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DOKUZUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/3943
    Karar No : 2022/2082

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: … Net Yapı İnşaat Taahhüt Akaryakıt Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. Ltd. Şti'nin 2011/Ocak ila Ekim dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi zıyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, asıl borçlu şirketin 2014 yılında incelenmek üzere istenilen 2011 yılına ait defter ve belgelerinin ibraz edilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesi suretiyle salınan cezalı katma değer vergisinin usulüne uygun olarak yapılan takip sonucunda şirketten tahsil edilemediğinden bahisle 05/01/2012 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan, 28/12/2011 tarihinde tescil edilen, 27/12/2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ve aynı tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket ortaklığı sona eren davacı adına şirketin ortağı sıfatıyla ödeme emri düzenlenmiş ise de, ödeme emrine konu vergiler ile ferileri defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle doğduğundan, gerek borcun doğduğu, gerekse vergi borçlarının ödenmesi gereken dönemde şirket ortağı olmayan davacının bu borçlar sebebiyle sorumlu tutulması mümkün bulunmadığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Savunma ve istinaf başvurusundaki beyanların yinelendiği belirtilerek, davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY:
    … Net Yapı İnşaat Taahhüt Akaryakıt Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. Ltd. Şti'nin 2011/Ocak ila Ekim dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi zıyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte bulunan 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi (7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, yine olay tarihinde yürürlükte bulunan 58. maddesinde de; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinde de limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı hükümleri yer almaktadır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; limited şirket ortaklarının şirketten tahsil olanağı bulunmayan amme alacağından hisseleri oranında ve doğrudan doğruya, diğer bir ifade ile kusurlu olmaları aranmaksızın sorumlu tutuldukları; limited şirket ortaklarının sorumluluğunun, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde kanuni temsilciler için kabul edilen vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden doğan kusurlu sorumluluktan farklı olarak kusursuz sorumluluktan kaynaklandığı sonucuna ulaşılmaktadır.
    Limited şirket ortaklarının ve kanuni temsilcilerin sorumluluklarının farklı içerikler taşıdığı, kanuni temsilcilerin vergi ile ilgili ödevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle sorumlu tutuldukları ve sonraki dönemlerdeki kanuni temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri nedeniyle önceki kanuni temsilcilere sorumluluk yüklenmeyeceğinin kural olarak belirlendiği, limited şirket ortakları için benzer bir hüküm bulunmadığı ve limited şirket borcundan doğrudan doğruya sorumlu tutuldukları, kanuni temsilcilerin borcun tamamından müteselsilen sorumlu oldukları halde, ortakların sorumluluğunun sermaye payına isabet eden borçla sınırlandığı ve kanuni temsilcilere rücu olanağı tanınmış olmasına karşın ortaklara böyle bir rücu olanağı tanınmaması karşısında şirket ortaklarının ve kanuni temsilcilerin takibinin ayrı değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve ortak olan şahsın devirden önceki dönemlere ait amme alacağından doğan sorumluluğunun kusursuz sorumluluk ilkesine dayanması nedeniyle şirketten ayrıldıktan sonra ibraz yükümlülüğü gibi diğer bir takım vergisel ödevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle ortaya çıkacak vergi ve cezai sorumluluğun borcun ait olduğu dönemde ortak olanları da kapsayacağına karar verilmiştir.
    Vergi Mahkemesince, davacının 27/12/2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirket ortaklığından ayrıldığı, ödeme emrine konu vergiler ile ferilerinin ise 2014 yılında incelenmek üzere istenilen 2011 yılına ait defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle doğduğundan, gerek borcun doğduğu, gerekse vergi borçlarının ödenmesi gereken dönemde şirket ortağı olmayan davacının bu borçlar sebebiyle sorumlu tutulması mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve Bölge İdare Mahkemesince davalının istinaf başvurusu reddedilmiş ise de; davacının hisselerini devretmesinden sonra, ortak olduğu döneme ilişkin defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden sorumlu olduğu sonucuna varıldığından Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
    Öte yandan, ödeme emri içeriğinde yer alan yargı harcının doğduğu tarih itibarıyla davacının sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılmak suretiyle karar verileceği tabiidir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 25/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.-

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi