Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2017/2473
Karar No: 2022/2757
Karar Tarihi: 25.05.2022

Danıştay 10. Daire 2017/2473 Esas 2022/2757 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/2473 E.  ,  2022/2757 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2017/2473
    Karar No : 2022/2757

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ....
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ....
    VEKİLİ : Av. ....

    İSTEMİN_KONUSU : ...Mahkemesi İkinci Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının (Ankara .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının) davacı tarafından redde ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, Bitlis Hizan İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada ... tarihinde, saat 16.00 sıralarında suların kesik olması sebebiyle itfaiye aracıyla gelen suyu boşaltmak için bölük çavuşu tarafından verilen emri yerine getirmek üzere çıktığı 3 metre yükseklikteki su deposundan, suyun tazyikinin fazla olması nedeniyle dengesini kaybederek zemine düşmesi sonucu sol kolunun dirsekten kırıldığı, görev sırasında meydana gelen bu kaza nedeniyle sol koluna protez takıldığı, halen kolunda hareket kısıtlılığı bulunduğu ve sakatlığı nedeniyle iş bulamadığı, bu itibarla maddi ve manevi zararının doğduğu ileri sürülerek bakiye hakları saklı kalmak koşuluyla 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden hesaplanacak yasal faizi ile beraber ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: (...) ... Mahkemesi ... Dairesince; olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunmamakla birlikte zararın kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince davalı idare tarafından karşılanması gerektiği, davacının sağlık durumunun tespiti için GATA Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan 15/10/2014 tarihli raporda, davacının çalışma gücü kayıp oranının %10,3 olarak belirlendiği, maddi tazminatın hesaplanması için yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda, davacının maddi tazminat hak edişinin bulunmadığının belirlendiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine, davacının olay nedeniyle çektiği acı ve ıstırapların kısmen de olsa karşılanması gerektiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, takdiren 11.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, Borçlar Kanunu'nun 55. maddesine göre, kısmen veya tamamen rücu edilmeyen sosyal güvenlik ödemesinin maddi tazminattan indirilemeyeceği, kaza tarihinden yaklaşık 3 yıla yakın bir süre geçtikten sonra vazife malullüğü maaşının bağlandığı, manevi tazminat miktarının düşük takdir edildiği, verilen tazminat miktarlarının hakkaniyetten uzak olduğu, bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1. maddesi hükmü gereğince, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kapatılmasıyla Danıştay'a ve idare mahkemelerine gönderilen dosyalara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na tabi olması nedeniyle işin gereği görüşüldü:


    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacı, Bitlis Hizan İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada 17/07/2012 tarihinde saat 16.00 sıralarında suların kesik olması sebebiyle itfaiye aracıyla gelen suyu boşaltmak için bölük çavuşu tarafından verilen emri yerine getirmek üzere çıktığı 3 metre yükseklikteki su deposundan, suyun tazyikinin fazla olması nedeniyle dengesini kaybederek zemine düşerek yaralanmış, kaza sonrası kaldırıldığı Hizan Devlet Hastanesinde sol kolunun dirsekten kırıldığı tespit edilerek Tatvan Devlet Hastanesine sevk edilmiştir. Burada tedavi edilerek 24/07/2012 tarihinde 90 gün hava değişimi verilmiş, bu süreçte iken 23/08/2012 tarihinde terhis edilmiştir.
    5434 sayılı Kanun uyarınca vazife malulü kabul edilerek davacıya 01/03/2015 tarihinden itibaren vazife malullüğü aylığı bağlanmış, ayrıca tütün ikramiyesi tahakkuk ettirilmiştir.
    Davacı tarafından, görev sırasında meydana gelen bu kaza nedeniyle sol kolunda ciddi sakatlık meydana geldiği ve protez takıldığı, halen kolunda hareket kısıtlılığı bulunduğu, sakatlığı nedeniyle iş bulamadığı ileri sürülerek davalı idareye tazminat ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun cevap verilmeyerek reddi üzerine maddi ve manevi zararının doğduğu ileri sürülerek bakiye hakları saklı kalmak koşuluyla 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden hesaplanacak yasal faizi ile beraber ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    27/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Anayasa'ya eklenen Geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle, askeri yargı kaldırılmış ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan, kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştay'a, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde gönderileceği hükme bağlanmıştır.
    Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nun 4. maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 15/08/2017 tarihinde kararlaştırılan ve 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 36. maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na eklenen ve 7078 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile kabul edilen Geçici 45. maddede ise; kaldırılan askeri yargı mercilerinde görülmekte olan, tebliğde ve infaz aşamasında bulunanlar ile bu mercilerin arşivlerinde bulunan işi bitmemiş dosyalardan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kanun yolu incelemesinde olanların Danıştaya, diğerlerinin ise Ankara İdare Mahkemelerine gönderileceği kurala bağlanmıştır.
    Uyuşmazlığa ilişkin olarak, "usul kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi" gereğince dava dosyalarının devrini müteakip uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
    Anayasanın "Siyasi Haklar ve Ödevler" bölümünde yer alan "Vatan hizmet" başlıklı 72. maddesinde; vatan hizmetinin, her Türk'ün hakkı ve ödevi olduğu, bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    A) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kararının, Maddi Tazminat İsteminin Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    Dava dilekçesinde davacının maddi tazminat isteminin gelir kaybı, ekonomik geleceğinin sarsılması ve beden gücü kaybına bağlı olarak fazladan sarf edilen güç (efor) kaybı karşılığı uğranılan zarara yönelik olduğunun belirtildiği görülmektedir.
    Bu durumda davacının gelir kaybı ve ekonomik geleceğinin sarsılması ile güç kaybından doğan zararlarının ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir.

    Davacının Gelir Kaybı ve Ekonomik Geleceğinin Sarsılmasından Doğan Zararının İncelenmesi:
    Bakılan davada davacının maluliyet oranının %10,3 olduğu görülmektedir. Davacının maluliyet oranının %60'tan az olması nedeniyle çalışmaya devam edebileceği, bu nedenlede ekonomik geleceğinde sarsılma olmayacağı dikkate alındığında davacının gelir ve ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle kaybının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Davacının Güç (Efor) Kaybının İncelenmesi:
    Tazminat hukukunda çağın gereklerine uygun olarak geliştirilen uygun olarak geliştirilen içtihatlarla, kişinin uğramış olduğu kalıcı bedensel sakatlığının sebep olduğu iş gücü kaybının mevcut işini yürütmesine engel olup olmadığına bakılmaksızın gelirinde ve mal varlığında bir eksilme olmamış olsa dahi günlük faaliyetlerini ve işini eskisine ve emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek gerçekleştireceği kabulünden hareketle "güç (efor) kaybı tazminatı" olarak adlandırılan tazminatın ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Bedensel kayba uğrayan kişinin günlük yaşamını sürdürebilmesi ve işini yapabilmesi için zarardan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla bir güç (efor) sarf ettiği gerçeğinden hareket edilerek zararı, bir anlamda, bu "fazladan sarf edilen gücün" oluşturduğu esası benimsenmiştir. Bu doğrultuda, idari faaliyetlerin neden ve etkisiyle kamu görevlilerinin veya diğer kişilerin güç (efor) kaybına dayanan maddi zararının idare hukukunun ilke ve kuralları uyarınca idarece tazmin edilmesi gerektiği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
    İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar; idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının (patrimuanın) aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan toplam zarar olup; bedensel nitelikteki maddi zarar ise, kişinin sağlığına kavuşmak için yaptığı tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması ya da yok olması nedeniyle elde edeceği gelirde meydana gelen azalmayı ifade etmektedir.
    Dava konusu olay neticesinde ... Kurulunca yapılan muayenesi sonucunda düzenlenen ... tarihli raporla %10,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği belirlenen davacının günlük yaşamını ve çalışma hayatını emsallerine ve eskiye nazaran daha fazla güç (efor) sarf ederek sürdüreceği, bu fazladan sarf edilen efordan kaynaklanan maddi zararının en fazla net asgari ücret tutarı kadar olacağı, Dairemizin içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
    Buna göre, davacının aktif dönemdeki (zarara uğranılan tarihten içtihadi emeklilik yaşı kabul edilen 60 yaşın sonuna kadar olan dönemdeki) maddi zararının, 2022 yılına kadar asgari geçim indirimi (AGİ) dahil net asgari ücrete meslekte kazanma gücü kaybı oranı uygulanmak suretiyle hesaplanması gerekmektedir.
    Ayrıca, güç (efor) kaybına dayanan maddi tazminatın hesabında, davacının 60 yaşını ikmalinden TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre belirlenen muhtemel bakiye yaşam süresinin sonuna kadar geçen pasif devrede de, bedensel kaybı nedeniyle daha fazla efor sarf ederek yaşamını devam ettirmesi söz konusu olacağından, pasif dönem zararı da aynı usulle (AGİ hariç net asgari ücret tutarına meslekte kazanma gücü kayıp oranının uygulanması suretiyle) hesaplanmalıdır.
    Aktif dönemin işleyecek devre zararı ile pasif dönem zararı hesaplanırken, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihte bilinen net asgari ücret miktarı her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle belirlenmelidir.
    Ayrıca davacıya olay nedeniyle 5434 sayılı Kanun uyarınca bağlanan 6. derece vazife malullüğü aylığı ile 5434 sayılı Kanun'un Ek 79. maddesi gereğince ödenen tütün ikramiyesi yarar kabul edilmek suretiyle denkleştirme (yarar- zarar hesabı) yapılması gerektiği de açıktır.
    Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının efor (güç) kaybından kaynaklanan maddi zararının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    B) (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kararının Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve varsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idari faaliyetin niteliği, zararlı sonuca etkisi ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
    Dava konusu olayda, olayın gerçekleşme şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında, Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının, uğranılan zarara göre orantısız ve düşük kaldığı, duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa giderecek düzeyde olmadığı ve manevi tazminat isteminin tamamına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Bu itibarla, temyize konu kararın, manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
    2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ... Mahkemesi İkinci Dairesinin .... tarih ve E:...., K:.... sayılı kararının (.... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının) temyize konu redde ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın davanın görüm ve çözümünde yetkili olan ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın .... İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi