21. Hukuk Dairesi 2016/5942 E. , 2017/4433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalıya yersiz ödenen aylıklar için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle yetim aylığı kesilen davalı ...’e 18.10.2008 - 17.02.2012 tarihleri arası yersiz ödenen 16.305,29 TL aylık (asıl alacak) ve işlemiş faizine dair ... 4. İcra Müdürlüğünün 2013/5060E. sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibiyle düzenlenen ödeme emrine davalının itiraz etmesi sebebiyle, , itirazın iptali, icra takibinin devamı ve asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davalı ... ’in 2004 yılında eşi ...."den boşandığı, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen 20/12/2011 tarih ve 253 sayılı raporda; davacı ve boşandığı eşinin boşandıkları tarihten sonra fiilen birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak davalının aylığının kesildiği, Kurumca 18.10.2008 - 17.02.2012 tarihleri arası yersiz ödenen 16.305,29 TL aylık (asıl alacak) ve işlemiş faizine dair ....4. İcra Müdürlüğünün 2013/5060E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, davalının ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı Kurum vekilince işbu itirazın iptali davasının açıldığı, 20/12/2011 tarih ve 253 sayılı Denetmen Raporunun .....İlçe Emniyet Müdürlüğünün 26/10/2011 tarih ve 20110770 sayılı yazısına istinaden düzenlendiği, adrese gidilmeden polis tutanağına göre rapor düzenlendiği, anılan tutanakta : “... ile boşandığı eşi ....’in cevreden yapılan araştırmaya göre ....Mah..... Sok. No:5 .... adresinde birlikte ikamet ettikleri tespit edilmiştir.” denildiği, başka delil toplanmadığı anlaşılmıştır.
Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Sonuç olarak; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, Denetmen Raporunun Karkamış İlçe Emniyet Müdürlüğünün 26/10/2011 tarih ve 20110770 sayılı yazısına istinaden düzenlendiği, adrese gidilmeden polis tutanağına göre rapor düzenlendiği, gözönüne alınarak anılan tutanakta imzaları bulunan polis memurlarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.