9. Ceza Dairesi 2013/15705 E. , 2014/3213 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, patlayıcı madde bulundurma, mala zarar verme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Hüküm : 1- Sanık ... hakkında: a- TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollaması ile 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet b- TCK"nın 174/1-2, 62/1, 52/2-4, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet (14.02.2011 tarihli olay nedeniyle) c- TCK"nın 170/1-c, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet (10.02.2011 tarihli olay nedeniyle) 2- Sanık ... ve ... hakkında: a- TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollaması ile 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet b- TCK"nın 174/1-2, 62/1, 52/2-4, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet (14.02.2011 tarihli olay nedeniyle) 3- Sanık ... hakkında: a- TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollaması ile 314/2, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
b- TCK"nın 174/1-2, 52/2-4, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet (14.02.2011 tarihli olay nedeniyle) c- TCK"nın 152/1-a, 152/2-a, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet (28.01.2011, 07.01.2011, 06.02.2011, 05.02.2011, 11.02.2011 tarihli eylemleri nedeniyle 5 kez) d- 2911 sayılı Kanunun 23/b maddesi delaleti ile 33/1, TCK"nın 43/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet (28.01.2011, 07.01.2011, 06.02.2011, 05.02.2011, 11.02.2011 tarihli eylemleri nedeniyle)
e- 2911 sayılı Kanunun 33/2. maddesi yollaması ile 32/1, TCK"nın 43/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet (28.01.2011, 07.01.2011, 06.02.2011, 05.02.2011, 11.02.2011 tarihli eylemleri nedeniyle)
Usulüne uygun tebligata rağmen sanık ... müdafiinin duruşmaya gelmediği ve geçerli bir mazeret de bildirmediği anlaşıldığından; sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
Hükmedilen cezaların süresine göre şartları bulunmadığından, sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteğinin 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
1- Tüm sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, patlayıcı madde bulundurma, sanık ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin incelemede;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, sanıklar ..., ... ve ... hakkında cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafileri ile sanıklar ... ve ..."nin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakknda genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Sanığın 10.02.2011 tarihinde lastiğin üzerine benzin dökerek yaktığına ilişkin soruşturma aşamasındaki ikrarının yan delille doğrulanmadığı gibi sonradan bu ikrarından da döndüğü ve atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden şüpheden sanık yararlanır ilkesi de dikkate alınarak yüklenen suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Sanık ... hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince,
Kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Kanun koyucunun yukardaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasından tercih edilen “düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger-Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich-Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır. Buna göre, sanık ..."ın 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eylemlerinin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu kabul edildiğinden, sanığa yüklenen suçların tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezaların süresine göre, hüküm tarihinde yürürlükte olan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davalara ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ... ve müdafii ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.