Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2317
Karar No: 2019/8026
Karar Tarihi: 10.12.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2317 Esas 2019/8026 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/2317 E.  ,  2019/8026 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/05/2017 tarih ve 2014/530 E- 2017/383 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 22/02/2018 tarih ve 2017/508 E- 2018/139 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.12.2019 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı ...Ş vekili Av. ..., asıl ve birleşen davada davalılardan Euroka Sigorta A.Ş vekili Av. ... , asıl ve birleşen davada davalı Çobantur turizm Tuu ve Nak. Ltd. Şti vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda müvekkili ile dava dışı İskenderun Demir ve Çelik AŞ arasında "Nakliyat, Abonman Sigorta poliçesi" bulunduğunu, sigortalının asıl dosyada Fransa"dan birleşen diğer dosyalarda ise Slovenya"dan aldığı emtiaların Hatay"a taşınması işleminin davalı Çobantur Turizm ..Ltd. Şti. tarafından üstlendiğini, diğer davalı olan Eureko Sigorta AŞ"nin ise Çobantur Şirketinin zorunlu sigortacısı olduğunu, hasarsız eksiksiz kuru ve sağlam halde teslim edilen emtianın varma yerinde yapılan tespitlerde ıslak ve paslı olduğunun anlaşıldığı, davalının taşıma esnasında bilgi vermeksizin araç değişikliği yaptığı, ekspertiz raporuna göre emtianın yağmur yada benzeri koşullar altında bu hale gelmiş olabileceği kanaatine varıldığı, taşıyıcı firmanın ve sigortacısının bu hasar-zarardan sorumlu olduğunu, bu nedenle sigortalısının zararını ödeyen davacının; halefiyet haklarını kullanmak suretiyle davalı taşıyıcı ve onun zorunlu sigortasına rücu hakkını kullandığını ileri sürerek asıl dosyada 37.995,10-euro"nun 08/04/2013 tarihinden, birleşen 2013/902 Esas sayılı dosyada 33.379,86 -euro"nun 23/05/2013 tarihinden itibaren, birleşen 2013/903 Esas sayılı dosyada 32.821,56 euronun 06/06/2013 tarihinden itibaren, birleşen 2013/904 Esas sayılı dosyada 31.929,35 euro"nun 12/06/2013 tarihinden itibaren, birleşen 2013/905 Esas sayılı dosyada 32.181,55 euro"nun 10/06/2013 tarihinden itibaren yıllık %5 oranda CMR faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Çobantur...Ltd.Şti. vekili, emtianın ambalajında delik, yırtık, defarmasyon bulunmadığını, taşımada kullanılan araçların brandalarında, teknik malzemelerinde herhangi bir sorun olmadığını, söz konusu ıslaklık ve paslanmanın ambalajlanma kusurundan doğmuş olabileceğini, bundan da müvekkili taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını, zaten 5 ayrı taşımanın söz konusu olduğunu, her birinde de aynı sorunla karşılaşıldığını, buradan da kusurun taşıyıcıda değil, malda ya da ambalajlanmasında olduğunu gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taşınan ticari emtia niteliğindeki tellerin orijinal paketlenmesinin teknolojiye uygun olduğu, asıl ve birleşen dosyalarda taşımada kullanılan araçların kasasına su girdiğine dair bir tespitin bulunmadığı, taşıma sürecinde sağlam bobinler içine su sızdıracak kadar yoğun yağmura maruz kaldığını gösteren meteorolojik bir veri olmadığı, teslim yerinde ambalajların içine su girebilecek ya da sızabilecek şekilde bir yırtığın ya da deliğin bulunduğuna dair bir tespitin söz konusu olmadığı ve tutanaklarda böyle bir şeyin yer almadığı, öte yandan 5 ayrı taşımada da aynı problemin yaşandığı, sadece ambalaj içindeki nem ya da nemin yoğunlaşmasının değil dış ortamdan difizyon yoluyla neme nüfus etmesi sonucu ancak bu denli bir bozulmanın yaşanabileceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; taşınan emtianın özel nitelikli emtia olduğu ve çevre koşullarından yalıtılması gerektiği, bu özelliğine rağmen özel bir taşıma sistemi öngörülmediği, davalı taşıyanın müterafık kusurunun bulunmadığı, emtiadaki bozulmanın havadaki yahut ambalaj üzerinde biriken element ve bileşiklerin difüzyonu yoluyla gerçekleşmiş olduğu, ya da dava konusu taşınan emtianın ambalajında dışarıdan girebilecek bir hasar ve yırtık-delik v.s bulunmadığına göre emtianın su yahut neme maruz kalmış vaziyette ambalajlanmış olabileceği, dava konusu emtialardaki hasarın taşıyıcının CMR 17/4-d maddesi kapsamında malların özelliği sonucu ortaya çıktığı yahut CMR 17/4-b maddesi kapsamında malların taşıyıcının sorumlu olmadığı bir ambalaj kusurundan kaynaklandığı, bu koşullarda taşıyıcının ve sigortacısının oluşan hasarlardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan asıl davada verilen hükme yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Asıl ve birleşen davalar, CMR Konvansiyonu kapsamında farklı tarihlerde yapılan taşımalar sonucunda emtiada meydana gelen zararların davalı taşıyıcıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, dosya kapsamında bulunan ve hükme esas alınan 21.12.2016 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, mevsim şartlarında mevcut ortamın yarattığı ambalaj üzerinden diffüzyon yoluyla nüfuz edebilecek suyun taşıyıcı tarafından önlenmesinin mümkün olmadığı, sorunun ambalajlamadan kaynaklandığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir.
    Asıl davaya konu taşıma Fransa"dan, birleşen davalara konu taşımalar ise Slovenya"dan Hatay"a yapılmış, taşımaya konu Ca-Si ve Ca-Fe özlü teller gönderen firma tarafından ambalajlanmış, ancak varma yerinde düzenlenen tutanaklardan da anlaşıldığı üzere tellerin ıslak ve paslı olduğu anlaşılmıştır. Düzenlenen eksper raporlarında, hasarın nerede ve ne zaman meydana geldiği tam olarak bilinmemekle birlikte, nakliyeci firma sorumluluğunda iken, nakliyenin bir aşamasında ve/veya aktarmalarda (muhtemelen yağmurlu havada uzun süre araç dışında ve açık sahada bekletilmesi sonucu ıslanarak hasarlanmış) meydana geldiği sonucuna varılmış, 18.06.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda ise somut hiçbir veri olmadan, fiziki terleme hadisesini de yok sayarak sevkiyatın bir aşamasında ve/veya muhtemelen yağmurlu havada araçtan araca yapılan aktarmada yada açık sahada bekletilip ıslandığı için paslandığı sonucuna varılamayacağı ifade edilmiştir. Davacı vekilinin itirazları üzerine heyete metalurji mühendisi dahil edilerek yeni bir rapor alınmış, hükme esas alınan işbu raporda ise, emtiadaki bozulmanın terleme sonucu oluşmayacak nitelikte olduğu, daha fazla miktarda ve ambalaj dışı bir su kaynağının veya çok nemli bir ortamda bekletilmesi sonucunda dış ortamdan ambalajlanmış ürünler üzerine diffüzyon yoluyla suyun nüfuz etmesi sonucu ancak bu denli bir bozulmaya neden olabileceği sonucuna varılmıştır. Davacı tarafça dosyaya sunulan uzman görüşünde de benzer şekilde bozulmaya neden olan suyun nem (terleme) yerine dış bir etkenden kaynaklanabileceği veya çok daha fazla miktarda nem içeren bir ortamda olması gerektiği teknik olarak açıklanmıştır.
    Yapılan tespitler, açıklamalar ve dosya kapsamında bulunan belgeler değerlendirildiğinde; öncelikle emtianın ambalajının taşımaya uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, birleşen dosyalardan 2013/902 esas sayılı dosyada, yer alan ekspertiz raporunda satıcı firmanın “ nakliye esnasında rutubet riskini önlemek için ayrıca özel folyo kolduk” ifadesinin açıkça yer aldığı, bu durumda eksper raporları, bilirkişi raporları ile davacı tarafından sunulan uzman görüşü ve tarafların itirazları da dikkate alınarak, taşımaya konu emtianın taşıma güzergahına, taşıma koşullarına ve günümüz teknolojik verilerine uygun ambalajlanıp ambalajlanmadığının, emtianın terleme özelliğinin olup olmadığının, ambalaj içerisine rutubet riskini önlemek için özel bir folyo koyulması gerekip gerekmediğinin tespiti, ayrıca dış ortamdan gelen suyun naylon ile ambalanmış (ambalajda delik yırtık vs. olmadığı halde) ürün üzerine sirayet etmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise bunun nasıl gerçekleşebileceği, mevcut ambalajlı haliyle ürünün dış etkilere karşı yeterince korunaklı olup olmadığının hertürlü soyut yaklaşımdan uzak ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklanmak üzere işin uzmanlarından oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi