Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18808
Karar No: 2017/9222
Karar Tarihi: 05.10.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18808 Esas 2017/9222 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/18808 E.  ,  2017/9222 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı avukat, davalı adına işçilik alacaklarına dayalı dava açıp kazandığını, ardından ilamı icraya koyduğunu, kararın temyiz edilmesi üzerine takip bedelinin icra veznesine depo edilmek suretiyle tehiri icra kararı alındığını, başka bir avukatın temyiz süresini hızlandıracağı iddiası ile davalı tarafından haksız azledildiğini, bu nedenle takip ettiği dava ve icra takiplerindeki akdi ve karşı yan ücretleri ile birlikte yaptığı masrafların da tahsili amacıyla gerçekleştirdiği icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, vekalet ilişkisinden kaynaklı açılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibaret olup, davacı, davalı müvekkili tarafından haksız olarak azledildiğinden bahisle itirazın iptalini istemiş, davalı ise davacının işçilik alacaklarına yönelik davayı 1 defa takipsiz bırakarak davanın uzamasına neden olduğunu, başka işçiler alacaklarına kavuşurken bu uzama nedeniyle kendisinin hak ettiği ücrete kavuşamadığını, çalıştığı şirket bu süreçte iflas ettiğinden alacağına kavuşma imkanının zorlaştığını, ayrıca ilamı icraya koyarken kıdem tazminatı ve ücret alacağı yönünden fazla faiz hesapladığını, şikayet üzerine icra mahkemesince fazla hesaplanan miktarın mahsubuna karar verildiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemek zorunda kaldığını, zarara uğradığını, bu nedenle davacıyı haklı olarak azlettiğini savunmuştur.
    Avukatın, vekil olarak borçları dava tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu"nun 390. ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özenle ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. “Özen borcu” ile ilgili Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesinde mevcut olan, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Borçlar Kanununun 390. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanunu’nun 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Somut olayda, davacı ... 1.İş mahkemesinin 2008 1130 E.ve 201134 K.sayılı işçilik alacaklarına ilişkin davanın 7. celsesine mazeret bildirek girmemiş, mahkemece belgelendirilmeyen mazeretin reddine karar verilmiştir. Bilindiği gibi vekalet ilişkisinde vekil ağırlaştırılmış özen borcu altında olup hafif kusurundan dahi sorumludur. Başka bir mahkemede duruşması olan avukat, mazeretine ilişkin duruşma zaptı, tensip zaptı vs gibi belgeleri, yeni duruşma gününün tebliğine ilişkin masrafları ile birlikte mazeretini bildirir dilekçeye eklemek zorundadır. Davacı avukat bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davanın uzamasına sebep olduğu gibi ilamı icraya koyarken faiz hesabında da özenli davranmamış, müvekkilinin zarara uğramasına sebep olmuştur. Davacı avukat özen borcuna aykırı davranarak davalı müvekkilin güvenini sarmış, özen yükümlülüğüne aykırı davranmıştır. Hal böyle olunca,mahkemece azlin haklı olduğu kabul edilerek tamamlanmamış işlerden avukatın ücrete hak kazanamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı savunmaları üzerinde eksik inceleme yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 260,80 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 263,00 TL harcında davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi