Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3654
Karar No: 2020/915
Karar Tarihi: 04.02.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3654 Esas 2020/915 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/3654 E.  ,  2020/915 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

    Taraflar arasında görülen davada Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 10.05.2018 tarih ve 2017/71-2018/373 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04.02.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekilleri Av. ... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında hukuken "taahhüt işlemi" niteliğinde ve bağlayıcı 14.06.2002 tarihinde imzalanan protokole göre, davalının ... Enerji A.Ş"de sahip olduğu hisselerini müvekkiline 500.000.- Euro karşılığında devretmeyi taahhüt ettiğini, ardından 14.06.2002 tarihli protokolün tasarruf işlemi olan 07.10.2002 tarihli hisse devir sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeye göre de, davalının sahip olduğu hisselerini davacıya devrettiğini, ödenmesi kararlaştırılan 500.000 Euro"nun bir ödeme planına bağlandığını, ilk iki taksitin ödendiğini, üçüncü taksitin davalı tarafından iade edildiğini, ödemenin tamamının tek seferde yapılmasının ihtar edildiğini, ayrıca 07.10.2002 tarihli hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti için Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/128 E. sayılı davasının açıldığını, mahkemece 07.10.2002 tarihli sözleşmenin geçersizliğine ve müvekkili adına olan hisselerin davacı adına tesciline dair verilen kararın kesinleştiğini, icra tehdidi altında müvekkilinin daha önceden davalıdan devraldığı hisseleri tekrar iade ettiğini, 14.06.2002 tarihli protokolün taahhüt işlemi, 07.10.2002 tarihli protokolün ise tasarruf işlemi niteliği taşıdığını, tasarruf işlemi mahiyetindeki 07.10.2002 tarihli sözleşmenin geçersizliğine karar verilse bile 14.06.2002 tarihli taahhüt işlemi niteliğindeki protokolün ayakta olduğunu ileri sürerek 14.06.2002 tarihli protokol gereği kararlaştırılan, davalı adına kayıtlı 2.000 hissenin müvekkiline iadesini, müvekkili adına şirket pay defterine tescilini, 400.000.- Euro"nun müvekkilince depo edilmesini teminen depo kararı verilmesini, bu paranın kesinleşmeye müteakip davalıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunduğunu, mahkeme kararına istinaden dava konusu hisselerin müvekkili adına tescil edildiğini, Hazine Müsteşarlığı tarafından verilecek iznin sadece tasarruf işlemi için değil taahhüt işlemi için de geçerli olduğunu, dava konusu hisselerin kesinleşen hüküm doğrultusunda müvekkili adına tescil edildiğini, aynı konuda sonradan düzenlenen 07.10.2002 tarihli sözleşmenin, 14.06.2002 tarihli sözleşmeyi ortadan kaldırdığını, nitekim önceki davada davacının açıkça 14.06.2002 tarihli sözleşmenin 07.10.2002 tarihli sözleşmenin yapılması ile hükümden düştüğünü ikrar ettiğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 14.06.2002 tarihli protokol ve 07.10.2002 tarihli hisse devir sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalıya 100.000.- USD hisse devir bedeli ödediğini, mahkeme kararı ile 07.10.2002 tarihli hisse devrinin iptal edildiğini, müvekkilinin bu kez 14.06.2002 tarihli taahhüt protokolüne dayanarak hisselerin davacı adına tesciline ilişkin açtığı davanın sonuçlanması gerektiğini, 100.000.- USD"nin halen davalı uhdesinde durduğunu, bu haliyle davalının sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilinin ödemelerinin hukuken geçerli bir nedenden yoksun hale geldiğini, ayrıca hisse devir protokolü tarihinde devir bedeli toplam 500.000.- USD olarak belirlenmişse de davalının mahkeme kararına istinaden hisseleri geri aldığı tarihte hisselerin çok daha değerli olduklarını, davalının bu değer artışı tutarını da iade borcu altında bulunduğunu, denkleştirici ödeme yapılması gerektiğini, müvekkilinin 07.12.2012 tarihine kadar hisseleri kendine ait sandığını, malik sıfatı ile hareket ettiğini, iyiniyetli zilyedin masrafları isteyebileceğini, müvekkilinin kendi çaba, yetenek, yatırımları ile elde ettiği değerlerin iadesinin gerektiğini, bu kapsamda da bir denkleştirilme yapılmasının hakkaniyetin gereği olduğunu ileri sürerek hisse devir bedeli olarak ödenen 100.000.- USD"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, hisse devir bedelinin belirlendiği protokol tarihindeki hisse değeri ile davalıya iade edildiği tarihteki değeri arasındaki farkın talebi kapsamında şimdilik 10.000.- TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin hisseleri iade aldığı 04.10.2012 tarihine kadar semerelerinden davacı yararlandığından bu dönem için bedel istenemeyeceğini, davacının şirkete bir değer kazandırmadığını, bilakis içini boşalttığını, müvekkilinin, şirketten alacağı olan 285.000.- Euro"yu davacı tahsil ettiğinden takas defiinde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında aktedilmiş olan 14.06.2002 tarihli sözleşmenin taahhüt niteliğinde hisse satım sözleşmesi olduğu, 07.10.2002 tarihli sözleşmenin ise alacağın temliki sözleşmesi niteliğinde borçlandırıcı işlem mahiyeti taşıdığı, 14.06.2002 tarihli sözleşme ile davalı pay sahibinin ... Enerji A.Ş"de sahip olduğu payları, davacı pay sahibine devretmeyi taahhüt ettiği, davacı alıcının da 500.000.- Euro karşılığı bu payları devralmayı kabul ettiği, borçlandırıcı işlemin tasarruf işleminin hukuki sebebini oluşturduğu, 07.10.2002 tarihli devir sözleşmesinin mahkemece geçersiz kabul edilmesinin 14.06.2002 tarihli taahhüt sözleşmesinin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı, davalının 14.06.2002 tarihli sözleşme ile yüklendiği payları devretme borcunu ifa ile yükümlü olduğu, davacının 2.000 adet payın mülkiyetinin mahkeme kararı ile kendisine intikal ettirilmesini talep edebileceği, 100.000.- Euro"nun daha önceden ödendiği, bakiye pay bedeli olan 400.000.- Euro"nun depo ettirilmesine karar verildiği, hisse devir sözleşmesinin geçersizliğine dair ilamın kesinleşme tarihi gözetildiğinde birleşen davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı bulunan ... Enerji ve Entegre Tarım Ürünleri Gıda San. A.Ş."ye ait 2.000 adet A grubu nama yazılı hissenin davacı adına tescili ile şirket pay defterine işlenmesine, karar kesinleştiğinde depo ettirilen 400.000.- Euro"nun işleyecek mevduat faiziyle birlikte ve talep halinde ödenmesi için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, birleşen davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile asıl davada verilen kararın onanması gerekmiştir.
    2-) Birleşen davada davacı vekilinin, birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; birleşen davada davacı, hisse devri karşılığında davalıya ödenen hisse bedelleri ile denkleştirme tazminatının tahsilini istemiş, asıl davanın kabul edilmesi halinde birleşen davanın konusuz kalacağını ifade etmiş, mahkemece birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hisse devir taahhüdünün imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 128. (6098 sayılı TBK"nın 149.) maddesi uyarınca zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu zamandan başlar. Mahkemece, asıl davada 14.06.2002 tarihli hisse devir taahhüdünün geçerli olduğu kabul edilip asıl davada davalı üzerinde bulunan hisselerin davacı adına tesciline karar verildiğine ve bu taahhüde bağlı paylar da devredilmediğine göre hisse devir bedelinin muacceliyetinden, dolayısıyla birleşen davanın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın birleşen dava davacısı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı vekilinin, asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddiyle asıl davada verilen hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı vekilinin, birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen davada verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 48.158,55 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davaya yönelik-asıl davada davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden birleşen davaya yönelik davacıya iadesine, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi